Dünya toplumunda artık Gazze için söylem değil, eylem vaktidir.

ABD Dışişleri Bakanı Bilinken, Ulusal Holokost Anma Haftası münasebetiyle yaptığı açıklamada; “Naziler ve işbirlikçileri tarafından katledilen 6 milyon Yahudi’yi ve zulüm görüp öldürülen Yahudileri anıyoruz. Hayatta kalanların ve ailelerinin cesareti, geleceklerini yok etmeye çalışanlara canlı bir örnektir.” açıklamasını yaparken, diğer taraftan Siyonist İsrail’in apartheid(apotayt) rejimini temsil eden Başbakanı Netanyahu’nun şu anda Gazze’de uygulamakta olduğu Nazi benzeri soykırımı görmezden gelmesi, Gazze katliamına destek veren işbirlikçi ABD yönetiminin gerçek yüzünü ve çifte standartlı politikasını bir kez daha ortaya koymaktadır.

 

Kuzey Afrika’da, Endülüs’te, Ortadoğu’da İslam medeniyetinin şemsiyesi altında yüzyıllarca özgürce yaşayan Yahudiler, kendilerini kıta Avrupa’sından kovan zihniyetle şu anda bir olup, kendilerine kucak açan ve asıl tarihten yok olmalarını önleyen Müslümanlara karşı, kin, nefret ve düşmanlıkla mukabelede bulunmaları, bu denli pervasız ve acımasız olmaları düşündürücüdür.

 

Gazze Şeridi’nde şiddeti körükleyen ve önleme konusunda hiçbir adım atmayan başta ABD olmak üzere, bu tür zihniyetler de en az İsrail kadar Gazze’de ortaya konan bu acı insanlık dramında pay sahibi olmuşlardır.

 

Küresel terörün merkez üssü sayılan İsrail’e ABD tarafından gösterilen bunca ihtimam ve şefkat Üstat Necip Fazıl’ın Mehmet’im şiirinde betimlediği; “Zindan iki hece Mehmet’im lafta/Baba katiliyle baban aynı safta” ifadesinde olduğu gibi İslam dünyasındaki birçok idareciden hala ses çıkmamasının hiçbir izah tarzı bulunmamaktadır.

 

Aşırı sağcı, Ortodoks İsrail hükümeti, Gazze sorununu ortadan kaldırabilmek amacıyla Gazze’deki Filistinlileri ortadan kaldırmaya çaba gösterirken, “EwaldBanse” zihniyetindeki Benjamin Netnyahu zihniyetine karşı şimdi değil de ne zaman somut adım atılacak.

 

Yıllar önce İsrailli Profesör NuritPeled, büyük bir cesaret örneğiyle “Gazze Konsantrasyon Kampı(Gazze ConsantrationCamp)” konulu konuşmasıyla İsrail’in Gazze’ye yönelik zulmünü bütün dünyaya haykırırken, İslam dünyasının suskunluğu ise, içler acısı bir görüntü ortaya koymaktadır.

 

Netanyahu hükümeti, İsrail'in Gazze'deki savaş suçlarını durdurmak istemiyor, bu yüzden bu suçlarla ilgili haber yapmayı durdurmaya çalışıyor ve El Cezire'nin ofisini kapatıyor.

 

Knesset'in ulusal güvenliğe tehdit oluşturduğu düşünülen yabancı yayıncıların geçici olarak kapatılmasına izin veren yasayı oylayıp kabul etmesinden sonra İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun kabinesinin toplanarak oybirliğiyle El Cezire'nin İsrail'deki operasyonlarının kapatılmasına karar vermesi son derece stratejik bir hamle niteliğindedir. Çünkü birçok yayın kuruluşu Gazze Şeridi ve Batı Şeria’daki görüntülerin büyük çoğunluğunu El Cezire’den temin yoluna gitmektedir.

 

Netanyahu kabinesinin aldığı karar gereği; El Cezire'nin Arapça ve İngilizce yayınlarının kapatılması, El Cezire'nin ofislerinin kapatılması, yayınlarında kullanılan ekipmanlara el konulması ve web sitelerine erişimi sınırlandırması tehlikeli gidişatın göstergesi niteliğindedir.

 

Son olarak, Netanyahu’nunHamas’ın ateşkes teklifini kabul etse de, etmese de Refah’ı işgal edeceğini söylemesi Gazze’deki belirsizliği ortaya koymaktadır.

 

Ez cümle artık dünya toplumunu insani açıdan ilgilendiren Gazze için söylem vakti değil, eylem vaktidir.

Yayın Tarihi: 6 Mayıs 2024 | Yayın Saati: 18:13:35