SİYASİ İŞLER BAŞKANLIĞI HAFTALIK RAPORU - 06 TEMMUZ 2021

 

 SİYASİ İŞLER BAŞKANLIĞI HAFTALIK RAPORU

 

06 TEMMUZ 2021

 

 

KONULAR          :

 

·       Mısır’daki İdam Kararları Asla Kabul Edilemez!

·       Erbakan’ı Akşener’e sorsun!

·       Fransız Marine Le Pen’in  İslam’a Yönelik Barbarlık İfadesini Şiddetle Kınıyoruz!

 

 

 MISIR’DAKİ İDAM KARARLARI ASLA KABUL EDİLEMEZ

 

 

 

 

 

Mısır’da Genelkurmay Başkanı Abdülfettah el Sisi’nin 3 Temmuz 2013 tarihinde yaptığı askeri darbeden sonra ülke çapında meydana gelen sivil inisiyatifli barışçıl gösteriler ve protestolar şiddet kullanılarak bastırılmaya çalışıldı.

 

 

 

Bu gelişmeler üzerine tutuklanan göstericilerin ve muhalif siyasetçilerin Sisi yönetimi tarafından oluşturulan terör mahkemelerine atanan özel yetkili yargıçlar tarafından büyük nispette idam cezalarına çarptırılmaları ve bu cezaların onaylanabilmesi amacıyla Yüksek Temyiz Mahkemesi bünyesinde 2017 yılında yapılan değişiklikler mahkemelerin hukukun dışına çıkarak siyasi kararlar vermesine yol açtı.

 

 

 

Son olarak bu mahkemelerin yanlış ve yanlı kararları sonucu idama mahkûm edilen parlamento üyesi Prof.Dr. Muhammed El-Biltaci ve Mısır eski Gençlik Bakanı Dr. Usame Yasin’in de aralarında bulunduğu yüksek düzeydeki 12 kişi hakkında idam cezası verilmesi çok vahim bir durumun ortaya çıkmasına neden oldu.

 

 

 

Şu anda idam cezalarıyla ilgili tüm hukuki süreç sona ermiş olup, 12 kişinin dosyaları onay için Cumhurbaşkanı Abdülfettah el Sisi’nin önünde beklemektedir.

 

 

 

Bu idam cezalarının infaz edilmesi hiç şüphesiz ki toplumsal barışı ortadan kaldıracak, siyasi krizlere yol açacak ve Mısır’da tam bir kaos ortamının oluşmasına neden olacaktır.

 

 

 

Sisi yönetiminin, despotik bir uygulamayla siyasi muhalefetin liderlerini idam etme yolunu seçmesi tüm muhaliflere gözdağı vermeye yönelik olup, yönetimi eleştirmenin veya karşı gelmenin ölümle sonuçlanacağını açıkça ortaya koyan bir meydan okuma niteliğindedir.

 

 

 

insanlığa karşı suç teşkil eden, adil olmayan, taraflı yargılama sonucu verilen idam kararlarının uygulanmaması konusunda demokrasi, özgürlük, insan hakları ve adaleti ağızlarına pelesenk etmiş olan uluslararası kuruluşların harekete geçmek yerine sessizliği tercih etmeleri son derece düşündürücüdür.

 

 

 

Ülkelerinde sözüm ona özgürlük ve insan haklarına verdikleri değeri göstermek adına ulusal bayrakların yanında LGBT bayraklarını dalgalandıran ve bu konuda birçok ülkeye baskı kurarak ayar vermeye çalışan Batı dünyasının bu idamlara karşı tavır ortaya koymak yerine, dikta rejimleri teşvik eden anlayışı tercih etmeleri son derece ibretlik bir durumdur.

 

 

 

Yeniden Refah Partisi olarak geçmişte yaşanan benzer olaylardan dersler çıkararak şunu ifade etmek isteriz ki, şimdiye kadar birçok ülkede uygulanan siyasi suçtan kaynaklı idam cezaları hiçbir çözüm oluşturmamış, aksine toplumsal barışı, istikrarı ve güveni ortadan kaldırmıştır.

 

 

 

Bu gerçekten hareketle, Mısır’daki hükümetin sağduyu ile hareket ederek idam kararlarını ortadan kaldırması ve Mısır’da huzur, barış ve istikrarın tesisi yönünde olumlu adımları bir an evvel atması çağrısını yapıyoruz.

 

 

 

Bununla birlikte, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin de bu hukuksuz idam kararlarının ortadan kaldırılması için gerekli diplomatik girişimleri en güçlü ve acil şekilde yapması gerektiğini ifade ediyoruz.

 

 

 

 

 

 

 

Dr. Fatih ERBAKAN

 

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı

 

 

 

 

 

ERBAKAN HOCAMIZI AKŞENER'E SORUN 

İyi Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan’ın kullandığı ifadeleri bilgisizlik olarak değerlendiren Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Avukat Bayram Sakartepe, tepkisini şöyle ifade etti: 

 

“Türkan’ın bahsettiği olay Erzincan’da geçiyor. Rahmetli Hocamız Erzincan’a takım tezgâhları fabrikasının temelini atıyor. Proje onaylanmış, finansmanı sağlanmış bir projedir. Temel atıldıktan sonraki gün CHP’nin Erzincan Senatörü Niyazi Ünsal temeli söküp araca yüklüyor ve ‘İşte Erbakan’ın attığı temel diyerek’ olayı hafife almaya çalışıyor. O dönem basın da bu olayı manipüle ediyor. Daha sonra bir yıl içerisinde bu fabrika hizmete açılıyor. Ancak bu bir yıl içerisinde Güneş Motel olayı patlak veriyor ve o dönem hükümet düşürülüyor. Daha sonra Bülent Ecevit bu fabrikayı Kayseri’ye nakletme kararı alıyor.

 

Fabrika Kayseri’ye nakledilirken Niyazi Ünsal fabrikanın çatısına çıkıp, ‘Benim cesedimi çiğnemeden bu fabrikayı buradan kaldıramazsınız’ diye haykırıyor. Yani geçmişte Erbakan Hocamız 200 tane ağır sanayi fabrikasının temelini atıyor ve bu fabrikaların yarıya yakını şu anda hâlâ milletimize hizmet etmektedir. Türkkan tamamen bilgisizliğine dayanan kulaktan dolma bilgilerle söylediği sözlerdir bunlar. Türkkan bu sözleri söylerken keşke araştırıp konuşsaydı.

 

Ayrıca bugün Türkkan’ın milletvekili olarak seçildiği partinin Genel Başkanı rahmetli hocamızın bakanlarındandı. Türkkan zahmet edip Erbakan Hocamızı genel başkanına sorsaydı eminim Akşener, Türkkan’a anlatırdı. Bundan sonra Türkkan, Erbakan Hocamız hakkında konuşacaksa Meral Akşener’e sorup rahmetli hocamız hakkında bilgi alsın.”

 

 

 

Av. Bayram Sakartepe

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı | Siyasi İşler Başkanı

 

 

Kaynak : Yeni Akit - A Haber

 

 

 

 

 

 

 

 

 

FRANSIZ MARINE LE PEN’İN İSLAM’A YÖNELİK BARBARLIK İFADESİNİ ŞİDDETLE KINIYORUZ

 

Fransa’da aşırı sağcı ve ırkçı Ulusal Birlik Partisi(Rassemblement national  ) lideri Marine Le Pen, tek aday olarak girdiği kongrede oyların % 98.35’ini alarak dördüncü kez parti liderliğine seçilirken, kongrede yaptığı talihsiz konuşmada; "Siyasi tartışmayı kendi düzeyine, bir toplum ve hatta uygarlık seçimi düzeyine yerleştirmeliyiz: Düşmanı belirleyip onunla savaşmaya cesaret eden bir Fransa’yı mı, yoksa İslamcı ideolojiye ve onun barbarlığına boyun eğmeyi kabul eden bir Fransa mı istiyoruz?" ( "Nous devons installer le débat politique à son niveau, celui d’un choix de société et même de civilisation : voulons-nous une France qui ose désigner et combattre l’ennemi ou qui accepte de plier face à l’idéologie islamiste et sa barbarie ?") şeklindeki açıklaması kabul edilebilir değildir.

İslam’ı ‘barbarlık’ olarak imlemeyerek İslamofobi üzerinden Fransa’da oy devşirmeye çalışan ırkçı Le Pen’in , Avrupa’da yaşamakta olan yaklaşık 23 milyon Müslüman nüfusunu potansiyel tehlike olarak göstermeye çalışmasının arka planının artık ortaya konması gerekmektedir.

EUMC( Avrupa Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı İzleme Merkezi) raporlarına yansıdığı üzere Le Pen’in partisi gibi ultra ırkçı partilerin tehlikeli yönelişe sahip olan İslamofobi söylemini politikalarının ana gündem maddesi yaparak oy oranlarını yükseltme çabası içerisinde oldukları artık gözden kaçmamaktadır.

İslam’a karşı ayrımcılığı ve nefret dilini kullanarak bir yere varmanın mümkün olmayacağı gibi kriz içerisinde yeni krizlerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Öyle ki, İslam ve Müslümanların Avrupa’da yerleşik ırkçı partilerin ana hedefi haline getirilmeye çalışılması ister istemez yabancı düşmanlığı eğilimini en tehlikeli düzeye taşımaktadır.

Özellikle 11 Eylül 2001 tarihinden itibaren Avrupa’da hızla yayılma eğilimine giren İslamofobi anlayışı ve politikaları artık içinden çıkılmaz girift bir yapıya bürünmüş olduğunu büyük bir endişeyle izlemek mümkündür.

Artık Avrupa’nın hangi değerler manzumesini temsil ettiğinin iyice ortaya konması gerekmez mi? Türkiye gibi ülkelere insan hakları konusunda ders vermeye çalışan Avrupa’nın, artık hangi değerleri savunduğu ve neyi temsil ettiği Le Pen’in konuşmasında bir kez daha ortaya çıkmış oldu.

Bu bağlamda, Fransa’nın ırkçı ve ötekileştirici dil ile iğdiş edilen sözde cari özgürlük, adalet ve eşitlik kavramları, son yıllarda sıkça uygulanmakta olan İslamofobi anlayışlı söylem ve politikalarla ikiyüzlülüğün ifadesi olarak ortaya çıkan mitolojik Janus ile özdeş hale gelmiş olduğunu görmek mümkündür.

Avrupa politikalarını Marine Le Pen gibi ırkçı ve yabancı düşmanı politikacıların ortaya koyduğu dışlayıcı ve ötekileştirici retoriğin belirleyici rolünün son derece vahim olduğunu ve endişe verici gelişmelere neden olabileceğini ifade etmek isteriz.

Sonuç olarak, bu tehlikeli sürecin ileride daha büyük kırılmalara neden olabileceği düşüncesinden hareketle bu ve benzeri tehlikeli retorikleri şiddetle ret ettiğimizi açıkça ifade etmek isteriz.

 

Doğan BEKİN
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı | Dış İlişkiler Başkanı

 

Yayın Tarihi: 6 Temmuz 2021 | Yayın Saati: 13:06:55