YUNANİSTAN’IN SON HAMLELERİ KARŞISINDA HÜKÜMETİ GÖREVE DAVET EDİYORUZ

YUNANİSTAN’IN SON HAMLELERİ KARŞISINDA HÜKÜMETİ GÖREVE DAVET EDİYORUZ

 

Yunanistan Türkiye’nin Lozan’dan kaynaklanan haklarını hiçe sayarak bir yandan Doğu Akdeniz ve Ege Denizi’nde stratejik hamleler yapmaya çalışırken, diğer yandan savunma alanında Fransa ve ABD ile stratejik anlaşmalar yapma yoluna gitmektedir.

 

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın, İngiliz mevkidaşı Liz Truss ile savunma alanında ikili işbirliği çerçeve anlaşması imzalama yoluna gitmesi, GKRK’nin Doğu Akdeniz’de, KKTC’nin haklarını yok sayarak tüm Kıbrıs adına hareket etmesi ve son olarak Yunanistan, GKRK ve Mısır arasında yapılan 9. Liderler Zirvesi’nin sonunda yayınlanan ortak mutabakat muhtırası Türkiye üzerinde baskı kurmaya yönelik adımlardır.

 

24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması’yla her iki ülkenin karasuları 3 mil olarak belirlenmişken, Yunanistan’ın 8 Ekim 1936 tarihinde karasularını haksız yere 6 mile çıkarması gibi, şimdi de Fransa, ABD ve İngiltere ile yapılan güvenlik anlaşmalarına güvenerek karasularını 12 mile çıkarma hamlesini gerçekleştirme niyeti bulunmaktadır.

 

Yunanistan, şu ana kadar karasularını 12 mile çıkarma hevesi noktasında geri adım atmış bulunmaktadır. Hiç şüphesiz bu kararın alınmasında Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız’ın 1995’te TBMM’de dirayetli ve cesaretli duruşu yadsınamaz. Erbakan Hocamız’ın o dönemde, Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkarmasının Türkiye tarafından savaş sebebi sayılacağına ilişkin meclis kararı alınmasında büyük etkisi olmuştu.

 

Yunanistan’ın, Fransa ve ABD ile yapmış olduğu güvenlik anlaşmalarından sonra Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın, TBMM’nin 08 Haziran 1995 tarihli “casus belli” kararına atıfta bulunarak, “Türkiye bizi o dönemde savaşla tehdit etti” şeklinde açıklama yapması tesadüf değildir.

 

Yunanistan, karasularını 12 mile çıkarma isteğini gerçekleştirebildiği takdirde, Ege Denizi’nin yaklaşık % 72’sini egemenliği altına sokmuş olacaktır. Böyle bir durumda, ülkemizin hayati menfaatlerinin muhafaza ve müdafaa edilmesi mümkün olmayacaktır.

 

Bu noktada Müstafi Deniz Tümamiral Cihat Yaycı’nın ;  “Ege Denizi’nde statü 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi ile değil, 1923 Lozan Anlaşması ile belirlenmiştir. Lozan’a göre karasuları 3 mildir. Yunanistan imzacı olduğu Lozan’a saygı göstermeli ve uymalıdır” açıklaması dikkate alınmalıdır.

 

Hükümet’in Ege’de karasuları konusunda kararlı ve tedbirli bir tutum ortaya koyması bir zaruret arz etmektedir.

 

Ayrıca Türkiye gibi NATO ülkesi olan Yunanistan’ın, bir başka NATO üyesi olan ve nükleer güce sahip Fransa ile yapmış olduğu anlaşmadan sonra bizzat Dışişleri Bakanı Dendias tarafından “savaşa hazırız” sözleri ile Türkiye’yi anlaşma yaptığı ülkenin nükleer gücünü arkasına alarak tehdit etmeye kalkışması, NATO Antlaşması’nın 5. Maddesine aykırı olup, Hükümet’in bu konuda da hiç vakit kaybetmeden uluslararası hukuk yoluna başvurması gerekmektedir.

 

 

Dr. Fatih Erbakan

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı

 

Yayın Tarihi: 28 Ekim 2021 | Yayın Saati: 12:05:26