SİYASİ İŞLER BAŞKANLIĞI HAFTALIK RAPORU - 12.12.2020

SİYASİ İŞLER BAŞKANLIĞI HAFTALIK RAPORU - 12.12.2020

  

“2021 YILI İÇİN ASGARİ ÜCRET EN AZ 3500 TL OLMALIDIR”

 

Bilindiği üzere Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2021 yılı için asgari ücreti belirlemek üzere TBMM’de toplandı ve ay sonuna kadar çalışmalarını yapıp, yeni asgari ücreti belirleyecek.

 

Şu anda Türkiye’de asgari ücret 2324 TL düzeyindedir ve bu rakam 4 kişilik bir aile için açlık sınırının altındadır…

 

Bu gelirle milyonlarca asgari ücretlimizin kimseye muhtaç olmadan temel ihtiyaçlarını karşılaması, çoluk-çocuğunun sağlıklı beslenmesini dahi sağlayabilmesi mümkün değildir.

Dolar kurundaki artışla birlikte asgari ücret 300 USD’nin altına inmiştir. Yani 3 çocuklu, 5 kişilik bir asgari ücretli aile için kişi başına günlük gelir 2 USD’ın altına inmiştir.

Bu seviye neredeyse açlıkla boğuşan Afrika ülkelerinin seviyesidir.

Bu aziz Millet  bu tabloyu asla hak etmiyor …!!

 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 3 Aralık 2020 tarihinde enflasyon rakamlarını açıklamıştır.  Buna göre; yıllık enflasyon %14 olarak gerçekleşmiştir.  Yani “resmi ifadeye göre” bile Türkiye’de ürün fiyatları bir senede %14 artmıştır.

Bu noktada bizi kıskanan Avrupa ülkelerinde enflasyon oranlarını da belirtmek gerekir;  Almanya % eksi 0,5,  Fransa % eksi 0,1, İtalya % eksi 0,6,  AB Ortalaması % eksi 0,3 …

OECD Ortalaması %1,7 …  Bu rakamlar ülkemizdeki acı tabloyu gözler önüne sermektedir.

Bununla birlikte bugün bir ilkokul çocuğu dahi Türkiye’de gerçek enflasyonun bu oranın da çok daha üzerinde olduğunu bilmektedir. Gerçek enflasyonun ‘özel çarpıtma ve ayarlamalarla’ ortaya konan bu enflasyonun en az iki katı düzeyinde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bu durumda 2021 yılı için asgari ücrete yapılacak zam oranının %30’un altında olması halinde bunun matematiksel olarak artış sayılamayacağı açık bir şekilde ortadadır.

İşte bu sebeple Yeniden Refah Partisi olarak asgari ücrete en az %50 zam yapılması ve asgari ücretin en az 3500 TL seviyesine getirilmesi gerektiğini ifade ediyoruz…!!

Yeniden Refah Partimiz’in parti programında da iktidar olduğumuzda ilk işimizin işçi-memur-emekli maaşlarına %50 oranında zam yapmak olacağını açıkça belirttik.

“Efendim asgari ücret belirlenirken hem işçiyi hem işvereni düşünmek lazım, bu kadar artış işvereni olumsuz etkiler”

Tamam, işte bu noktada Devlet devletliğini gösterecek, pek çok gelişmiş ülkede olduğu gibi asgari ücretten vergi almayacak, böylece işçinin yüzü güldürülürken işverenin yükü de artmamış olacak …

Yeniden Refah Partisi olarak buradan asgari ücretle ilgili simit-çay hesabı yaparak iktidar olan Hükümet’e sesleniyoruz; 

 “Bir devletin itibarı makam araçları, makam uçakları, saraylar ve çarkıfelek meyveli resepsiyonlarla ölçülmez, vatandaşının gelir seviyesi ve yaşam standartlarıyla ölçülür…!!”

                                                                                                 

Dr. Fatih Erbakan

Genel Başkan

                                    

 

“CHP'nin genetik hastalığı ortaya çıktı”

 

              Öncelikle belirtmek isteriz ki, son dönem de Suriye sınırımız da, Doğu Akdeniz de, terörle mücadelede destanlar yazan Mehmetçiğimizin millet olarak arkasındayız. Kahraman ordumuzun bu başarısından dolayı dostlarımız seviniyor, düşmanlarımız ise korkuyor. Mehmetçiğimizin başarıları göğsümüzü kabartırken, onlar fiili olarak sahada, millet olarak bizlerde yüreğimizle ve dualarımızla evlatlarımızın arkasındayız.

 

             Bu hafta bir CHP Milletvekilinin, kahraman ordumuz için kullandığı skandal açıklamalar, ülke gündemine düştü. Millet olarak, üzülerek bu beyanatları izledik. Dahası ise CHP yönetimi tarafından milletvekilinin sözlerine sahip çıkılmasını hayretle ve ibretle izledik.

            Aziz Milletimizin hiçbir ferdi tarafından asla kabul edilemeyecek bu açıklamaların, ısrarla devam etmesi ve arkasında durulması ise CHP’nin halk ile olan mesafesini göstermektedir.

           Yargı mensuplarıyla, öğretmenlerle, esnafla arasına mesafe koyan CHP son açıklamaları ile millet ile de arasına mesafe koymuştur.

        

  CHP’nin genetik hastalığının yine depreştiği ortaya çıkmaktadır. Devletin kurucu partisi olduğunu her seferinde ifade eden CHP’yi devlet ve milleti anlamaya, milletin değerlerine ve kurumlarına sahip çıkmaya davet ediyoruz.

 

            Bununla birlikte, gözden kaçırılan en önemli ayrıntı ise Haber Türk Televizyonuna RTÜK tarafından verilen cezadır. Bahse konu talihsiz  açıklama, Haber Türk Televizyonunda bir CHP milletvekili tarafından yapılmıştır. Fakat program moderatörü tarafından müdahale edilmesine ve tasvip edilmediğini net olarak ortaya koymasına rağmen, RTÜK tarafından üst sınırdan cezalandırılmıştır.

 

             Bu cezanın hukuka uygun olmadığı ve  basın özgürlüğü açısından ilgili cezanın kaldırılması gerektiği kanaatindeyiz.

 

Av. Bayram Sakartepe

Genel Başkan Yardımcısı | Siyasi İşler Başkanı

Kaynak

https://www.iha.com.tr/ankara-haberleri/yeniden-refah-partisi-genel-baskan-yardimcisi-sakartepe-chpnin-genetik-hastaligi-ortaya-cikti-2761183/

 

Anket Çalışmalarında Neden Yeniden Refah Partisi Yok!

 

            Anket çalışmaları tüm hızıyla devam etmesiyle birlikte, siyasi partilerin vatandaşın nabzını yoklaması hummalı bir şekilde sürüyor. Neredeyse her gün farklı bir anket firması partilerin oy oranlarını kamuoyuna paylaşıyor. Bu hummalı anket çalışmasına bakılacak olursa sanki birkaç ay içinde ülke olarak seçimlere gideceğiz. Fikrimi soracak olursanız, 2023 yılından önce seçim olmayacak. Son yıllarda yeni siyasi partiler peş peşe kurulmaya başladı.

          Yeniden Refah Partisi, Gelecek Partisi, Deva Partisi derken, şimdi de Mustafa Sarıgül’ün yeni bir parti kurma çalışmalarında son aşamaya geldiğini hepimiz biliyoruz. Yapılan anketlerde çok ilginç şeyler gözüme çarpıyor doğrusu. Bu yapılan anketlerdeki ilginç şeyleri gördükçe, yapılan bu anketlerin benim açımdan pek inandırıcılığı kalmıyor. Yaptığım çalışmalar ve araştırmalar neticesinde yeni kurulan partilerin Yargıtay üye sayılarını inceledim. Merak eden her vatandaşımızın; siyasi partilerin üye sayılarını, Yargıtay’ın sitesinden öğrenme şansı vardır. Neden üye sayılarına dikkat çektiğimi sizlere anlatacağım.  Anketlerde oy oranı %1 ile %2 arasında değişen siyasi partilerin Yargıtay üye sayılarına baktığımızda, ankette yer alan bir partinin 9.500 diğerinin ise 15.000 civarında üye sayısı görünüyor. Üstelik bu anketlerde yer alan partilerin seçime girme yeterliliği de şu an için mevcut değil. Yani yarın seçim var denildiğinde bu partiler seçime giremiyor.

             Şimdi gelelim asıl konumuza! Malumunuz Yeniden Refah Partisi 2018 yılının kasım ayında Dr. Fatih ERBAKAN liderliğinde kuruldu. Yaptığımız araştırmalar neticesinde iki yıl gibi geçen sürede parti 81 il 800 ilçede teşkilatlanmasını tamamlamış bulunmakta. Bununla kalmayarak Yeniden Refah Partisi mahalle teşkilatlarının birçoğunu kurmuş durumda ve Baş müşahit atamalarını yapmaya bile başlamış. Geçtiğimiz yıl kasım ayında Türkiye’nin en büyük kongrelerinden birini gerçekleştiren parti, seçime girme yeterliliğini de elde etmiş. Yani yarın seçim olsa seçime girecek 15 siyasi partiden bir tanesidir.

              Aynı şekilde Yargıtay’ın sitesinden üye sayısına baktığımızda 100.000 civarında üyeye ulaşmış durumda. Parti yetkililerden aldığımız bilgiler doğrultusunda şu an 200.000 civarında üyeye sahip olduklarını ancak sisteme girişlerin zaman aldığını dile getirdiler.

Neden sizlere bunları belirtme ihtiyacı duydum? 

Yapılan anketlerdeki haksızlık (Yeniden Refah Partisi seçmenin yok sayılması),tarafsızlık ilkesine aykırı olduğunu düşünüyorum. Yeniden Refah seçmenin sorduğu soruyu ben de Yeniden Refah Partisi yetkililerine sordum. 

Neden anketlerde yoksunuz? 

Aldığım cevap çok çarpıcı ve ilginç: “Anket firmaları, anketlerde yer almamız için  bizden para talep ediyorlar. Parayla yapılan anketleri hem etik hem de inandırıcı bulmuyoruz. Bizler oy oranımızı biliyoruz. İlk seçimde milletimizin desteğiyle TBMM’nde partimizi göreceksiniz”.

Bu cevap karşısında araştırmamı biraz daha derinleştirdim ben de. Pandemi sürecine rağmen sahalarda olan tek siyasi parti Yeniden Refah Partisi olduğu gözüme çarpıyor. Evet, yanlış duymadınız! Esnaf ziyaretleriyle, stant çalışmaları hatta kapı kapı dolaşarak vatandaşlarla bir araya geliyorlar. Yeniden Refah Partisi; sanki yarın seçim varmış gibi çalışmalarına durmaksızın devam eden, sahada olan tek siyasi parti olarak önümüze çıkıyor. Bu yaptığım araştırmalar neticesinde soruyorum; anket firmalarının kamuoyuna sunduğu oranlarda bir terslik mevcut değil mi sizce de? En son ünlü bir anket firması, bugün paylaştığı araştırmada Yeniden Refah Partisi’ne ankette yer vermemiş olmasına rağmen ilginç bir araştırmayı da paylaşmış. İktidar partisi seçmenlerinin 18-27 yaş aralığında %10, 28-43 yaş aralığında %80, 44 yaş ve üstü %10 oranında Yeniden Refah Partisi’ne oy vereceğini belirtmiş. Hal böyle iken Yeniden Refah Partisi’ne ankette yine yer verilmemiş. Bu haksızlığı görünce Yeniden Refah Partisi seçmeninin söylemlerini daha iyi anlamaya başladım doğrusu. Şimdi bu haksızlığı görüp de bu yazıyı kaleme almamak mümkün mü? Takdir siz değerli okurlarımın.

 

 Tuğba Yılmaz

 ETR Haber

 

Kaynak

 

http://www.etrhaber.net/yazarlar/tugba-yilmaz/anket-calismalarinda-neden-yeniden-refah-partisi-yok/170/

 

 

“İKİ DEVLET TEK MİLLET” YERİNE

“ÜÇ DEVLET TEK MİLLET”

 

            Korona Virüs salgını ve Malatya, Elazığ, İzmir depremleri olmak üzere bir çok badire ile karşılaştığımız 2020 yılının en güzel gelişmelerinden biri hiç şüphesiz, 1991 yılından bugüne 29 yıldır Ermenistan işgali altında bulunan Azerbaycan’ın toprağı Karabağ’ın kurtarılması idi.

 

            Başta Hocalı olmak üzere Ermenistan’ın Karabağ’da yaptığı 20. Yüzyılın en vahşi ve insanlık dışı katliamları ile başlayan işgal, küresel güçlerin de sessiz kalarak verdikleri destek sayesinde 29 yıl boyunca devam etti. Yapılan müzakereler, varılan anlaşmalar, imzalanan protokoller sorunu çözmek ve işgali sona erdirmek için yeterli olmadı. Nihayetinde 29 yıl önce Ermenistan nasıl silahlı güç kullanarak Karabağ’ı işgal ettiyse, Azerbaycan’da aynı yolu kullanarak işgale son verdi. Aradaki tek fark, sivil katliamı yapan Ermenistan’ın aksine Azerbaycan ordusunun tek bir sivile zarar vermeden, sivil yerleşim yerlerini hedef almadan, sadece askeri unsurları hedef alarak bu başarıyı sağlaması oldu.

 

            Azerbaycan bu işgali sona erdirmek için harekâta başladığında ve bu harekâtın başarıya ulaşması sürecinde Türkiye’nin verdiği kararlı siyasi destek, hem Azerbaycan ordusuna hem de Azerbaycan halkına büyük moral verdi.

Yıllardır söylenen, kullanılan “İki Devlet, Tek Millet” sloganı bu süreçte çok daha güçlü bir şekilde dile getirildi ve adeta tüm dünyaya ilan edildi.

Biz de Yeniden Refah Partisi olarak Azerbaycan halkı ile olan kardeşlik bağlarımızı en güzel şekilde ifade eden “İki Devlet, Tek Millet” sloganını bu vesileyle gönülden bir kez daha dile getiriyoruz. Tarihi bir hakikat olan bu sloganı dile getirirken bu sloganın yeterli olmadığını da ifade etmek istiyoruz.

 

            Merhum Liderimiz Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın siyasi dehası ile başlattığı 1974 Barış Harekâtı ile yıllardır süren Rum zulmünden kurtulan Kıbrıs Türkleri, Türkiye’nin de desteği ile 15 Kasım 1983’de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurarak bağımsız devletlerine kavuşmuş oldular.

 

             Ermenistan’ın Karabağ katliamı ve işgaline sessiz kalan Batılı güçler, aynı tavrını KKTC’nin tanınması konusunda da sürdürerek Kıbrıslı Türkleri uluslararası toplumdan adeta izole etmişlerdir. Başta Müslüman ülkeler olmak üzere dünya devletleri, uluslararası bir ambargoyla karşı karşıya kalmamak için KKTC’yi tanımaktan uzak durdular. Sadece Türkiye’nin resmi olarak tanıdığı KKTC’nin tanınması ve bağımsız bir devlet   olarak uluslararası toplumun bir parçası olması KKTC’nin geleceği ve Türkiye’nin güvenliği açısından hayati bir önem taşımaktadır.

 

             Bu hayati konu da ilk adımı Azerbaycan Devletinin atması en büyük dileğimizdir. Zira atılacak bu adım KKTC ve Türkiye’nin beka ve güvenliğini ne kadar ilgilendiriyorsa Azerbaycan’ında beka ve güvenliğini o kadar ilgilendirmektedir. Karabağ harekâtında bu gerçek kendisini göstermiştir.

           

           

            Azerbaycan’ın KKTC’yi tanımak için atacağı adım ve Lefkoşa’da açacağı Büyükelçilikle birlikte tüm dünyaya ezberlettiğimiz “İki Devlet, Tek Millet” gerçeği yerini asıl gerçek olan “Üç Devlet, Tek Millet” sözüne bırakacaktır.

 

            Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’e Yeniden Refah Partisi olarak çağrımız, Karabağ’ın kurtarılmasıyla başlayan sevinçli günlerimiz Zat-ı âlilerinin liderliğinde Azerbaycan Devleti’nin KKTC’yi tanımasıyla tam bir bayrama dönüşmesini sağlamasıdır.

 

            Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, her fırsatta kardeşim olarak hitap ettiği Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’e bu çağrıyı resmi olarak yapması, Dışişleri Bakanlığımızın gerekli diplomatik girişimlerde bulunarak bu süreci hızlandırması ve sonuca ulaşılması Türk Dış Politikası açısından büyük bir başarı olacaktır.

 

              KKTC’nin Azerbaycan tarafından tanınması, “Üç Devlet, Tek Millet” sözünün resmiyet kazanması KKTC halkını da, milletimizi de, Azerbaycan Türklerini de mutlu edecektir.

 

              Büyük sıkıntılarla karşılaştığımız 2020 yılında yaşadığımız Ayasofya Camii’nin açılışı ve Karabağ’ın kurtarılması sevincini bu adımla taçlandıralım.

 

              Yeniden Refah Partisi olarak bu süreçte üzerimize düşecek ne varsa yapmaya hazır olduğumuzu ifade ediyor, aziz milletimizi, KKTC ve Azerbaycanlı kardeşlerimizi sevgi ve hürmetle selamlıyoruz.

 

 

Zafer Emanetoğlu

Genel Başkan Yardımcısı | Tanıtma Başkanı

 

 

“Amaç; ABD ve İran’ı Yeniden Masaya Oturtmak!”

 

          İranlı nükleer bilimci ve İran nükleer programının önemli isimlerinden Prof. Dr. Muhsin Fahrizade’nin Tahrana bağlı Abserd ilçesinde aracına düzenlenen silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesinden büyük üzüntü ve endişe duyduğumuzu ifade etmek isteriz.
         Temmuz ayında İran’ın Natanz’daki nükleer tesisine yapılan sabotajın ardından bu saldırının düzenlenmesi ‘devlet terörü’ kuşkularını iyice ortaya çıkarmaktadır.
Bölgemizde matruşka misali iç içe geçmiş olan bölgesel ve küresel çıkarların meydana getirdiği sorunlar zincirinin en önemli halkasını oluşturan İsrail, ne yazık ki ‘güvenlik endişesi’ bahaneleriyle dolaylı yollardan saldırgan politikalarını fütursuzca sürdürmeye devam etmektedir.

           Özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın görev süresinin bitimine doğru yeniden kışkırtıcı politikaların gündeme taşınmasının asıl amacı İsrail’in yeni boyutlu ‘çevreleme’ stratejisinin gereği olup, İran’a yönelik izolenin devamına ve ABD yeni yönetiminin nükleer anlaşma konusunda yeniden İran ile masaya oturmamasını sağlamaya yönelik stratejik bir hamle niteliğindedir.


          Sonuç olarak, içinde bulunduğumuz Ortadoğu bölgesi ne yazık ki yeniden küresel güçler ve işbirlikçileri tarafından şiddet sarmalının içerisine çekilmeye çalışılıyor. Bu cümleden olarak, bölgemizde yeniden yakılmaya çalışılan huzursuzluk ve belirsizlik ateşi karşısında duygusal reaksiyonlar ortaya koymak yerine, geçmiş olaylardan da önemli dersler çıkararak soğukkanlılıkla olayların üstesinden gelebilecek politikaların ortaya konulması kaçınılmaz olsa gerek.

 


          Yeniden Refah Partisi olarak bölgemizde, barış, istikrar ve huzuru bozmaya ve yeni kaos, çatışma ve savaş ortamını oluşturmaya yönelik bu ve benzeri her türlü terör eyleminin şiddetle karşısında olduğumuzu bir kez daha vurgulamak isteriz.

 

Doğan Bekin
Genel Başkan Yardımcısı | Dış İlişkiler Başkanı

 

Yayın Tarihi: 12 Aralık 2020 | Yayın Saati: 17:21:44