SİYASİ İŞLER BAŞKANLIĞI HAFTALIK RAPORU - 27 ARALIK 2021

SİYASİ İŞLER BAŞKANLIĞI HAFTALIK RAPORU

 

27.12.2021

 

 

 

 

 

KONULAR:

 

  •        BU YAPILAN SINIRSIZ FAİZ ORANLI ÖRTÜLÜ FAİZ ARTIŞIDIR! 

  •      LİBYA’DA ERTELENEN SEÇİMLER VE MUHTEMEL SONUÇLARI

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 BU YAPILAN SINIRSIZ FAİZ ORANLI ÖRTÜLÜ FAİZ ARTIŞIDIR!

 

Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan, 'Dövize endeksli mevduat' düzenlemesini sert bir şekilde eleştirerek "Açıklanan sistem, Türk Lirası cinsinden mevduatlar için örtülü bir faiz artışıdır. Hem de bu yeni faiz oranı döviz kuruna endeksli, sınırsız bir faiz oranıdır.' dedi.

 

Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan, genel merkezimizde düzenlediği haftalık olağan basın toplantısında konuştu.

 

'AK Parti hükümetleri faiz ödeme şampiyonudur'

Gündemin en önemli konusu olan 'Kur Korumalı Vadeli TL' politikasına tepki gösteren Genel Başkanımız, şu ifadeleri kullandı:

 

"Ak Parti hükümetleri tüm uyarılara rağmen ısrarla uyguladığı 'yüksek faiz, düşük kur' politikasıyla 19 yılda 520 milyar dolar kamu kaynağını faize aktararak Cumhuriyet tarihinde 'faiz ödeme şampiyonu' olmuştur. 19 yılda toplanan toplam verginin yüzde 20’si doğrudan faiz lobisine gitmiştir. İş işten geçtikten sonra, milletin ekonomik problemleri işsizlik ve ağır geçim sıkıntısına dönüştükten yani bıçak kemiğe dayandıktan sonra, neredeyse 20 yılın sonunda hatasını kabul eden Ak Parti, “milleti faize ezdirmem” sloganıyla yıllarca kaynak aktardığı, ne istedilerse fazlasıyla gözü kapalı şekilde verdiği faiz lobisine savaş açarak, düşük faiz uygulamasına geçmeye karar vermiştir. Neredeyse 20 sene sonra akla gelen “Nas” hususu nedeniyle faizlerin düşürülmek istenmesi doğal olarak döviz kurlarında patlamaya yol açtı.  Pek belli etmek istemese de yüksek kurlardan ve bunun ekonomiye etkisinden iyice bunalan Hükümet,  bankalardaki  yüzde 65’ten fazlası döviz cinsinden olan mevduatların TL’ye dönüşü ve böylece kurların aşağı çekilmesi için bir uygulama başlattı."

 

'Bu sistem sınırsız faiz oranlı örtülü faiz  sistemidir'

'Sayın Cumhurbaşkanı yaptığı bu açıklama ile, aslında faiz artırımına gidileceğini ilan etmiştir! Açıklanan sistem, Türk Lirası cinsinden mevduatlar için örtülü bir faiz artışıdır. Hem de bu yeni faiz oranı döviz kuruna endeksli, sınırsız bir faiz oranıdır.' diyen Genel Başkanımız Erbakan,  "Bu uygulamanın kısa vadede dövizi aşağı çeken etkisi görülse bile,  orta ve uzun vadede yapısal problemlerimiz nedeniyle, üretmediğimiz için, yeterli düzeyde ihracat yapmadığımız için döviz tekrar yükselmeye devam edecektir. Zaten kısa vadede dahi döviz kurunun istenen oranda düşmediği de görüldü." ifadelerini kullandı. 

 

'Garibanın vergisi zenginin malına nema olacak'

Genel Başkanımız açıklanan bu sistem ile milyonlarca vatandaştan toplanacak vergilerin hazineden imtiyazlılara aktarılması manasına geldğini belirterek şöyle devam etti:  "Türk Lirası mevduatlara faiz getirisinin üzerinde, döviz kuru artışı kadar ilave ödemenin Hazine tarafından yapılacak olması demek,  yüksek birikime sahip yüzde 1’lik kısmına kalan %99’luk fakir ve gariban halktan toplanan vergilerle imtiyazlılara milyarlarca lira ödeme yapılması demek faiz geliri neması manasını taşımaktadır. Nasıl ki yaptırdıkları köprü-otoyol-havaalanlarından geçmeyen vatandaş da Hazine üzerinden geçiş ücretini ödüyorsa, bu uygulamayla bankada mevduatı olmayan vatandaş da mevduatı olanın kur farkı kazancının ödemesini yapmış olacak." 

 

Merkez Bankası 24 saat içinde 7 milyar dolar bozdurdu

Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan sistemin işlediğini göstermek için Merkez Bankası'nın açıklamadan sonraki 24 saat içinde 7 milyar dolar bozdurduğunu ortaya çıktığını söyledi:

 

"Bir de dün ortaya çıkan bir gerçek de Sayın Cumhurbaşkanı'nın açıklama yaptığı andan itibaren Merkez Bankası'nın bir 7 milyar dolar daha döviz mevduatının TL'ye döndüğüdür. Bunun da sebebi bakın açıklama etkili oldu döviz aşağı gidiyor demek için yapıldığı gerçektir.  Bu uygulama eğer beklenen sonucu vermez ve döviz artmaya devam ederse, zaten çok yüksek olan enflasyonu da daha da artıracaktır.  Çünkü bu ilave ödemeler Hazine’de yeterli miktarda kaynak olmaması nedeniyle, yüksek miktarda Türk Lirası basılarak karşılanacak, bu da enflasyonu artırıcı etki yapacaktır."

 

İktidar 6 ay içinde erken seçime gidebilir

Bu hamlelerin erken seçime yönelik hamleler olduğu konusunda ciddi şüphelerinin olduğunu ifade eden Genel Başkanımız, "Asıl yapısal sorunlar çözülmeden yani üretmeden ihracat yapmadan dış ticaret açığımızı kapatmadan bu gibi palyatif çözümlerin sonuca ulaşması mümkün değildir. Biz de bu hamlelerin bir erken seçim hazırlığı olduğuna dair şüphe duyuyoruz. Yani bir 6 ay bize nefes aldırırsa bu uygulama ilkbahar gibi haziran gibi erken seçim yaparız diye düşünüyor olabilir iktidar" şeklinde konuştu.

 

Bu politikalar Faiz lobisine kazandırıyor

İktidarın faiz indirme politikalarının da işe yaramadığının ortaya çıktığını vurgulayan Genel Başkanımız Erbakan,  "İktidar, 'faiz lobisiyle savaşıyoruz' derken, aslında 20 seneden beri olduğu gibi şu anda da faiz lobisine fayda sağlamaktadır maalesef. Şöyle ki Ak Parti iktidarı bir süredir  Merkez Bankası üzerinde tahakküm kurarak politika faizini indirmeyi tercih etmektedir. Ak Parti iktidarının “yeni ekonomi politikasına” bağlı olarak merkez bankası üzerinde kurulan baskı sonucunda faizler Para Politikası Kurulu’nun 16 Aralık tarihli son toplantısında  %14'e kadar indirildi. Fakat Sn. Cumhurbaşkanı'nın verdiği talimatla bu faiz indirim kararları Ak Parti iktidarının iddia ettiği sonucu vermemiştir. Piyasa faizleri düşmek bir yana artmaya başlamıştır... Merkez Bankası ve Bankalar Birliği verilerine göre;  10 Aralık haftasında TL mevduat faizi bir önceki haftaya göre 2,1 puan artışla yıllık yüzde 15,20 olurken,  TL ticari kredilerin faiz oranı ise bir önceki haftaya göre 1,6 puan artışla yıllık yüzde 19,63 oldu.  Konut kredi faizleri 1,4 puan artışla yüzde 17,17’ye,  taşıt kredisi faizi yüzde 24,24’e,  bireysel ihtiyaç-tüketici kredisi faizleri yıllık 25,26’ya yükseldi. Faiz indirim kararlarıyla beraber, devlet borçlanma faizleri de 7 aydır neredeyse sabit bulunduğu %19 seviyesinden, 7 Aralık 2021 tarihi itibariyle %22,7 seviyesine kadar çıkmıştır… Dolayısıyla hem faizler artmış, hem de döviz kurları artmış durumdadır. Aynen geçen sene Merkez Bankası’nın dövizlerinin satılıp döviz rezervi eksiye düşürüldüğü halde döviz kurlarının düşmeyip, aksine daha da artmasında olduğu gibi. O zaman da hem rezervimiz elimizden gitmiş, hem de döviz kurları artmaya devam etmişti. Bu arada  “Rantiyeciler” MB’dan %14 faizle parayı alıp götürüp Hazine’ye %22,7 faizle satmaktadır. Oturdukları yerden devletin parasıyla %9’a yakın kar etmektedir."

 

 

Genel Başkanımız kurtuluş reçetesini sıraladı

Yeniden Refah olarak AK Parti iktidarına acilen bu hatasından dönmesi çağrısında bulunan Genel Başkanımız, bu girdaptan kurtuluş reçetesini şöyle açıkladı:

 

Sadece Merkez Bankası ve politika faizi üzerine inşa edilmiş zorlama bir yöntem yerine, faize kaynak aktarılmasını önlemek için borç-faiz ekonomisi modelinden bir an evvel vazgeçmelidir. Bunun ilk adımı olarak; derhal yıllardır uyguladığı hatalı “borçlanma politikasını” değiştirerek, merkezi ve mahalli yönetimler için “denk bütçe zorunluluğu” getirilmelidir.

 

Sürekli olarak “dış borç arayışı” yerine, milli kaynak üretmeye odaklanmalı, yatırımlar ve gerekli harcamalar dış borçlarla değil milli kaynaklarla finanse edilmelidir.

 

Yap-İşlet-Devret modeli ile imtiyazlı holdinglere milyarlarca lira aktarılmasına derhal son verilmelidir.

 

Bir an evvel üretim ve ihracatın artırılması için gereken iklimin oluşturulması için gerekli adımları atmalıdır. Başka türlü bu girdaptan kurtulmamız mümkün olmaz.

 

Dr. Fatih ERBAKAN

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı

 

 

 

LİBYA’DA ERTELENEN SEÇİMLER VE MUHTEMEL SONUÇLARI

 

 

24 Aralık 2021’de yapılması planlanan Libya seçimlerinin ileri bir tarihe ertelenmesi ve özellikle Tripolinin güneyinde yer alan ve El Zaviye ve Bab bin Gaşir ve Ayn Zara gibi merkezlere giden yolların kapatılması ve farklı bölgelerden gelen silahlı unsurların yoğun faaliyetleri yeniden çatışma ortamını daha da vahim bir noktaya getirmektedir.

 

Özellikle Tripoli Askeri Bölge Komutanı Abdülbasıt Mervan’ın görevden alınması ve Tripoli bölgesinde toplanan askeri güçlerin Mervan’ın göreve iadesi konusunda Başkanlık Konseyi üzerinde baskı kurmaları ve Halife Hafter’in güç paylaşımı konusunda cumhurbaşkanı adayları Fethi Başağ ve Ahmet Ömer Maiteeq ile görüşmeler yapması gerginliğin iyice artmasına neden olmaktadır.

 

Libya’da seçimlerinin geniş katılımlı ve hukuk çerçevesinde adil ve eşit şartlarda yapılması kaçınılmaz olup, bu konuda tüm taraflara büyük sorumluluk düşmektedir. Özellikle Türkiye ile Birleşmiş Milletler tarafından meşru olarak tanınan Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) arasında imzalanan “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası”nın önemine binaen Sn. Cumhurbaşkanı başta olmak üzere hükümet yetkililerinin acilen gerekli adımları atıp, Libya’daki mevcut krizin çatışma ortamına dönüşmemesi konusunda gerekli önlemleri almaları son derece büyük önem arz etmektedir.

 

Bu bağlamda, Libya seçimler öncesi son derece kritik ve hassas bir süreçten geçerken, hükümetin Tripoli ’deki taraflar arasındaki gerginliği düşürecek ve yeniden diyaloğu oluşturabilecek çalışmaların başlatması Türkiye’nin Doğu Akdeniz politikası için de hayati öneme haiz bir durum ortaya koymaktadır.

 

Türkiye’nin Libya ile imzaladığı kritik “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası” sonrası özellikle Yunanistan ve Fransa gibi ülkelerin Tobruk Temsilciler Meclisine yönelik politik ağırlıklı dezenformasyon şırınga etmeye yönelik hamlelerinin sonuçsuz kalması büyük ölçüde Türkiye’nin Bingazi ve Tobruk oryantasyonlu yeni politikalar ortaya koymasını gerekli kılmaktadır. Bu yolla Türkiye karşıtlığı politikaların akamete uğraması söz konusudur.

 

Burada Türkiye’nin Mısır ile olan ilişkilerinin de belirli bir aşamaya taşınmasının da elbette ki Tobruk ve Bingazi’de atılacak adımlarda belirleyici rol oynayacaktır. Çünkü Türkiye’nin Mısır ile de Doğu Akdeniz’de benzer bir anlaşma yapması elbette ki Mısır’ın da lehine olacak bir gelişmedir.

Elbette ki, Libya’da istikrarın ve güvenliğin sağlanması,  toprak bütünlüğünün korunması salt Libya açısından değil, Türkiye açısından da her zamankinden daha büyük öneme sahip olduğu bir vakıadır.

 

Sonuç olarak Yeniden Refah Partisi olarak diyoruz ki;  “adalet,barış,özgürlük ve demokrasi” havarisi olarak ortaya çıkan ve Libya’yı  bu duruma getiren dış güçlerin bundan böyle  Libya’da güven ve  istikrarı  yeniden sağlayabilmeleri asla mümkün değildir, burada en büyük görev hiç şüphesiz Türkiye’ye ve mevcut hükümete düşmektedir. Hükümetin  geç kalınmadan gerekli adımları atmasını beklediğimizi ifade etmek istiyoruz.

 

Doğan Bekin

Genel Başkan Yardımcısı

Yayın Tarihi: 28 Aralık 2021 | Yayın Saati: 17:25:04