SİYASİ İŞLER BAŞKANLIĞI HAFTALIK RAPORU - 18 OCAK 2021

YUNAN BAŞPİSKOPOSU İERONİMOS II’NİN İSLAM VE MÜSLÜMANLARA YÖNELİK NEFRET SÖYLEMLERİNİ ŞİDDETLE KINIYORUZ


Yunan Başpiskoposu İeronimos II, Aziz Lukas Manastırı’nda kendisiyle yapılan bir televizyon röportajında, Yunan Kilisesi’nin 1821 devrimine katkıları sorusuna verdiği cevapta Patrik Gregory V’den bahsederken: “ İslam, din değil, siyasi bir partidir. Müslümanlar da siyasi arzu ve savaş peşinde koşan yayılmacı insanlardır. Muhammed’in öğretileri de bunu ifade ediyor” şeklinde kin, nefret ve şiddet dilini önceleyen bir üslupla İslam dini ve Müslümanlara yönelik haddini aşan kışkırtıcı cümleler kurması son derece vahim olup, yaptığı bu bu açıklama Lozan Anlaşması’nın III. Bölümünde yer alan; ‘Azınlıkların Korunması’ ile ilgili Madde 37_48’e kadar olan Maddelerde belirtilen ve temel yasalar [LesLoisfondamentales] olarak öngörülen ve hiç bir yasa, hiç bir yönetmelik ve hiç bir resmi işlemin bu hükümlerle çelişkili ya da onlara aykırı olmamasını ve hiç bir yasanın, hiç bir yönetmeliğin ve hiçbir resmi işlemin söz konusu hükümlere üstün sayılmamasını karşılıklı olarak yükümlü kılan maddelerle çelişki oluşturmaktadır.Başpiskoposun talihsiz ifadelerini düzeltme telaşı içerisine düşen Atina Başpiskoposluk Basın Ofisi tarafından yapılan açıklamanın hiçbir hüküm ve anlam ifade etmeyeceğini de özellikle vurgulamak isteriz.

Yeniden Refah Partisi olarak, Yunan ve Atina Başpiskoposu İeronimos’un söz konusu bu talihsiz açıklaması, Doğu Trakya’da yaşamakta olan Müslüman Türklerin haklarını da gasp etmeye yönelik olup, bu konuda Diyanet İşleri Başkanı ve Dışişleri Bakanının sadece kınamakla kalmayıp, bu vahim açıklamayla ilgili uluslararası platformlarda sonuç odaklı inisiyatif almalarını bekliyoruz.

Yunan Başpiskoposu İeronimosII’nin, İslam Dini ve Müslümanları küçük düşürücü ve tahkir edici, inanç özgürlüğünü engelleyici, kin ve nefret söylemini şiddetle telin ettiğimizi bir kez daha vurguluyor, ilgili ve yetkilileri gereğini yapmak üzere acilen göreve davet ediyoruz.


Doğan Bekin
Genel Başkan Yardımcısı | Dış İlişkiler Başkanı

 

 

TÜRKİYE’NİN ACİLEN ÇÖZÜLMESİ GEREKEN SORUNLARI


Ülkemizin maalesef sadece bugününü değil, geleceğimizi de ciddi şekilde etkileyecek sorunları var.

 

Bunlardan öncelikli gördüklerimi kısaca sunmaya çalışacağım;


1)En öncelikli sorun borç,faiz,israf,savurganlığa dayalı ekonomik politikalar olup, hiç vakit kaybetmeden bu politikalardan vazgeçip,üretimi ve ihracatı arttıracak,milli geliri yükseltecek uygulamalara geçilmelidir.

Uygulanan ekonomik politikalar yoksulluğu ve gelir dağılımını bozmuştur.
Neticede fakirlik,boşanmalar,aile içi şiddet,korunmaya muhtaç çocukların sayısı artmıştır.

 

2)Yine bugüne kadar uygulanan eğitim ve öğretim proğramları başarılı olamamıştır.Milli ve manevi değerleri önceleyen,çocuklarımızın yeteneklerini ortaya çıkaran,bilimsel seviyesi yüksek bir proğramuygulanmalıdır.Ülkemizin kalkınmasındaki en önemli unsur çok iyi yetişmiş gençler olacaktır.Aksi takdirde dünyadaki gelişmelerin çok gerisinde kalırız.Ayrıca gençlerimizi sigara,alkol,uyuşturucu ve diğer bağımlılık yapan tehlikelerden korumak için bütün tedbirleri almalıyız.

 

3)Ülkemizde Sağlık ordusunun ne kadar fedakâr çalıştıklarını bu salgında hepimiz gördük.Her birini ayrı ayrı tebrik ediyorum.Ancak teşhis ve tedavide kullanılan, fiyatları çok yüksek olan,yurtdışından yüksek meblağlar ödeyerek aldığımız ileri teknoloji ürünlerini ülkemizde üretememek üzüntü verici.Stratejik önemi olan ve geleceğimizi de ilgilendiren aşı ve ilaç üretimini,gaddar batının insiyatifine terk etmek tehlikeli sonuçlara sebep olabilir.Bir an önce yerli üretim yapacak imkânlar oluşturulmalıdır.

 

4)Son yıllarda birçok tarım ürününü ve eti ithal eder duruma düştük.Eskiden ülkemiz dünyada kendi kendine yeterli ender ülkelerden biri olduğu kabul edilirdi.Malesef çiftçimizden esirgediğimiz desteği,yabancı çiftçilere ödüyoruz.Tarımla ve hayvancılıkla ilgilenen vatandaşlarımız desteklenmeli,ürünlerinehakettikleri fiyat verilmeli,ithalatönlenmelidir.Tohum kanunu ülkemizi dışarıya bağımlı hale getirmiş olup,bu husus geleceğimizi de tehdit edecek mahiyettedir.GDO ‘lu tohum ve ürünlerin ülkemize girmesine katiyen müsaade edilmemelidir.Gıda sanayiinde gıdalara renk ve aroma veren, tatlandıran,ömrünüuzatan,haram nitelikleri taşıyan katkı maddeleri kesinlikle yasaklanmalı,bir an önce helal gıda sertifikası mecburi hale getirilmelidir.


Prof. Dr. Sacit Günbey
Genel Başkan Yardımcısı | Sosyal İşler Başkanı | 54. Hükûmet Devlet Bakanı

 

 

 

MİLLİ ve YERLİ

 

             Bu iki kavramı son yıllarda çok duyuyoruz. Mevcut iktidarın siyasal hareketini güçlendirmek ve kendi geleceğini devletin geleceği ile bir tutan anlayışın olduğu dönemi yaşıyoruz. Elhamdülillah bu kavramların geçte olsa ne kadar önemli ve gerekli olduğunun anlaşılması Milli görüş kadrolarının verdikleri mücadelelerinin sonuçlarıdır.

             Millî Görüş ilk olarak Milli Nizam Partisini kurduğu günden beri bu iki kavram siyaseti, ekonomiyi, uluslararası ilişkileri hatta devlet ve toplum ilişkilerinin dizaynın da temel unsur olmuştur. Millî Görüş devlet ve toplumun bütünleşmesine büyük katkı sağlamıştır. Millî Görüş hareketi ilk günden beri siyaseti Hak ve Halka hizmet için bir araç olarak görmüştür. Bir avuç azınlığın çıkarları için hareket eden sistem ve bürokrasi ile mücadelesi bu hareketi bazı dönemlerde yavaşlatsa da Milli ve Yerli bu kadroları engelleyememiştir. Millî Görüş öyle bir milli ve yerlilik göstermiştir ki zamanın ötesinden hedefler ve projeler çizmiştir. Emperyalizmin ve Siyonizm’in hedeflerini deşifre etmiştir. Tüm dünyaya bu sömürü düzeninin nasıl işlediğini anlatmıştır. Millî görüş sadece bizi değil ABD de zulüm gören sömürülen insanlarında nasıl refah içinde yaşayabileceklerini hem siyasi hem de ekonomik çözümler sunarak anlatmıştır.  

            Türkiye de siyasetin gruplara bölündüğü bir dönemde Milli ve Yerli kavramlarını adeta bu günleri görerek; kendi inancına ve değerlerine dayanmayan bir siyasetin sadece emperyalizmin çıkarlarını korumaya yönelik olacağını haykırmıştır. Şiddete başvurmadan Toplum ve Devlet ilişkilerini tutarlı politikalar ile nasıl düzenleyeceğini anlatarak yapıcı bir üslupla eleştirisini yapmıştır. Siyasal alanın her dönem genişlemesini istemiş ve desteklemiştir1. Geçtiğimiz yıllarda referandum ile kabul edilen Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini yıllar öncesinden bir muhalefet partisi gibi meclise sunmuş ve desteklemiş olan Milli ve Yerli siyaset üreten bir harekettir Milli Görüş.

              Bugünlerde hala tartışılan ve bazı kesimler tarafından beğenilmeyen her fırsatta Parlamenter sistemi geri getireceklerini dile getiren siyasiler hatta yeni kurulan Siyasi partiler bile mevcudiyetleri eleştirdikleri Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi yani Milli Görüş’ün mücadelesi sayesindedir. 

Milli ve Yerli olmak değer sahibi olmak demektir1. Zamanını kollayan, ayrı bir ajandası olan ve kıtalar ötesinde ilişki ağları olanları milletimiz çok iyi bilmektedir. Feraset sahibi milletimiz tüm bu yaşananları çok iyi analiz etmektedir. Millî görüş ilk günden beri kendi inancı ve değerlerine uymayan bir siyaseti benimsemediği için her daim istikamet üzere olmuştur.

             Bugün geldiğimiz noktada Yeniden Büyük Türkiye hedefine götürecek genç ve dinamik kadroların görev zamanı yaklaşmaktadır. Milletimiz Milli Görüş siyasetinin haklılığını hem maddi hem de manevi olarak bizzat yaşayarak görmüş ve Yeniden Refah Partisine muazzam bir teveccüh göstermiştir. Siyasetin marka değerini yükselten siyasete nezaket getiren Yeniden Refah Partisi Milli ve Yerli projeler üreterek iktidarın alternatifi olduğunu yeni dönemin bu kadrolar ile şekilleneceğini yapıcı bir üslupla dile getirmiştir.

            İktidar hareketi halk desteği ve siyasi kadroların birlikteliği ile ivme kazanır. Yeniden Refah Partisi yeni dönemde siyasette dengelerin yeniden şekilleneceğini her geçen gün artan üye sayıları ve çözüm odaklı siyaseti ile göstermektedir.

Yeniden Refah Partisi

Yeni Türkiye’yi Yeni Kadrolar İle Yeniden Büyük Türkiye Hedeflerine Taşıyacaktır.

 

 

Kaynak:

  1. Birey ve Toplum Sosyal Bilimler Dergisi 7.1 (2017): 151-182.
Yayın Tarihi: 18 Ocak 2021 | Yayın Saati: 14:22:33