SİYASİ İŞLER BAŞKANLIĞI HAFTALIK RAPORU - 05 MAYIS 2021

SİYASİ İŞLER BAŞKANLIĞI HAFTALIK RAPORU

 

 

KONULAR:

·       GÜMRÜK İHTİSAS YETKİSİ İLE BİLGİLENDİRME

·       ÜRETİMDE KULLANILAN ELEKTRİĞE İNDİRİM YAPILMALIDIR

·       TÜRKİYE SAĞLIK TURİZMİNİN MERKEZİ OLACAK

 

 

SİYASİ İŞLER BAŞKANLIĞI

 

 

DOĞU ANADOLU SINIR İLLERİNİN ÜRETİM VE SANAYİ GELİŞMESİNE BAKIŞ

 

GÜMRÜK İHTİSAS YETKİSİ İLE BİLGİLENDİRME

 

Van ili çevre şehirler ve çevresindeki ülkeler bakımından önemli bir konjonktürde bulunmaktadır. Nasıl ki ‘’İstanbul Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısı ise Van da Türkiye’nin Ortadoğu’ya açılan kapısıdır.’’

 

Bütün hükümetler döneminde terörün sonu nasıl getirilir konulu çalışmalar ve araştırmalarda öne çıkan asli unsurun bölge halkının ekonomik durumunun düzeltilmesi ve eşitlik anlayışının tam manası ile hayata geçmesi olduğu ortaya konulmuştur. Ancak Merhum Necmettin Erbakan Hocamızın haricinde hiçbir hükümet bu yönde yeterli adımları atmamış veya attırılmamıştır. Bu sebeple bölge ekonomisinin düzeltilmesi terörün belinin kırılması anlamına gelmektedir. Van ve çevre illerde üretim ve sanayinin gelişmesi mevcut durumda mümkün görünmemektedir. En önemli sebeplerden biri Doğu illerindeki sınır kapılarında ‘’İhtisas Yetki Daireleri’’ nin olmamasından kaynaklanmaktadır. Üretim ve sanayiye yönelik yapılacak çalışmalarda bir hammaddenin İran veya Irak kapısından girdiği zaman Kayseri, Kocaeli veya Antep gibi illere götürülerek malın millileşmesi sağlanmaktadır. Haliyle bu millileşme doğu illerindeki herhangi bir üretim tesisi için navlun maliyetlerini çok fazla arttırmasından dolayı çok rantabl olmamaktadır. Doğal olarak daha çok hizmet sektörü olmak üzere tarım ve hayvancılık alanlarına yönlenmektedirler. Örnek verecek olursak Van, Ağrı, Bitlis veya Kars ilinde kurulması planlanan bir Cam üretim tesisi için alınacak hammadde İran’dan geldiğini varsayarsak, Kocaeli de bulunan İhtisas Yetkili Daire tarafından onaylanması ve millileşmesine müteakiben üretimde kullanılabilir. Bu hammadde tekrar yukarıda belirtilen illere döndüğü zaman sadece nakliye bedelleri batıda ki bir tesisin maliyetinden iki kat daha fazla maliyetle üretilmiş olacaktır. Bu durum Doğu illerinde üretim ve sanayinin gelişmesinin önünde büyük bir engeldir. Bugün Türkiye’nin mevcut yapısı batıya vermiş olduğu göçler ile ele alındığında ülkemizin en büyük ihtiyaçlarından biri Doğu’da bir İstanbul olmasa da bir Antep inşa etmektir. Bu çalışma öncelikle batıya göçü engellemekle birlikte bölgenin kalkınmasını sağlayarak teröre destek verecek her türlü akımın önüne geçmiş olacaktır.

 

Doğu illerinin ekonomik olarak gelişmesinin en önemli temellerinden biri Van ili ve İran arasında ‘’Serbest Bölge ve Lojistik Merkezi’’ kurulması projesidir. Bölgenin kalkınması açısından son derece önem arz etmektedir. Aşağıda da ihtisasın neden kurulduğu ile ilgili bilgiler verilmektedir. Bu açıklamaya göre uzmanlık alanını sadece tarım ve hayvancılığa verilmesi o ilin sadece uzmanlık alanının bu olması istendiği veya bundan ötesi olmaz anlayışı ile hareket edildiği anlamına da gelmektedir. Halbuki bölge artık eski zamanlarda ki gibi sadece tarım ve hayvancılık da değil bir çok alanda sanayileşmesi gerekmektedir. İhtisas Nedir? İhtisas kelimesinin Türk Dil Kurumu’nca karşılığı; uzmanlık, uzmanlaşma anlamına gelmektedir. Gümrük idareleri risk kriterleri açısından uzmanlaşmayı tercih etmiş ve ihtisas gümrüğü uygulaması ile özellik arz eden eşya ithalatlarında sadece yetki verilen sınırlı sayıda gümrük müdürlüğünden gerçekleştirilmesini amaçlamıştır. İthalatta; kıymet, tarife, menşe ve standartlar yönünden etkin bir denetim yapılması sağlanarak özellikle yerli üretimin korunması hedeflenmektedir. İhtisas gümrüğü olarak yetkilendirilen gümrük müdürlükleri, ilgili sektörün ve üretimin yoğunlaştığı bölgelerden seçilmiştir. Örnek vermek gerekirse; yerli halı üretiminde Isparta ilinin öne çıkması dikkate alınarak halı ithalatı için Isparta Gümrük Müdürlüğü, yerli çay üretiminde Rize ilinin öne çıkması dikkate alınarak çay ithalatı için Rize Gümrük Müdürlüğü ihtisas gümrüğü olarak yetkilendirilmiştir. Aynı şekilde tekstil ihtisas gümrükleri tekstil sektörünün yoğunlaştığı bölgelerden, otomotiv ihtisas gümrükleri otomotiv sektörünün yoğunlaştığı bölgelerden, gübre ihtisas gümrükleri ise tarımsal üretimin yoğunlaştığı bölgelerden seçilerek söz konusu eşya ithalatı için ihtisas gümrüğü olarak yetkilendirilmiştir.

Yetkili ihtisas Gümrük İdareleri Yetkili ihtisas Gümrük İdarelerine örnek vermek gerekirse GGT Seri No 105 Madde 3‘e istinaden: Serbest Dolaşıma Giriş işlemleri sadece Ankara, A.H.L., Aksaray, Avrupa Serbest Bölge, Bolu, Denizli, Gaziantep, Gaziantep Havalimanı, Gemlik, Giresun, Halkalı, İzmir, Kayseri, Mersin, Gaziantep, İskenderun, Trakya Serbest Bölge ve Yalova Gümrük Müdürlüklerinden; hızlı kargo ile gelmesi kaydıyla Sabiha Gökçen Havalimanı Gümrük Müdürlüğü’nden yapılabilir. Bir kara hudut kapısına gelen ve bu Tebliğ kapsamı tekstil ürünü taşıyan taşıt araç sadece belirtilen gümrük müdürlüklerine sevk edilebilir denilmektedir. İhtisas gümrüğü uygulamasına tabi olacak eşyalar belirlenirken, eşyanın niteliği, eşyanın menşei, eşyanın çıkış ülkesi, gümrük müdürlüklerinin coğrafi konumu, gümrük müdürlüklerinin fiziki, teknik ve beşeri altyapısı, eşyanın yurtiçi üretim hacmi ve üretimin coğrafi dağılımı, eşyanın kaçakçılığa konu olma sıklığı, ulusal ticaret politikaları ve uluslararası yükümlülükler gibi kriterlerde dikkate alınmaktadır. Ayrıca konunun Serbest Bölgeler üzerinden ticarete konu olması halinde ise; Serbest Bölgeler Türkiye Gümrük Bölgesi dışında kabul edildiği için serbest bölgede bulunan ve bu nedenle de ithalat kapsamında yer alan eşyanın ihtisas gümrüğü uygulamasına tabi bir eşya olması halinde bu eşyanın gümrük işlemlerinin de ihtisas gümrük müdürlüklerinden gerçekleştirilmesi gerekmektedir. İhtisas Gümrüğü Önemi Tüm bu tedbirler ve kısıtlamalar aslında işlerin zorlaştırılması için değil tam tersi ihtisas sahibi olan etkin kişi ve kurumlar eliyle işlemlerin yürütülmesini hedeflemektedir. Hali hazırda risk unsurlarının ortadan kalkma ihtimalinin olamayacağı gibi paralel olarak İhtisas Gümrüğü uygulamalarının ortadan kalkma ihtimali de bulunmamaktadır. Doğu Sınır Kapıları Kapalı Koronavirüsün (Kovid-19) Çin'in Wuhan kentinde görülmesinin üzerinden bir yılı aşkın bir zaman geçti. Salgının tüm dünyaya yayılması nedeniyle devletler birtakım tedbirlere başvurdu. Bu tedbirlerin başında da hava ve sınır kapılarında geçişlerin kontrollü yapılması veya tamamen kapatılması şeklinde oldu. Kısa zamanda vaka sayısındaki artış birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'yi de tedbir almaya yönlendirdi. Tedbirler kapsamında birtakım ülkelere hava taşımacılığı durdurulurken kara sınır kapıları da kapatıldı. Ancak pandemi nedeniyle gümrük ve sınır kapılarının kapatılması beraberinde başka bir sorunu getirdi. Özellikle gelir kaynağı sınır ticareti olan illerin ekonomisi durma noktasına geldi. Van ilinin dolaylı olarak bir yıllık ekonomik kaybı 1 Milyar Doları geçmektedir. Sadece Turizm açısından kayıp 60 Milyon Dolardır. Türkiye’nin bir çok kapısı açık olmasına rağmen Van, Hakkari ve Ağrı sınır kapıları pandemi riski sebebi ile kapalı tutulmaktadır.

Soru şu; Pandemi riski sadece bu kapılarda mı vardır? Diğer soru ise; İran ve Irak’tan bir çok kişi uçak ile batı şehirlerine seyahat edebilmekte ise neden Doğu kapıları geçişlere kapalıdır? Kapıköy 24 Mart 2020'den beri kapalı tutuluyor Türkiye ile İran arasındaki Saray Kapıköy Gümrük Kapısı da bu nedenle kapatıldı. Van gibi İran'a açılan Ağrı Doğubayazıt'taki Gürbulak ve Hakkari Esendere sınır kapıları da kapalı durumda. Kapıköy gibi birkaç sınır kapısının kapalı olması "çifte standart" tartışmasını beraberinde getirmektedir. Sınır kapısının kapalı olmasının şehirlerin ekonomisini çok kötü etkilediği açık ve net bir şekilde ortadadır.

DOĞU ANADOLU

POLİTİKALARI KURULU

 

 

DOLAYLI ELEKTRİK ZAMLARI TÜKETİCİYE YANSITILMAMALI VE

ÜRETİMDE KULLANILAN ELEKTRİĞE DERHAL İNDİRİM YAPILMALIDIR

Pandemi koşullarında tüketicilerin ve üreticilerin enerji maliyetleri ciddi sıkıntılar doğurmaya başlamıştır. Pandemi öncesi döneme göre faturalar kıyaslandığında %35 gibi bir fark görünmektedir.

Her konuda olduğu gibi enerji konusunda da maalesef rakam oyunlarıyla pozitif bir hava oluşturulmaya çalışılmaktadır.

Üretimin temel girdilerinden olan enerji maliyeti, ürünlere yansımaktadır. Hatta bu maliyeti karşılayamayan birçok işletme üretim durdurma kararı almıştır.

Bireysel tüketiciler ise zaten pandemi koşullarında zor zamanlar geçirmektedir. Kısa çalışma, yarı zamanlı çalışma, ücretsiz izin ve işten çıkarılma durumunda olan insanlarımız gelirlerindeki düşüş nedeniyle bu giderleri neredeyse karşılayamama durumunda kalmışlardır.

Enerji bakanının kendi ifadeleriyle 2020 yılı içerisinde yaklaşık 3 milyon abonenin elektrik kesim işlemi gerçekleşmiştir. Bu veriler durumun vahametini ifade etmektedir.

Bireysel ve kurumsal tüketici için indirim, destek vb. konuları geçtik, üstüne gizli zamlar ile daha da zor duruma düşürülmektedirler.

Elektrik üreticileri için 2021 yılı kapasite mekanizması desteği düzenlemesi ne anlama gelmektedir biraz inceleyelim.

Elektrik birim maliyet hesaplamalarında ki maliyetlerden, kapasite mekanizması desteği ve Teiaş gelir üst tavanı kalemlerine yapılan eklemeler elektrik tüketim faturalarına yansımaktadır.

Teiaş ve Epdk enerji arz güvenliğini sağlamak amacı ile dönemsel olarak elektrik üreten firmalara kapasite mekanizması desteği vermektedir.

Elektrik ileten firmalara ise bölgesel olarak ayrılmış 15 ayrı tarife uygulamasında baradan çıkış ve baraya giriş olarak hesaplama yönteminde aradaki eksik,kayıp,kaçaklar Teiaş a fatura edilmektedir. Teiaş ise gelir üst tavanı bütçesi içerisinde birim maliyet olarak tüketim faturalarına yansıtmaktadır.

Dolayısı ile tüketiciye, sanayiciye, üreticiye, tarımsal kullanıcıya elektrik desteğine yönelik herhangi bir uygulama ve indirim söz konusu değilken, sadece elektrik üreten ve iletim hizmetleri veren firmalara arz güvenliği desteği adı altında yapılan bu uygulama adil değildir.

Ayrıca daha önce uygulanan desteklerde belirtilen çerçeve farklılaştırılarak imtiyazlı birilerinin bu desteğe dahil edilmesi gibi bir durum görünmektedir.

Tüm bunların sonucunda yapılması gereken aslında şu olmalıdır.

1-     Kayıp kaçakların, faturalarını düzenli ödeyen tüketicilere yansıtılması uygulamasına derhal son verilmeli.

2-     Tarımsal sulama indirimi vb. çiftçi destekleri derhal düzenlenmeli.

3-     Sanayi ve üreticilerin kullandığı enerji maliyetlerine destek verilmeli.

4-     Teiaş gelir düzeyinde indirim yapılarak elektrik fiyatlarında indirim sağlanmalı.

5-     Tüketici ve sanayiciyi görmezden gelip sadece imtiyazlı santrallere verilen destek uygulaması derhal gözden geçirilmeli. İmkan varsa herkese destek verilmeli yok ise de aradan seçilmiş bir takım kurumlara desteğe son verilmelidir.

ENERJİ POLİTİKALARI KURULU

 

TÜRKİYE SAĞLIK TURİZMİNİN MERKEZİ OLACAK.

Ülkemiz 4 saatlik uçuş mesafesinde yaklaşık 1 milyar insana ve 57 ülkeye hitap eden önemli bir coğrafi konuma sahiptir. Türkiye, Türk Hava Yolları gibi dünya da en çok noktaya 120 ülke, 299 şehir ve 302 havalimanına uçuş yapan bir ulusal havayolu markası ile ulaşım kolaylığı sayesinde sağlık turizmi için en ideal bölge olarak değerlendirilmektedir. Türkiye, dünyanın en çok turist çeken ve en çok turizm gelirine sahip ilk 5 ülke arasında neden yer almasın. Bu Coğrafi, tarihi, kültürel ve doğal konum yeterince değerlendirilememektedir.

Sağlık turizminde Yeniden Refah Partisi olarak kısa vadeli hedefimiz 25 Milyar Dolar sağlık turizmi gelirine ulaşmaktır.

Sağlık sektörünün ne kadar stratejik ve güvenlik odaklı hayati bir sektör olduğunun farkındayız. Sağlıkta üst sıralarda yer alan ülkelerin bile salgın sürecinde sağlık altyapılarının nasıl çöktüğünü gördük. Onun için Türkiye'nin sağlık hizmet ve yatırımlarında lider ülke olmasını öngörüyoruz. Planlarımızı buna göre yapıyoruz. 365 gün / 12 ay sağlık hizmeti talebi olan sağlık sektöründe, termal ve Gediatri turizminde dünyanın üssü olabiliriz. Coğrafyamızda, iklimimizde buna çok müsait. Türkiye güçlendirilecek  altyapısı, hizmet ve tedavi fiyatları sayesinde sağlık turizmindeki avantajlarını kullanarak dünya markası olacak imkânlara sahiptir.

Yeniden Refah Partisi olarak, Sağlık sistemi ve insan kaynağı olarak dünyada ilk 5 ülke arasında yer alacağız. Daha çok ülkeye ve hastaya ulaşılması, ülkeye daha çok döviz girdisi sağlama arzusundayız. Dünya nüfusunun artması, yaşam kalitesinin yükselmesi, çeşitli ülkelerde sağlık hizmeti maliyetlerinin yükselmesi sebebiyle, insanlar daha kaliteli ve görece ucuz hizmet alabilecekleri ülkelere yönelmişlerdir. Dünyada Yaşlı nüfusun oransal olarak artması da sağlık turizmini artıran etkenlerden biri olmuştur. Günümüzde, kaliteli sağlık hizmetini, daha uygun fiyatlarla ve daha kısa bekleme süreleri içerisinde almak amacıyla sağlık turizmi kapsamında ülkeleri dışına çıkan yıllık 30 milyon insan trafiğinden söz edilmektedir. Dünyadaki sağlık turizmi harcamaları ise bugün yaklaşık 500 Milyar Dolar ile ifade edilmektedir. 2030 yılında 100 milyon hasta trafiği ve 2,5 trilyon dolar sağlık harcaması öngörülüyor.

Yeniden Refah Partisi olarak, Ülke ekonomisine sağlık sektörünü güçlendirerek katkı sağlarken, Türkiye’nin sağlık kurumları, doktor ve personelleri ile bir dünya markası olmasını hedefliyoruz.

Sağlık turizmi; Medikal Tıp Turizmi, Termal Turizmi (Kaplıca+Spa wellness), Yaşlı Bakımı amaçlı üç ana başlıkta toplanmaktadır. Türkiye’nin hem medikal turizmde hem de termal turizmde pek çok ülke vatandaşına hizmet vermesi ve bu hizmetler sayesinde önemli miktarlarda gelir elde etmesi sonucunda, dünya ülkeleri arasında sağlık turizminde önemli bir konuma ulaşabilir. Gelişmişülkelerde, sosyal güvenlik kurumları ve özel sigorta kuruluşları ile paket anlaşmalar yaparak ülkemizi        ( kalp damar, onkoloji, diş, organ nakli, estetik, fizik tedavi vb) sağlık alanında cazibe merkezi kılmak istiyoruz. Yurt dışından ülkemize en çok talebin yaşlı bakımı ve termal turizm konusunda Danimarka, Norveç ve İsveç’ ten geldiği, medikal tedaviler için de, Irak, Körfez ülkeleri, Ukrayna, Rusya, İngiltere, Hollanda, İtalya, İspanya, Fransa ve Belçika Almanya, Libya, Fas, Kuzey’den İsveç, Danimarka ve Norveç vatandaşlarının Türkiye’yi tercih etmeye başladığı ortaya çıkmıştır.                                                            

Yeniden Refah Partisi olarak amacımız öncelikle yakın komşuluğumuzdaki bölge ülkeleri olmak üzere, tüm dünyada kaliteli, hızlı, etkin sağlık hizmeti almak isteyenlerin taleplerini en başarılı şekilde karşılamaktır. Sağlık tesislerimizdeki hekimlik kadrolarında üst düzey uzmanlaşmış nitelikli insan kaynağı yanı sıra coğrafi yapısı, mevsimsel avantajları, kaliteli sağlık hizmeti sunumu, dünya standartlarında teknolojik ve tıbbi donanımı, Avrupa’ya kıyasla uygun fiyat avantajı, dünyada ilk sıralarda yer alan termal yeraltı kaynakları, dünyada hızla artan yaşlı nüfusa nazaran genç ve dinamik nüfusu ve tüm bunlara ek olarak geleneksel Türk konukseverliği ile dünyada parlayan yıldız konumunda olan Türkiye’nin, sağlık turizminde de en çok tercih edilen ülkelerinden biri olması ana hedefimizdir.

Türkiye’nin sağlık hedefini ‘’dünya’’ yapmak için özellikle Avrupa, Asya, Amerika ve Afrika’yı da sağlık turizmine kazandırmak ve Türkiye’nin sağlık ihracatına katkıyı aralıksız sürdürmek amacındayız. (Mesela Nijerya, ülke dışında sağlık giderleri için yılda 2 milyar dolar harcadı.)

Görünen o ki Sağlık turizminin geleceğini dünya ve ülkemizdeki aşı çalışmalarının sonuçları belirleyecek.

Parti olarak Ülkemizin Sağlık hedeflerine ulaşması için ilişkin stratejik hedeflerimiz:

·       Geriatri alanında yaşlı bakım köyleri ve kür merkezleri kurulması amacıyla ortak projeler yürütülmesi ve bu kapsamda pilot projeleri hayata geçireceğiz.

·       Sağlık termal turizminde işletme sayısının artırılması ve bu kapsamda pilot projelerin hayata geçirilmesini temin edeceğiz.                                                                                                                                                                      

·       Uluslararası hastalar ve hasta yakınları için “sağlık vizesi” uygulamasını kolaylaştıracağız.

·       Yabancı dil bilen sağlık personelinin sayısını arttıracak ve personele hızlandırılmış dil eğitimi vereceğiz.

·       Sağlık turizmini yurtdışı tanıtımlarda ülke markası yapacağız.

·       Hedef ülkelere dönük stratejik tanıtım ve pazarlama faaliyetlerini gerçekleştireceğiz.

·       Hedef ülkelerde sağlık turizmi koordinasyon ofisleri, ileri tanı merkezleri ve hastaneler açılmasını sağlayacağız.

·       Yabancı devlet kurumları ve sigorta şirketleri ile anlaşmalar yaparak, yurt dışından hasta getireceğiz.

·       Özel hastaneler başta olmak üzere Şehir ve kamu hastaneleri için tanıtım ve aracılık modeli oluşturulması ve uygulanmasını sağlayacağız.                                                                                                                                                                                                     

Yeniden Refah  Varsa Çözüm Var.

TİCARET POLİTİKALARI KURULU

 

 

 

 

 

Yayın Tarihi: 5 Mayıs 2021 | Yayın Saati: 18:11:41