SİYASİ İŞLER BAŞKANLIĞI HAFTALIK RAPORU - 27.12.2020

SİYASİ İŞLER BAŞKANLIĞI HAFTALIK RAPORU - 27.12.2020

 

HERŞEYİ MİLLET’TEN BEKLEMEMEK GEREKİR!

                                    

Daha önce de defalarca ifade ettiğimiz gibi; Hükümetler borçlanmadan, ilave vergiler üretmeden, milletin sırtına ilave yük yüklemeden kaynak oluşturmak, mevcut kaynaklarını adil ve verimli şekilde kullanmak ve bu kaynaklarla Millet’e hizmet etmek durumundadır.

Oysa bugün Türkiye’de durum çok farklı …

Ülkede Döviz Yükseliyor:  Hükümet vatandaşa sesleniyor, “fedakarlık yapın, elinizdeki dövizi TL’ye dönün” diyor.

Ülkede İşsizlik Artıyor:  Hükümet işadamlarına sesleniyor; “Her biriniz 10 kişi istihdam etseniz işsizlik falan kalmaz” diyor.

Pandemi Oluyor: 

-        Hükümet özel sektöre “fedakarlık yapacaksınız, işçi çıkarmayacaksınız”  diyor,

-        Bankalara dönüyor  “vatandaşın ihtiyacı var, kredi verin” diyor,

-        Millete de IBAN numarası veriyor, “siz de varsa bize verin” diyor,

Yatırım yapılması lazım, fabrika-tesis kurulması lazım:

Hükümet işadamlarına sesleniyor; “Yok mu içinizde bir babayiğit ??”  diyor.

Hükümet’e Kaynak Lazım:

Çalışanların Kıdem Tazminatlarından kesip yıllık 10 milyar TL fon oluşturuyor …

Emekli maaşı ödenecek, memur maaşı ödenecek, para lazım:

Hükümet bu sefer de “İşsizlik Fonu”ndan 12 milyar TL alıp kullanıyor …

Dünya kadar borçlanma yaptılar, bunun faizi ödenecek:

İthal otomobil ÖTV’lerini iki misline çıkaralım, yeni vergiler icat edelim,  bunu da Millet’e ödetelim …

MTV artışına tepki oluyor, vatandaşa dönüp “Kardeşim günde 1 tek sigara az içiverin” diyorlar …

Vatandaş “geçinemiyoruz, ay sonunu getiremiyoruz” diyor:

“Kardeşim siz de ayağınızı yorganınıza göre uzatın” diyorlar.

 

PEKİ DEVLET OLARAK SİZ NE YAPACAKSINIZ  ??

SİZ HANGİ FEDAKARLIKTA BULUNACAKSINIZ ??

Ahmet’ten alıp, Mehmet’e veriyorsunuz, Hasan’ın sağ cebinden alıp, sol cebine koyuyorsunuz …

Santral memuru gibi, gelen telefonları, talepleri diğer tarafa aktarma memurluğu yapıyorsunuz …!!

Her türlü fatura,  her türlü yük Millet’in sırtında …!!

Eskiden bir söz vardı, “Herşeyi Devlet’ten beklemeyin” diye, şimdi bu sözün yeni versiyonu “Herşeyi Millet’ten beklemeyin” oldu …

 

Erbakan Hocamız 70’li yıllarda TBMM’de Demirel Hükümeti’nin vergi politikasını eleştiriyor, Millet’e fahiş, haksız vergiler yüklüyorsunuz diyor, arkasından Başbakan Demirel kürsüye çıkıp;  “Sn. Erbakan, almadan vermek Allah’a mahsustur” deyince, Erbakan Hocamız da cevaben;  “Evet almadan vermek Allah’a mahsustur ama, hiç vermeden hep almak da size mahsus” diyor …

İşte şu anlattığımız tablo da bize bu tarihi olayı hatırlattı…

 

Ve her türlü fatura Millet’e kesilmesine rağmen, borç da katlanarak artıyor, Hükümet ve Belediyelerin toplam borcu  son  22 ayda  “412 milyar TL arttı” …!!

Borç-faiz-zam-vergi ekonomisinden kurtulmak için, “Önce Millet” diyen Devlet için, “Adil Ekonomik Düzen” için, yeniden bolluk ve bereket dönemini hayata geçirmek için Biz Varız,  Milletimiz için Biz Varız,  Yeniden Refah Var …!!

 

…………………………………………………………………………

 

 

HÜKÜMETİN YENİ REFORM POLİTİKASI VE AMACI

 

Ak Parti, iktidar gücünü konsolide edebilmek adına Mart ayına kadar özellikle İsrail ile olan ilişkilerin normalleştirilmesi dâhil, dış politikada büyük değişime gidebileceğinin güçlü sinyallerini artık yavaş yavaş vermeye başladığını görmek mümkündür.

Ak Parti’nin bu ani ve keskin politik dönüşünün arkasında hiç şüphesiz Joe Biden’ın ABD Başkanı olarak seçilmesinin önemli faktör olduğu malumun ilamıdır. Tüm bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği görevine Tokyo Büyükelçisi Hasan Murat Mercan’ın 8 Aralık 2020 tarihinde getirilmesi de bir tesadüf eseri olmasa gerek.

 

Özellikle ABD’nin Ankara eski Büyükelçisi MortonAbramowitzs ve Rand Corporation’un başında yer alan Graham Fuller gibi isimlerle yakın diyalog içerisinde olan ve AK Parti’nin ABD ile ilişkilerinde 2001’den itibaren güçlü köprü görevi üslenen Murat Mercan’ın, Washington Büyükelçiliği görevine getirilmesi AK Parti’nin yeniden 2002’ye dönme yolundaki hamlesinin güçlü stratejik göstergesi olarak değerlendirilebilir.

 

Özellikle Biden başkanlığındaki CapitalHill’in olası yeni dış politika stratejisi, Joe Biden’ın ABD eski Başkanı Obama’nın yardımcısı olarak görev yaptığı dönemde ana çerçevesi ortaya konulan “Çin’i çevreleme” politikasına Rusya’nın da eklemlenerek, Çin ve Rusya’nın Asya-Pasifik politik, askeri ve ekonomik güç projeksiyonlarına karşı Hint-Pasifik politikasının devreye sokulması ve Hint – Pasifik bölgesinde konuşlandırılan ‘Hint-Pasifik Amerikan Komutanlığı’(USINDOPACO) işlevinin daha geniş bir hinterlanda yayılması amaçlanmaktadır.

 

Burada ABD, Çin’in yumuşak karnını oluşturan Kuzey Kore, Hong Kong ve Doğu Türkistan konularını bundan böyle daha çok gündemde tutacağı ve Çin ile Hindistan arasındaki sorunlarda Hindistan’ın yanında bir duruş sergilemesi beklenmektedir. Keza Başkan Biden, Rusya’nın, Suriye, Doğu Akdeniz ve Libya’daki politikalarını sınırlandırmak amacıyla Türkiye’yi yeniden “kanat güç” olarak yanına çekmeye çalışacağı düşünülmektedir. Bu noktada, Ak Parti iktidarının güç kaybından faydalanarak ABD ve İsrail yanlısı tavizkar politikalara zorlama ihtimali Türkiye’yi yeni belirsizliklere çekebilir.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mahalli idarelerde yaşadığı büyük hezimetten sonrası, yapılacak olan ilk seçimde iktidarı kaybetme riski ile karşı karşıya olması ister istemez Biden’ın rotasını belirlediği yeni dış politikasına şimdiden uyum sağlayabilmek ve ABD oryantasyonlu geminin filikasına tutunabilmek adına yeni reformlara ve İsrail ile ilişkilerin alenileştirilmesine ışık yakması ve Tokyo Büyükelçisi Mercan’ı Washington’a ataması bunun belirgin somut göstergeleri niteliğindedir.

 

İşte bu noktada AK Parti iktidarı, CAATSA yaptırım kararları karşısında cılız tepki vermesi, başkanlık görevini Trump’tan devralacak olan ABD’nin yeni başkanı Joe Biden’a zeytin dalı uzatmaya çalışması gelinen noktadaki siyasi açmazın sonucudur.

Sonuç olarak Sayın Erdoğan’ın,  siyaseten ‘milli ve yerli’ yaklaşımlı cılız politikalarının mürekkebi daha kurumdan yeniden ‘açılımcı ve reformist’ politikalarla Türkiye’yi AB ve ABD’ye payanda yapmaya kalkışması ister istemez eski Başbakan Prof.Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın ifade ettiği; “Bunlarda yeterli devlet tecrübesi yok. Bunlar çoluk çocuk takımı. Avrupa ve ABD’nin oyununa geliyorlar” ifadesi aslında gelinen noktada 18 yıllık AK Parti iktidarının göstergesi niteliğindedir.

 

‘Milli Görüş Gömleği’ni değiştirerek, salt hamasi ve günübirlik politikalarla devletin idare edilemeyeceği, bunun yerine; akıl, geniş görüşlülük, misyon, erdem, tecrübe, donanım ve kapasitenin gerekli olduğu bir kez daha açıkça ortaya çıkmış oldu. AB ve ABD’yi yanlış politikalarına payanda olarak gören AK Parti’nin sorunsal anlayışlı politikaları değişmediği sürece, ortaya çıkması muhtemel problemlerin daha büyük maliyetli olan çözüm yolları milletimizi daha büyük ve kronikleşmeye yüz tutan sorunlarla karşı karşıya bırakması kaçınılmaz olacaktır.

 

 Doğan Bekin

Genel Başkan Yardımcısı | Dış İlişkiler Başkanı

 

 

 

“Devlet Bugün Yanımızda Yoksa Ne Zaman Olacak?”

 

Yeniden Refah Partisi STK ve Halkla ilişkiler birimi olarak, birçok ilimizde yapılan esnaf ve halk ziyaretlerimizle; vatandaşlarımızın ve esnaflarımızın sorunlarını yerinde dinledik. Bu ziyaretlerimiz esnasında gördük ki; esnafımız çok sıkıntılı.

Esnafımızın kiralarını, vergilerini, stopajlarını ödeyemez hale geldiklerini, günlerce siftah dahi yapamadan işyerlerini kapamak zorunda kaldıklarını, personel çıkarmak zorunda kaldıklarını, evlerini ve arabalarını satmak zorunda kaldıklarını, dededen ve babadan kalma birikimlerini dahi bitirdiklerini, icraların geldiğini, 20-30 yıllık esnaf komşularının mahcubiyet içerisinde işyerlerini kapattıklarını, bir çok esnafın ev kirasını dahi  ödeyemedikleri için yerinden, yurdundan olduklarını vb gibi saymakla bitmeyecek kadar sıkıntıda olduklarını tespit ettik.

 

Halkımız ise; esnaftan farklı olmadığını, aile fertlerinin işten çıkarıldığı ve işsiz kaldığı için geçim zorluğu çektiklerini, ev kirası, doğalgaz ve elektrik paralarını ödeyemediklerini, marketten aldıkları bir ürünü birkaç gün sonra çok daha zamlı olarak almak zorunda kaldıklarını, birçoğunun esnaf arkadaşlarının ve komşularının anti depresan ilaçlar kullandıklarını ifade ettiler.  Ne yapacaklarını şaşırdıklarını Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun birçok şehrinde yaşayanların işsizlik ve aşsızlık yüzünden bir umutla büyükşehirlere akın ettiklerini gözlemledik.

 

Hatta  öyle insanlara rastladık ki; köyünde 600 dönüm arazisinin olduğunu, traktörünü vergisinden dolayı ve mazot alamadığı için sattığını, büyük şehirlerdeki inşaatlarda köyüne para göndermek için çalıştığını yine üzülerek tespit ettik.  

Bununla da bitmeyip çalıştığı inşaat sahibi müteahhidin de daire satamadığı için çalışanın ücretini ödeyemediğini gördük. İşsizliğin had safhada olduğu tarım sektöründe ise çiftçimizin kooperatiflere, bankalara ve devletin diğer kurumlarına olan borçlarının sabitlenip ertelenmesi hatta silinmesi gerektiği, hiç olmaz ise pandemi sürecinde  doğalgaz ve elektrik borçlarını karşılaması gerektiği isteklerini insanlarımıza hak vererek dinledik.

 

İnsanlarımız, “devlet bugün yanımızda yoksa ne zaman olacak?” diye sıkıntılarını, taleplerini dile getirerek bizden vatandaşın sesi olup serzenişlerini yetkili mercilere iletmemizi rica ettiler.

Yeniden Refah Partisi’ni yanlarında görmekten mutlu ve daha önemlisi UMUTVAR olduklarını, bu sorunları ancak Erbakan ruhuna sahip zihniyetin ve bu zihniyeti taşıyan  Fatih ERBAKAN beyin çözebileceğine olan inançlarının tam olduklarını ifade etmeleri ise bizi ziyadesi ile mutlu etti.

 

Bizlere ise; esnafın, çalışanın, vatandaşın yüzüne çıkamayan iktidarın ve muhalefetin aksine “Seçim zamanı değil, geçim zamanı” sloganı ile yağmur, çamur, kar ve soğuk demeden kendilerine Genel Başkanınız Fatih ERBAKAN beyin selamını ve projelerini sunmamızdan dolayı memnuniyetlerini bildirerek teşekkür ettiler.  

Ayrıca “daha çok çalışın, bu milletin size ihtiyacı var, lütfen uyumayın, Allah rızası için  daha çok çalışın” tekmilleri bizleri fazlasıyla mutlu edip yorgunluğumuzu unutturdu.

 

Bu arz, bu talep, bu güven, halkın bizlere olan bu umudu, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih ERBAKAN’a selamları, duaları ve bizden beklentileri bizleri çok sevindirmiş ve çalışmalarımızda çok önemli bir yer etmiştir.

Biz Yeniden Refah Partisi olarak; Genel Başkanımızdan Başkan Yardımcılarımıza, MKYK üyelerimizden İl Başkanlarımıza, İlçe Başkanlarımıza, Mahalle-köy temsilcilerimize ve sandık müşahitlerimize kadar, yani bütün birimlerimize kadar gece-gündüz, yağmur-çamur, kar-kış demeden bu aziz milletimizi yeniden refah içerisinde, huzurlu, mutlu, onurlu günlerine ulaştırmak için çalışma sözü  veriyoruz.

Bizler; esnafımızın, işçimizin, memurumuzun, çiftçi-üretici ve köylümüzün, gencimizin, ihtiyarımızın yani toplumumuzun her kesiminin umudu olmak için ve halkımızın tüm sorunlarını çözmek için ilk seçimde iktidara geliyoruz. Tüm bu tablo göstermiştir ki, halkımızın bütün sorunlarını çözmek ancak Yeniden Refah Partisi iktidarı ile mümkündür.

 

Cemil Çolak

Genel Başkan Yardımcısı | STK ve Halkla İlişkiler Başkanı

 

 

 

Amatör liglerin mağduriyeti

         Tüm dünyayı etkisi altına alan covid-19 pandemisi her sektörü olduğu gibi spor camiasını da derinden etkilemiştir. Her ne kadar futbol özelinde üst klasmanlarda tüm tedbirler alınarak müsabakalar oynatılsa da alt klasmanlar için aynı durum mümkün olmamıştır. Bu durum yaklaşık sayıları 30 bini bulan ve bu sektör harici başka geliri bulunmayan bu insanlar 8-9 aydır müsabakaların oynatılmamasından mütevellit şiddetli geçim sıkıntısına düşmüştür. Futboldan ekmeğini kazanan futbolcumuz, teknik adamımız, hakemler ve birçok görevli maçların oynanacağı günü ümitle bekliyorlar. Binlerce vatandaşımızın geçimlerini sağlayabilmeleri için bölgesel amatör lig başta olmak üzere tüm amatör ligler başlatılmalıdır ya da TFF tarafından oyuncuların ve teknik ekiplerin geçimlerini devam ettirebilmeleri için oluşturulacak bir Fon yardımıyla desteklenmelilerdir.

 

              Diğer bir taraftan Süper Lig’de Sezonu şampiyon olarak tamamlayacak takım maksimum 230 milyon TL yayın geliri elde edecek. Katılım payı olarak her kulübe 37,8 milyon TL dağıtılacak. Takımların alacağı galibiyete 2,7 milyon TL, beraberliğe de 1.4 milyon TL verilecek bir galibiyet primi hesaplanıyor1. Sadece bir takımın bu galibiyet primi ile tüm amatör liglerin derdine derman olmak mümkündür.

 

 

            Ancak maalesef ülkemizde her alanda kendini gösteren paylaşımda adaletsizlik spor camiasında da baş göstermiştir. Türkiye Futbol Federasyonundan ve Gençlik ve Spor Bakanlığından beklentimiz ivedilikle bu konuya hassasiyet göstermesi, gerekli kurulların oluşturulup yaklaşık sayısı 30 bin olan insanların mağduriyetlerinin giderilmesidir.

İstenilen tüm alanlarda gerekli desteği tüm bilgi, birikim ve kurullarımızla vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.Yeniden Refah Partisi olarak amatör ligin yanındayız ve konunun takipçisi olacağımızı belirtmek isteriz.

Milli şuur ve kardeşlik bağımızın gelişmesi için pandemi ve ekonomik sıkıntının her geçen gün ağırlaştığı bu dönemde paylaşımda adaleti sağlamak asli görevimiz olmalıdır. Her alanda olduğu gibi, gelir paylaşımı alanında adaleti sağlamak amacıyla yapılacak her türlü çalışma en büyük hayırlara vesile olacaktır.

Siyasi İşler Başkanlığı

Kaynak:

https://skor.sozcu.com.tr/2020/07/28/yayin-gelirlerinde-hangi-takim-ne-kadar-kazandi-1514381/8/?_amk_galeri=1

 

Yayın Tarihi: 27 Aralık 2020 | Yayın Saati: 17:37:13