İsrail, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze’ye 12.000 tonun üzerinde bomba yağdırdı. Bu, Japonya’nın Hiroşima kentine atılan nükleer bombaya eşdeğer niteliktedir. Siyonist İsrail rejimi Gazze’de sadece 17 gün içerisinde gerçekleştirdiği bombalamada 2,704 çocuk yaşamını yitirirken, son 24 saat içerisinde ise 344 çocuk ağır bombardımanda vahşice katledildi. Bu vahşetin “meşru müdafaa hakkı” olarak gösterilmeye çalışılması tek kelimeyle vahşete meşruluk kazandırmaktan öteye gidemez.
İşgalci İsrail güçlerinin, Gazze'nin El Nusayrat Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıda, El Cezire Gazze Büro Şefi Wael el-Dahdouh'un ailesinin kaldığı binayı hedef alması sonucu Dahduh'un eşi, oğlu ve kızının şehit olması vahşetin boyutunu ortaya koymaktadır.
7 Ekim'den bu yana Gazze'ye yönelik saldırıları sonucunda hayatını kaybeden gazeteci sayısının 21'e yükselmesi Siyonist İsrail’in insancıl hukuk ihlalinin vahim durumunu ortaya koymaktadır. Son olarak Siyonist İsrail’in, El Cezire Gazze Büro Şefi Wael el-Dahdouh'un ailesini hedef alması işlediği insanlık suçlarını dünyaya duyuran muhabirleri susturma ve cezalandırma amacına yöneliktir.
Nitekim, yakın zamanda işgal altındaki topraklardan yayın yapan El Cezire Muhabiri Şirin Ebu Akile’nin, İsrail işgali altındaki Batı Şeria'daki bir İsrail operasyonunu haberleştirirken Siyonist İsrail güçlerinin ateşiyle öldürülmesi BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği tarafından da teyit edilmiş olmasına ve daha da önemlisi Amerikan vatandaşı olmasına rağmen ABD tarafından bu vahşetin örtbas edilmesi asla tesadüfi olamaz.
Şöyle ki, 2006’da ABD ve İsrail’in Lübnan’ı işgal etmeleri sırasında El Cezire muhabirleri vahşet görüntülerini tüm dünyaya servis ederken, dünya kamuoyu Lübnan’da olup bitenlerden anında haberdar oluyordu.
Bu gelişmeler karşısında dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Power ve ABD Başkanı George Bush, El Cezire’nin kapatılması yönünde Katar Emiri üzerinde baskı kurmaya çalıştılar.
Benzer şekilde dönemin ABD Başkanı Bush ve Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Venezüella Devlet Başkanı Chavez üzerinde de baskı kurarak TELESUR’un kapatılması için çaba göstermelerine rağmen hiçbir sonuç alamadılar.
Sonuç olarak, Netanyahu, Gazze’deki katliamı görmezden gelerek; "Biz aydınlığın, onlar da karanlığın insanlarıdır; İşaya'nın kehanetini gerçekleştireceğiz" şeklindeki ifadesinde işaret ettiği İşaya’nın kehanetine göre;” İsrail devleti çok güçlü, büyük ve ışık saçan bir devlet olacak” şeklindeki yaklaşımı onun karanlık dünyasını örtbas edemeyecektir.