SİYASİ İŞLER BAŞKANLIĞI HAFTALIK RAPORU - 11 AĞUSTOS 2021

SİYASİ İŞLER BAŞKANLIĞI HAFTALIK RAPORU

 

11.08.2021

 

 

KONULAR:

 

 

·       Yangın Felaketine Karşı Milli Birlik Zamanı

 

·       Ülkemizde Son Günlerde Yaşanan Orman Yangınları Üzerine

 

 

 

 

 YANGIN FELAKETİNE KARŞI MİLLİ BİRLİK ZAMANI

 

Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan, devam eden orman yangınları ile ilgili tartışmalara ilişkin, "Şu noktada İktidar-muhalefet kavgası, toplumsal kutuplaşma ve kamplaşma görüntüsünün verilmesi çok yanlıştır.  Gün iktidarıyla muhalefetiyle, her kesimden insanımızla 84 milyon hep birlikte, felakete karşı canla başla mücadele etme, maddi manevi yaraları sarma günüdür." dedi.

 

 

Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan, yaptığı yazılı açıklamada, ciğerlerimizi yakan yangınlara karşı siyasi kavgaların yeri ve zamanı olmadığını belirterek, bu felaketle millet olarak tek yürek yekvücut hep birlikte mücadele etme çağrısında bulundu.

 

 

Gün Birlik Olma 84 Milyon Hep Birlikte Tek Yürek Olma Günüdür

 

Genel Başkanımız şu ifadeleri kullandı:

 

"28 Temmuz’da Antalya, Manavgat’ta başlayan ve kısa sürede Akdeniz Bölgemizde çok geniş bir alana yayılan yangınlar halen daha devam ederken, asırlık ağaçlarımız, ormanlarımız kül olmaya, savunmasız ve masum hayvanlar canından olmaya devam ederken, itfaiye erlerimiz, gönüllülerimiz yangının söndürülmesi için aralıksız şekilde can siperane mücadele verirken, yüzlerce yaralımız hastanelerde tedavi edilirken, Yüreği yanan, içi kan ağlayan bölgedeki insanlarımızın karşısında, büyük bir acı ve endişe yaşayan milletimizin gözleri önünde, iktidar kanadının ve muhalefet partilerinin siyasi düellolara tutuşması kabul edilemez. İktidar kanadı muhalefet partili belediyeleri suçlarken, muhalefetin de Hükümeti, Bakanlıkları suçlaması; iktidarın da muhalefetin de siyasi kazanç saikiyle çeşitli açıklamalar yapması asla uygun bir tutum değildir.

Şu noktada İktidar-muhalefet kavgası görüntüsü, toplumsal kutuplaşma ve kamplaşma görüntüsünün verilmesi çok yanlıştır.  Gün iktidarıyla muhalefetiyle, her kesimden insanımızla 84 milyon hep birlikte, felakete karşı canla başla mücadele etme, maddi manevi yaraları sarma günüdür. Önce evimizdeki yangını söndürmeli, yaralarımızı sarmalı, sonra eksikleri, yanlışları, ihmalleri masaya yatırıp gereken adımları atmalıyız."

 

 

Gerginliği Arttıracak Her Türlü Söz ve Tavırdan Uzak Durulmalıdır

 

'Böyle bir zamanda kutuplaşmayı, gerginliği artıracak her türlü söz ve tavırdan uzak durulmalıdır.' diyen Genel Başkanımız Erbakan, "Terör örgütlerinin ve çeşitli unsurların, bu yangınları maksatlı olarak çıkartarak ülkemize, milletimize ekonomik ve psikolojik bakımdan zarar vermek istemesi ihtimal dahilindedir. Ancak böyle büyük bir felaketle karşı karşıya olduğumuz şu günlerde “yangını şunlar çıkardı, bunlar çıkardı, şu etnik kökenden insanlar yaptı” şeklinde konuşmaların tartışmaların zamanı ve yeri değildir. Bu gibi yaklaşımlar bu felaketle mücadele sırasında birlik ve bütünlüğümüzü zedeler.  Bu zor günlerde millet olarak dayanışma birlik ve beraberlik içerisinde olmalı, tek yürek yek vücut halde yangınların kontrol altına alınması, yaraların sarılması için hep birlikte mücadele etmeliyiz."

 

 

'Bölgedeki Kahramanlara Şükranlarımızı Sunuyorum'

 

Canını dişine takarak büyük bir özveri ile yangınların söndürülmesi, canların kurtarılması için çaba sarf eden tüm itfaiye ekiplerine, orman teşkilatımıza, vatandaşlarımıza, gönüllülere şükranlarını sunduklarını ifade eden Genel Başkanımız, “Bölgedeki vatandaşlarımız başta olmak üzere tüm milletimize bir kez daha geçmiş olsun dileklerini iletiyor ve Cenabı Allah’a bu yangın felaketinin bir an önce son bulması için dua ediyoruz" ifadelerini kullandı.

 

 

Dr. Fatih ERBAKAN

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı

 

 

 

 

 

ÜLKEMİZDE SON GÜNLERDE YAŞANAN ORMAN YANGINLARI ÜZERİNE

OGM’nin yaptığı açıklamaya göre ülkemizde 28 Temmuz-4 Ağustos tarihleri arasındaki 8 günde 33 ilde meydana gelen 167 orman yangınından 151 tanesi kontrol altına alınmış, halen 7 ilde 16 yangın ise hâlâ devem etmektedir.

 

Orman, çoğunluğunu ağaçların oluşturduğu, sayısız mikroorganizma, bitki ve hayvan varlığının toprak, su, hava, ışık işbirliği ile karşılıklı ilişki içerisinde oluşturdukları yaşam alanıdır. Tüm canlılar için hayati öneme sahiptir. Ülkemizde Anayasanın 169.maddesine göre ormanların korunması ve geliştirilmesi anayasal güvence altındadır. Yine 6831 sayılı orman kanununun 16. Maddesine göre kamu yararı söz konusu ise orman alanları içerisinde izin ve irtifak söz konusu olabilmektedir. Ormanlarla ilgili uygulamalar ve işlemler Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğü (OGM) tarafından yürütülmektedir. Ülke ormanlarımızın geliştirilmesi, korunması, süreklilik ve sürdürülebilirliğinin sağlanması, bozuk orman alanlarının ve yanan orman alanlarının ağaçlandırma işlemleri de yine OGM tarafından yürütülmektedir.

 

Yanan orman alanlarının hangi ağaç türü ağaçlar yanmış ise yine aynı ağaç türü ile ağaçlandırılması orman ekosisteminin devamlılığı için zaruridir. Kızılçam ağaç türlerinin yandığı alanlara zeytin, badem, ceviz gibi ağaç türleri ile ağaçlandırılması hususunda yapılan önerileri iyi niyetli olsa da uygulanmaları hem ormanın ekosistem mantığına hem de ormancılık tekniğine uygun bir öneri olarak değerlendirilemez. Yanan orman alanlarını elden geldiğince hızlı bir şekilde yanan ağaç kütük ve artıklarından temizlemek ve insan aktivitelerine kapalı tutmak yeniden ormanlaştırmanın başarısı için çok daha önemli bir adımdır. Yanan ormanların ağaçlandırma faaliyetleri dışında herhangi bir uygulamaya açılması, turizm amaçlı kullanılması ve yanan orman alanlarıyla ilgili yetkinin Tarım ve Orman Bakanlığından alınıp Turizm Bakanlığına verilmesi ne kesinlikle kabul edilebilir ne de böyle bir çalışmanın olduğu söylenebilir. Kamuoyunda buna benzer iddiaların konuşulmasının en temel sebebi spekülatif ve gerçeği yansıtmayan haberlerin sürekli ortaya atılmasından ve bazı eski kötü örneklerin yaşanmış olmasından kaynaklanmaktadır.

 

Öte yandan OGM’nin yapmış olduğu faaliyetler neticesinde ülkemizde her yıl orman alanlarında belli ölçülerde artışlar görülmektedir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından hazırlanan "Küresel Orman Kaynakları Değerlendirmesi (FRA)" raporuna göre, 2015-2020 döneminde ülkemiz orman varlığını artıran ülkeler sıralamasında 46'ncılıktan 27'nciliğe yükselmiş, ağaçlandırma yapan ülkeler klasmanında ise Avrupa'da birinci, dünyada 6'ncı sıraya yerleşmiştir. Buna karşın hâlâ insanların yaptıkları yanlışlar ve sorumsuzluklar, plansız tarımsal faaliyetler, çarpık şehirleşme ve kendiliğinden oluşan orman yangınları sebebiyle her yıl önemli oranda orman alanları yok olmaktadır.

 

Ormanların önemini tam olarak kavrayabilmek için öncelikle ağaçların sağladığı faydaların her bir vatandaş tarafından iyi bilinmesi önem arz etmektedir. Ağaçlar, yapraklarında bulunan yeşil pigment klorofil ile güneş ışığını absorbe ederek atmosferdeki karbondioksit gazını kullanır ve kendileri ve diğer canlılar için besin maddesi üretirler. Bunun anlamı 40 kişinin bir saatte havaya verdiği karbondioksiti yetişkin bir çam ağacı 1 saatte oksijene dönüştürebilmektedir. Bu nedenle çocuklar başta olmak üzere her bir bireyin insan ve diğer canlılar için ağaçların ve ormanların ürettiği oksijenin önemini iyi kavraması sağlanmalıdır. Tabii ki ormanların tek faydası ihtiyacımız olan oksijeni üretmeleri değildir. Ormanlarımız ayrıca, su varlıklarımızı korumak ve düzenlemek, erozyonu önlemek,kullandığımız odunun ana kaynağını oluşturmak, beden ve ruh sağlığımız üzerinde olumlu etkiler yapmak, ekonomik anlamda tıp, kozmetik, kimya ve boya gibi farklı birçok endüstride kullanılan yararlı birçok ikincil ürünü vermek ve önemli oranda insanımıza iş ve geçim kaynağı sağlamak açısından da Yaradan’ın en önemli nimetlerindendir.

 

Yapılan araştırmalara göre orman yangınlarının %90 çıkış sebebi insan faktöründen kaynaklanmaktadır. Son 2 yıl içerisinde yaşanan pandemi nedeniyle uygulanan kısıtlamaların kaldırılmasının ardından yerli ve yabancı turistlerin özellikle Akdeniz ve Ege sahillerine akın etmesi, buralardaki il ve ilçe nüfus yoğunluklarının 8-10 kat artmasına sebep olmuştur. Yaşanan sıcak havanın da etkisiyle da insan kalabalığından ormanlık alanlar da fazlasıyla etkileşim içine girmiş ve maalesef ormanlarda yangınlarının meydana gelmesine vesile olacak insan aktiviteleri artmıştır. Öte yandan son yıllarda yaşanan ülke güvenliğini tehdit eden siber saldırılar, biyolojik ve ekonomik saldırılar göz önüne alındığında, özellikle turistik bölgelerdeki orman yangınlarındaki artış ile terör eylemleri arasında bir ilişki kurmak ve çevreyi hedef alan bir başka tür savaşla karşı karşıya olduğumuzu söylemek de mümkündür.

 

Bütün eleştirilere rağmen ülkemizde ormanların korunması ve sürdürülmesi sorumluğunu üstlenmiş olan OGM yangınla mücadelede ilk müdahale süresini 12 dakikaya indirerek büyük bir başarıya imza atmıştır. Genel olarak orman yangınlarının önlenmesinin 2 temel koşulu vardır,

1)    Hiçbir şekilde orman yangınının çıkmamasını sağlamak yani korumak,

2)    Meydana gelen bir yangını 20-25 dakika gibi bir süre içinde büyümeden kontrol altına almaktır.

Ancak 40-42 derece sıcaklıkta, nem oranının %10-15 olduğu, şiddetli ve sıcak esen rüzgârlı bir havada meydana gelen bir orman yangınını ilk 20-25 dakika içerisinde kontrol altına alınabilmesi oldukça zordur.

Dikkat çekilmesi gereken bir diğer husus ise orman yangınları ve ormanlar üzerinden siyasi rant sağlamaya çalışmak, açılan yerlerin orman dışı farklı amaçlar için kullanılacağı düşüncesini oluşturacak imalar ve davranışlar içinde bulunmak kesinlikle uzak durulması ve asla tekrarlanmaması gereken davranışlardır.

 

Öte yandan sosyal medyada ve basında siyasi parti yöneticileri, kurum yetkilileri, STK temsilcileri ve tanınan- tanınmayan şahıslar başta devletimiz olmak üzere OGM teşkilatının ve yangın söndürme mücadelesine destek veren belediyelerin, askerin, polisin çabalarını, emeklerini değersizleştirecek veya yok sayacak açıklamalarda bulunmaları da haksız ve yanlış bir tutumdur. Şiddetli ve sıcak esen rüzgârlı bir havada, nem oranının %10-15 olduğu, hava sıcaklığının 40-42 derece olduğu bir ortamda kontrol dışı olan bir orman yangınını son zamanlarda tekrar gündeme oturan Türk Hava Kurumunun 19 adet uçağının eksikliğine bağlamak da insaflı bir değerlendirme değildir. Yaşanan şartlarda OGM’nin ve THK’nın bütün uçak ve helikopterleri de kullanılsa dahi yangınları zarar vermeden söndürmek mümkün değildir. Bunun en temel sebebi, orman yangının fazlasıyla şiddetli olması nedeniyle hava araçları ile yukarıdan bırakılan su, 600 derece sıcaklıktan dolayı çabucak buhar olabilmekte ve çoğunlukla yangın söndürmeye yeterli bir faydayı sağlamamaktadır. Bu nedenledir ki; ABD’deki Kaliforniya orman yangını yaklaşık 30 gündür söndürülememektedir. Oysa ABD’nin Türkiye’den çok daha fazla helikopteri, uçağı ve ileri teknoloji imkânı bulunmaktadır. Bu durum, kontrol dışı olan büyük bir orman yangınının ve yangın şiddetinin çok yüksek olması nedeniyle havadan ve karadan yapılan müdahalelerin yetersiz kalmasına neden olmaktadır. Bu tür yangın durumlarında ancak rüzgâr yön değiştirir ve ters yönde eser ya da tamamen durursa havadan ve karadan yapılan yoğun müdahalelerle yangının kontrol altına alınabilmesi mümkündür. Diğer bir olasılık ise ya yanacak orman bitmesi ya da yangının denize ulaşmasıdır ki bu durumlarda zaten yangın kendiliğinden sönmektedir.

 

Ülkemizde görülen en şiddetli orman yangınları olarak değerlendireceğimiz son 8-10 günlük yangınlar bizlere ormanlarımızı korumak için yapılması gereken işlerin önemini yeniden hatırlatmıştır. Yangınların çıkmaması için gereken ağaç ve orman yönetimi başta olmak üzere her türlü hazırlığın ve önlemin önceden alınması, insan hareketliliğinin her zaman kontrollü ve düşük tutulması, ormanların genel yapılarına uygun teknik ve araçların her vakit hazır edilmesi olası yangınlara karşı daha hızlı müdahale etme yeteneklerimizi geliştirecektir. Özellikle orman yangınlarına karşı teknolojik imkânlarımızı geliştirerek, hava araç sayısını ve personel sayısını arttırmak, OGM, STK ve Üniversite birlikteliği ile çocuklarımızı ve yetişkinleri orman yangınları konusunda düzenli eğitimlere almak, IHA ve SIHA üretimlerinde gösterilen başarılardan sonra YİHA’ları (Yangın İnsansız Hava Aracı) üretmeye öncelik vermek, kimyasal yöntemlerle orman yangınlarıyla mücadele etme teknik ve metotlarını geliştirmek de ülkemizin orman yangınlarıyla mücadele gücünü ve potansiyelini artırmak açısından önemli adımlar olacaktır. 

 

Orman yangınlarının bir daha olmaması temennisiyle ülkemizin ormanlarına, farklı türlerdeki canlılara ve tabii ki insanlarımıza zarar getirmemek için sürdürülen bu zor mücadelede görev alan ve canla başla mücadele eden başta OGM teşkilatı mensupları olmak üzere belediye, asker, polis ve STK çalışanlarına ve gönüllülere takdir ve şükran borçlu olduğumuz unutulmamalıdır. 

Orman yangınlarıyla mücadelede şehit olan vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralı olan insanlarımıza acil şifalar diliyoruz.

 

Yeniden Refah Partisi

Tarım ve Orman Politikaları Kurulu Başkanlığı

Yayın Tarihi: 11 Ağustos 2021 | Yayın Saati: 12:13:30