SİYASİ İŞLER BAŞKANLIĞI HAFTALIK RAPORU - 06 EKİM 2021

SİYASİ İŞLER BAŞKANLIĞI HAFTALIK RAPORU

 

06 EKİM 2021

 

 

KONULAR:

 

 

·       Emperyalistlerin Oyununu Yine Kardeşlik Ruhuyla Bozacağız!

 

 

·       Emeklilikte Yaşa (Yasamaya) Takılma Üzerine Bir Değerlendirme

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

EMPERYALİSTLERİN OYUNUNU YİNE KARDEŞLİK RUHUYLA BOZACAĞIZ

 

Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan, Van'da İl Başkanlığımızın açılışında yaptığı konuşmada, "Bu zamana kadar bölgemizde emperyalistlerin oyunlarını nasıl bozduysak, önümüzdeki dönemde de bölge insanımızın şuuruyla, ferasetiyle, kardeşlik ruhuyla oyunları yine bozacağız. Van, Bitlis, Hakkâri, Ağrı; Büyük İsrail'in değil İslam Birliği'nin, ‘Yeniden Büyük Türkiye'nin vilayetleri olarak kalacaklardır." dedi.

 

Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan, ‘Anadolu Buluşmaları’ kapsamında gittiği Van'da Van İl Başkanlığı binamızın açılışında yaptığı konuşmada kardeşlik mesajı verdi.

 

Bölge Bin Yıldır Kardeşliğin Huzurun Sembolü Oldu

Bölgenin bin yıldır kardeşliğin ve huzurun merkezi olduğunu söyleyen Genel Başkanımız, şöyle konuştu:    

 

"Bölge halkları bin seneden beri kardeşliğin, huzur ve barışın sembolü oldular. Tabii kardeşlik sadece lafla olmaz. Bölge insanının yeteri kadar iş imkânı var mı? Onlar için ‘Paylaşımda Adaleti’ ne kadar tesis ediyorsun? Gelir dağılımında adaleti ne kadar tesis edebiliyorsun? Türkiye'nin bir bölgesine üvey evlat gibi davranıp diğer bölgelerine öz evlat muamelesi mi yapıyorsun? Asıl mesele bu sorulara cevap verebilmek. Bütün milletimiz şahittir ki; Erbakan Hocamız bütün mücadelesi boyunca Bitlis ve Konya'yı birbirinden ayırt etmedi. Irkçılığa, ayrımcılığa, ötekileştirmeye karşı bütün gücüyle karşı çıktı. Doğusuyla batısıyla tüm milletimizin birliği ve beraberliği ve aynı zamanda maddi manevi kalkınması için çalıştı. Erbakan Hocamız bölge insanının haklarını korumak için Bingöl'de yaptığı tarihi konuşma neticesinde hapis cezasına çarptırıldı, siyasi yasağa maruz kaldı. Bölge insanının batıdaki insanlarla aynı haklara sahip olması için bedel ödedi. Yine Erbakan Hocamız "Eğer Türk ile Kürdü ayırırsan ortada ne Türk kalır ne de Kürt kalır. Ama Türk ile Kürt bir olursa karşısında ne Amerika ne de İsrail durabilir." derdi. "

 

Yine Dış Güçlerin Tüm Oyunlarını Bozacağız

'Yeniden Refah Partisi olarak biz de Erbakan Hocamızın 1969'da yola çıkarken ortaya koyduğu istikamet üzerinde yürüyor, aynı dava uğrunda aynı aşkla ve heyecanla yoluna devam ediyoruz.' diyen Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan, "Biz de Yeniden Refah Partisi olarak tıpkı Erbakan Hocamız gibi bölge insanını hangi mezhepten hangi ırktan olursa olsun kucaklamaya geldik, Müslüman olsun olmasın tüm insanlığın saadeti, selameti ve kurtuluşu için çalışan Millî Görüş ruhu bu demektir. Bu zamana kadar bölge insanı dış güçlerin, emperyalistlerin oyunlarını nasıl bozduysa önümüzdeki dönemde de yine bölge insanı şuuruyla, ferasetiyle, kardeşlik ruhuyla oyunları yine bozacaktır. Van, Bitlis, Hakkâri, Ağrı ‘Büyük İsrail'in değil İslam Birliği'nin Yeniden Büyük Türkiye'nin vilayetleri olarak kalacaktır. Nasıl ki Malazgirt'te beraber omuz omuza mücadele edip şehit düştüysek, Kudüs'ün fethi için Selahattin Eyyubi’nin ordusunda savaşıp şehit düştüysek, Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda asırlar boyunca birlikte omuz omuza mücadele ettiysek, Türk, Kürt, Arap, Çerkez 84 milyon olarak bir duvarın tuğlaları gibi birlik içinde yolumuza devam edeceğiz. Aynen Birinci 40 yılda Van nasıl Millî Görüş'ün kalesi olduysa, Erbakan Hocamızı bağrına bastıysa ikinci 40 yılda da Yeniden Refah'ı bizleri bağrına basan Van yine Millî Görüş'ün kalesi olacaktır."

 

Dr. Fatih Erbakan

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı

 

 

 

 

 

 

 

       Emeklilikte Yaşa (Yasamaya) Takılma Üzerine Bir Değerlendirme

Konu aslında yaşa değil yasamaya takılma konusudur. Burada kanun geriye yürütülmüş, iş sözleşmesi koşullarına idare tarafından riayet edilmemiştir.

Çalışanlar, kendi yasal kesintileri üzerinden emeklilik istemekte, kimseden başka bir fon talebinde bulunmamaktadırlar.

SGK’nın en büyük handikapı kesintisini yaptığı işgörenlere geri ödeme zorluğu değil, sağlık ödemeleri, üç kurumun birleşmesinden gelen yük ve kamu da dahil büyük özel sektör kuruluşlarının çalışanının SGK primini ödememeleridir.

Emeklilik konusu; çalışmayı özendirme, çalışanı değerli kılma anlayışıyla ele alınmalıdır.

Emeklilik yaşının yeni düzenlemeye göre devam etmesi halinde, durum;

* Yasa öncesinde işe başlamış olanlar ve

* Yasa çıktıktan sonra işe başlayanlar

Biçiminde değerlendirilmelidir.

Yasa öncesinde işe başlamış olanların mağduriyetleri acilen giderilmeli, yasa çıktıktan sonra işe başlayanlar için de özlük hakları itibariyle belli düzenlemeler yapılmalıdır.

1. Emeklilikte Yaşa (Yasamaya) Takılma’da Hukuki Çerçeve

1999 yılında çıkartılan 08.09.1999 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 4447 sayılı yasayla emeklilik için üçüncü bir şart olarak ‘Yaş’ kuralı da gelmiş, 08.09.1999 gününden önce işe girmiş olanların emekli olabilmeleri için yaş kademesi getirilmiştir. Düzenlenen kademelere göre de çalışanlar; 41 yaş ile 56 yaş arasında emekli olabilecektir.

09.09.1999 günü ve sonrasında işe giren; Kadınlar 58 yaşından, Erkekler 60 yaşından önce emekli olamayacaktır.

Kadın ve erkek tüm SSK’lılar 7000 gün, Bağ-Kur’lular ve memurlar da 9000 gün çalışma koşuluyla emekli olabilecektir.

4447 sayılı Kanuna itiraz edilerek konu Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Başvuru Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edildi ve 23/02/2001 tarih ve Esas 1999/42 ile Karar 2001/41 sayılı kararıyla kademelendirme iptal edilerek 23/11/2001 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı.

TBMM konuyu tekrar ele alarak 4759 sayılı Kanun 23.05.2002 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Böylece emeklilik yaşlarında yeni kademeleri getirdi. Böylece 08.09.1999 gününden önce işe girenlerin 4759 sayılı Kanun’da belirlenen kademelere göre emekli olmaları kabul edildi.

(Kabul edilen bu yasa, uygulayıcıların bile zar zor anlayabilecekleri karmaşıklıkta bir metin içermektedir. Muhtemelen o nedenle de tekrar itiraz edilmemiştir.)

Şu anda kadın ve erkeğin eşit yaş olarak 65 yaşında emekli olacağı bir sistem var edilmiştir.

2. Emeklilikte Yasamaya Takılma Konusunun Esası

Emeklilikte Yaşa Takılma mevzuunda konu aslında yaşa değil yasamaya takılma konusudur. Burada kanun geriye yürütülmüş, iş sözleşmesi koşullarına idare tarafından riayet edilmemiştir.

Çalışanlar, kendi yasal kesintileri üzerinden emeklilik istemekte, kimseden başka bir fon talebinde bulunmamaktadırlar.

Emekli Sandığı, BağKur ve SSK birleştirilip, anlaşıldığı kadarıyla içi boşaltılmıştır. Başka bazı fonlarda olduğu gibi burada da kaynaklar başka alanlara aktarılmıştır.

Ödeyecek para yok, hazineye çok yük biner diyerek emeklilik yaşını uzatılmasını ortaya koyan SGK’nın en büyük handikapı kesintisini yaptığı işgörenlere geri ödeme zorluğu değil, sağlık ödemeleri, üç kurumun birleşmesinden gelen yük ve kamu da dahil büyük özel sektör kuruluşlarının bir kısmının, çalışanının SGK primini ödememeleridir.

SGK bugün, emeklilik tarihi uzatıldığı halde çalışmaya devam eden, her ay düzenli olarak primi kesilen personelin prim kesintisini nakit olarak hesaplarında gösterebilecek durumda değildir.

Emeklilik konusu; çalışmayı özendirme, çalışanı değerli kılma anlayışıyla ele alınmalıdır. Çalışana, üretene, kamu hizmetini ifa edene kendi maaşından kesilmiş olan rakamı ödemeyen beraberinde hiç hakkı olmayana kamu kaynaklarından para aktarma anlayışı kabul edilemez.

Emeklilik yaşının yeni düzenlemeye göre devam etmesi halinde, durum; yasa öncesinde işe başlamış olanlar ve yasa çıktıktan sonra işe başlayanlar biçiminde ele alınmalıdır.

1.1. Yasa Öncesinde İşe Başlamış Olanlar

1999 öncesinde işe başlamış olanlar, hangi tarihte, kaç yıl hizmet ettikten sonra emekli olacaklarını biliyorlardı fakat bu yasayla süre değiştirildi ve kademelendirme uygulamasıyla kanun geriye yürütüldü. Bu durum hukuki değildir.

Emeklilik süresini önceki hesapla tamamlamış olanların sadece bir kısmı emekli olmak isteyecektir. Bugün kamuda bürokratlar emeklilikte son günlerine kadar çalışmakta, akademisyenler 67 yaşında hüzünle emekli olmakta, bir kısmı da yine kamu üniversitelerinde emeklilik sonrası 72 yaşına kadar devam etmektedir. Yani bahsedildiği gibi bir emekli olma furyası kamuda yaşanmayacaktır.

İşe başladıkları tarihteki yasaya göre emekliliği gelenlerin emekli olmaları halinde genç işsizlerin önü açılacak, işsizlik azalacaktır. Gençlere istihdam fırsatı oluşunca gençlerin iş ve sorumluluk sahibi olmaları sağlanarak heyecanlı dönemlerinde işsizliğin getirdiği boşluk nedeniyle yanlışlara düşmelerinin önüne geçilecektir.

Gerek yaş, gerek sağlık gerekse teknolojide yaşanan gelişmeleri takipte zorlanmalar neticesinde belli yaşın üzerindeki çalışanların iş verimi önemli ölçüde düşmektedir. Bu işgörenlerin belli işlerde istihdam edilmeye devam etmeleri, kamu yararı ile bağdaşır olmaktan çıkmaktadır.

Bugün çoğu kurumda 30 yıl hizmeti olan personel ile yeni işe başlayan personel arasında iş gerekliliği bakımından farklılık bulunmamaktadır. Bu nedenle ileri yaşlardakilerin bu hizmetleri gençler kadar iyi görebilmeleri mümkün gözükmemektedir.

Bu nedenle “Esnek Çalışma Sistemi” getirilmelidir. Yani yaşı ilerlemiş, yorgunluk duyan çalışanlar, belli gün ve saatlerde çalışabilmelerinin, buna göre ücretlendirilmelerinin önü açılmalıdır.

2.2. Yasa Çıktıktan Sonra İşe Başlayanlar

Belirlenen çalışma süresi çok uzundur. İşgörenlerde önemli ölçüde yıpranmalar olacak, bunun sonucunda işgöremezlik konusu yaygınlaşacaktır. Bu nedenle işin ağırlığı, ülkemizin gelişmişlik düzeyi gibi ölçüler dikkate alınarak emeklilik yaşı revize edilebilir.

3. Öneriler

A) Mevcut düzenlemeye göre yaşa takılmış, çalışamayacak durumda veya iş bulamayan kişilerin emekli edilmeleri sağlanmalıdır. Bu işgörenler kendi maaş kesintileri üzerinden emekli olmak istediklerinden bu konuda kaynak yok diye bir bahane üretilemez, bu çözümün önü, biriken kaynakları tükettik, başka fonlara aktardık bahanesiyle kesilemez. Bu kişilerin emekli olmaları ancak esnafın vergi vermesine, çalışanların prim ödemesine bağlı gibi söylemlerle insanlar birbirine düşürülmemeli, kutuplaştırılmamalıdır.

B) 2040’larda 65’e sabitlenecek kademeli emeklilik yaşı düşüncesinden vazgeçilmelidir. Özellikle kadınların 65 yaşına kadar çalışabilmeleri mümkün değildir. Bu yaşın en az 58’e çekilmesi gerekir. Yoksa aile kurmak, çocuk sahibi olmak çok zorlaşır. Ülkenin insan kaynakları bundan ciddi biçimde olumsuz etkilenir. Erkeklerde de emeklilik yaşının 60’a çekilmesi, mevcut sağlıklı hayat sürme koşulları dikkate alındığında gerçekçi olacaktır. Durum, mezarda emekliliğe varmamalıdır.

C) İşgörenlerden emeklilik için yapılan kesintiler yani sosyal güvenlikte biriken primler başka alanlara aktarılmamalıdır.

D) SGK’nın üzerinden yabancı ilaç şirketlerinin ve garantili hastanelerin yükü kaldırılmalıdır.

E) SGK’nın alacakları bir an önce tahsil edilmeli, prim ödememeyi alışkanlık haline getirmiş kuruluşlara bir düzenleme getirilmelidir.

C, D ve E önerileri ile önemli ölçüde kaynak sağlanacaktır.

F)  İşe giriş yaşı yükseltilmelidir. 35-40 yaşına kadar işe girilebilmelidir.

G) Annelere pozitif ayrımcılık yapılabilir ve her bir çocuk için normal süresinden 1 yıl önce emekli olma hakkı verilebilir.

H) Yaşı ileri personelin mesai zorunluluğu kaldırılabilir.

L) Prim gün süresini dolduranlardan yaşı nedeniyle çalışmaya devam etmek zorunda olanların maaşlarından yapılan emeklilik kesintisi miktarı azaltılabilir ya da emekli maaşları yükseltilebilir.

M) Çalışanlar arasında kıdem esası getirilebilir ve kıdem yıl süresine göre işin mahiyeti farklılaştırılabilir. Böylece işe yeni giren bir gençle yıllardır çalışan yaşı ileri personel aynı işi yapmak zorunda bırakılmamış olur.

Sonuç

Emeklilik yaşı özellikle kadınlar için yüksektir.

Kesilen paralar sosyal güvenlik hesabından, başka hesaplara aktarılmıştır. Bunun takibi yapılmalıdır.

Çalışanlar kendi maaşlarından yapılan kesintileri istemekte, ayrıca bir kazanç talep etmemektedirler.

SGK’nın sağlık kuruluşlarına ve ilaç şirketlerine ne kadar ödeme yaptığı tespit edilmelidir.

Gençlere istihdam fırsatı oluşunca gençlerin iş ve sorumluluk sahibi olmaları sağlanarak heyecanlı dönemlerinde işsizliğin getirdiği boşluk nedeniyle yanlışlara düşmelerinin önüne geçilecektir.

Çalışanlar kendi maaşlarından yapılan kesintiyi istediklerinden mağduriyetlerinin derhal önüne geçilmelidir.

İşgörenlerden yapılan kesintiler hangi fonlara aktarıldıysa geri çekilmeli, özel sektörün borçları tahsil edilmeli ve emeklilik sistemi felç durumdan kurtarılarak işgörenlerin hayatlarının emekli kısmını onurlu bir biçimde sürdürebilmelerinin önü açılmalıdır.

 

Yeniden Refah Partisi

Ticaret Politikaları Kurulu Başkanlığı

Yayın Tarihi: 6 Ekim 2021 | Yayın Saati: 00:00:10