SİYASİ İŞLER BAŞKANLIĞI HAFTALIK RAPORU - 02 ŞUBAT 2021

MİLLÎ SİYASET KURULU TOPLANDI

 

          Partimizde 'Gölge Kabine' olarak adlandırılan Millî Siyaset Kurulu, Genel Başkanımız

Dr. Fatih Erbakan başkanlığında toplandı.Alanında uzman akademisyen, siyasetçi ve bilim insanlarından oluşan Millî Siyaset Kurulu'nun toplantısı, Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan başkanlığında Ankara'da bir otelde gerçekleştirildi.

 

'Gölge kabinemiz milletin sesi olma fonksiyonu görüyor '

Kurul koordinatörü Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Av. Bayram Sakartepe, toplantının açılış konuşmasında, "Millî Siyaset Kurullarımızın bir başka ifade ile 'gölge kabinemizin’ çalışmalarının neticelerini değerlendirdiğimiz, yeni dönem çalışmalarımızı planlamak ve Türk siyasetinin önümüzdeki dönemdeki gelişmelerini istişare etmek üzere bir araya geldiğimiz toplantımız hayırlara vesile olsun.  Bu kurullarımız ile, partimizin ideali olan milletin derdi ile dertlenen, milletin sesi olma fonksiyonumuzu fiilen icra edeceğiz." dedi.

Kurul başkanlarının raporlarını sunması ve sunumlar ile devam eden program sonunda konuşma yapan Genel Başkan Erbakan, Millî Siyaset Kurulu koordinatörü Av. Bayram Sakartepe başta olmak üzere kurul başkanlarına ve üyelerine özverili çalışmalarından dolayı teşekkür etti.

 

'Üye sayımız kısa zamanda 250 bine yaklaştı'

Katılımcılara Yeniden Refah Partimiz'in kısa zamanda geldiği başarılı noktayı anlatan Genel Başkanımız, 81 ilde resmi olarak kuruluşunu tamamladığını, 900’e yakın ilçemiz resmi olarak kurulduğu ve yaklaşık 500 ilçede ve 65 ilde kongreleri tamamlandığımızı söyledi.

40 binin üzerinde insanın katılımıyla Ankara Arena'da yaptığımız ilk büyük kongre ile Türk siyasi tarihine geçtiğimizi anımsatan Genel Başkanımız, seçime girme yeterliliğini almakla birlikte üye sayısında yüz bini aştığımızı bununla birlikte henüz sisteme girmeyen formlarla birlikte 250 bine yakın üye sayısına ulaştığımızı belirtti.

 

'Olası bir erken seçime hazırız'

Olası bir Erken seçim halinde hazır olmak bakımından sandık baş müşahitlerinin belirlenmesi için ciddi bir çalışma yaptığımızı da ifade eden Genel Başkanımız, ilk etapta 200 bin seçim sandığından 70 bin sandığın en azından 1 tanesine dava eri sandık müşahidi atayacağımızı belirtti.

 

Ülke meselelerinin çözümünde Millî Siyaset Kurullarımıza büyük görev düşüyor.

Katılımcılara ülkemizin ekonomi, adalet, eğitim, işsizlik noktasında sıkıntılarını olduğunu örnekleriyle anlatan Genel Başkanımız, bu sorunların Millî Görüş iktidarında çözülebileceğini vurguladı. Millî Görüş'ün temel prensipleri olan paylaşımda adalet, yönetimde adalet, ailenin korunması, kaliteli eğitim, şahsiyetli dış politika hedeflerine ulaşılması için ülke sorunlarının çözümünde ve projelerin ortaya konulmasında Millî Siyaset Kurulu'na büyük iş düştüğünü söyleyen Genel Başkanımız, "Metodumuz; iddia değil ispattır. Bu kurulların hazırlayacağı raporlar ile ülkenin temel meselelerine çözüm önerileri sunmuş olacağız. Sadece teşhis yetmez tedavi de sunmamız açısından Millî Siyaset Kurullarımıza çok hayati görev düşüyor. Kurul başkanlarımızın iktidara gelmemiz halinde ilk 100 günde yapacağımız icraatların rapor halinde hazırlanması da önem arz etmektedir.  Tabii bu çalışmalarımızda en önemli kriterimiz; istikamete ve itikada da uygun olmak olacaktır.  Biz de bu çalışmalarımızı yakinen takip ediyor olacağız" şeklinde konuştu.

 

 

 

 

AVRUPA’DA İSLAM KARŞITLIĞI VE CAMİLERE YÖNELİK TERÖR SALDIRILARI


Avrupa’da hızla büyüme eğiliminde olan ve özellikle popülist partilerin liderleri tarafından körüklenen İslam ve göçmen karşıtlığı hızla yaygınlaşmakta ve Avrupa’nın göbeğinde ‘özgürlük, güvenlik ve adalet’ kavramlarını temelden örseleyerek ciddi ve vahim sorunların yaşanmasına neden olmaktadır.
Avrupa’da Müslümanlara ve göçmenlere karşı giderek güçlenen beyaz üstünlükçü(whitesupremacist) anlayışın örgütlü faaliyetleri sonucu yabancı kökenlilere karşı İslamofobi anlayışlı nefret söylemleri giderek yükselmekte ve ırkçı saldırılar artık endişe verici boyutlarda seyretmektedir. İslamofobi anlayışının yaygınlaşması istikrarsız ve güvensiz ortamların oluşmasına neden olmaktadır.
Fransa'da Cumhurbaşkanı EmmanuelMacron'un, "İslamcı ayrılıkçılıkla mücadele olarak ön plana aldığı, ortaya çıkan yoğun tepkiler üzerine "Cumhuriyet değerlerine saygıyı güçlendiren prensipler" olarak değiştirilen yasa tasarısı en nihayetinde Fransa Ulusal Meclisteki özel komisyonda büyük destekle kabul gördü. Fransa’daki Müslümanları hedef alan ve şubatta Ulusal Meclise sunulması beklenen söz konusu yasa tasarısı insan onurunu çiğneyen, inanç özgürlüğünü ortadan kaldıran, kin, nefret, düşmanlık ve hoşgörüsüzlük üzerine mebni vahim bir gelişme olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu arada Hollanda’da 17 Mart 2021’de yapılacak seçimlerde iktidara gelmesi halinde ‘Göçmenlik ve İslamiyet’ten Kurtulma Bakanlığı ‘ kuracağını ve Hollanda’da camileri yasaklayacağını vaat eden Özgürlük Partisi Başkanı GeertsWiders, İslam karşıtlığı görüşleriyle ön plana çıkan Fransa'nın Ulusal Birlik Partisi'nin (FN) lideri ırkçı Marine Le Pen, göçmen ve İslam karşıtlığı politikalarıyla bilinen, ‘biz ve ötekiler’ retoriğiyle ön planda olan Macaristan’da iktidardaki Fidesz Partisi ve lideri Başbakan ViktorOrban, 2017-2019 yılları arasında Avusturya Şansölye Yardımcısı olarak ta görev yapan ve 1 Ekim 2019 ‘da siyaseti bıraktığını açıklayan Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) lideri İslam düşmanı Heinz-ChristianStrache gibi popülist politikaları önceleyen partiler ve liderleri ne yazık ki İslamofobi anlayışını iyice zihinlere kazımaya devam etmektedirler.
Son olarak Danimarka’da Aabenraa Camisi’ne yönelik İslamofobik saldırı bir kez daha bu vahim gidişatı gözler önüne sermektedir. Avrupa’nın ortasında gerçekleştirilen bu vahim saldırılar karşısında gerekli önlemler alınmadığı takdirde birbirleri üzerine eklemlenen sorunlar zinciri daha karmaşık bir hal alacak ve ileride içinden çıkılmaz bir durum ortaya çıkacaktır.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres, “Uluslararası Holokost’u Anma Günü” dolayısıyla 26.1.2021 tarihinde yaptığı yazılı açıklamada beyaz üstünlükçü ve Neo-Nazilere yönelik açıklamasında ;"Yahudi toplumuna karşı yapılan karalamaları durdurmak, karalama sebeplerine ve inanışlarına itiraz etmek ve gerekiyorsa karalama eylemlerini kanun önüne getirmek” amacıyla 1913 yılında B'naiB'rith örgütü tarafından kurulan ADL (İftira ve Karalama ile Mücadele Birliği) adını ve verilerini kullanarak salt Anti-Semitizm’e ve Yahudilere yönelik saldırılara vurgu yapması, Müslümanlara yönelik saldırılardan hiç söz etmemesi çifte standardın bir zuhuru olsa gerek.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Nazi Almanya’sının holokost uygulamalarını telin etmek amacıyla 1 Kasım 2005 tarihli kararıyla, 27 Ocak gününü “Uluslararası Holokost’u Anma Günü” olarak kabul etmişken, İsrail’in Filistinlilere yönelik benzer insanlık dışı uygulamalarının da ortaya konulması gerekir.


Doğan Bekin
Genel Başkan Yardımcısı | Dış İlişkiler Başkanı

 

 

ERKEN SEÇİM NEDEN GÜNDEM DE!

 

Erken seçimler siyasi tarihimizde her zaman gündemde olmuştur. Kısaca hatırlamak gerekirse 1982 Anayasasının kabulünden 2011 seçimlerine kadar hiçbir meclis Anayasadaki görev süresini tamamlayamamış ve erken seçim kararı almıştır. Meclisin görev süresi ilk günden beri 5 yıldı, 2007 yılındaki değişiklik ile 4 yıla indirilmişti.

2011 yılında yapılan seçimler 34 yıl sonra erken seçim kararı alınmadan zamanında yapılan ilk seçimler oldu.

             16 Nisan 2017 referandumuyla anayasanın yaklaşık 70 maddesinde kapsamlı bir değişikliğe gidildi.Yapılan değişikliklerle Cumhurbaşkanının ve Meclisin görev süresi tekrar 5 yıla çıkartıldı (Madde 77 ) Daha da derinlemesine incelersek 25.04.2018 tarihinde kabul edilen 7140 sayılı kanunun 3.maddesi ile 6271 sayılı Cumhurbaşkanı seçim kanunu 3.maddesi şu şekilde değiştirilmiştir; ‘’ Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Ancak Cumhurbaşkanının 2. Döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.’’

Eğer Cumhurbaşkanı 2. Dönemini tamamlarsa bir kez daha aday olamıyor. Bu yüzden iktidar partisi Cumhurbaşkanının tekrar aday olabilmesi için mecliste erken seçim kararı aldırabilir. Cumhurbaşkanlığı seçim kanununun dayanak gösterilmesi ve mevcut siyasi atmosfer dikkate alındığında erken seçimin olma ihtimali kuvvetle muhtemeldir. Âmâ ne zaman ? İşte bu sorunun cevabı Mecliste beşte üç çoğunluğu kim sağlarsa o zaman erken seçimin zamanı belli olur. Hukuki olarak Meclisin beşte üç çoğunluğu ile erken seçim kararı alınabilir. Mevcut muhalefet ve ortakları zaten erken seçim istiyor geriye sadece iktidarın kararı kalıyor. Yani zamanını bekliyor.

Muhalefet belki siyasi analizlerinde haklı olabilirler ancak vakayı analizden öteye geçemiyorlar. Ana muhalefet ve ortakları her gün bölünme ve tartışmalar ile halkın nazarında iktidarın alternatifi olma yolunda değer kazanamıyorlar. Ana muhalefet ve diğer partilerin birçoğu Cumhurbaşkanlığına aday olmak bile istemiyor başka isimler üzerinden ittifaklar kurarak seçimlere girmeyi düşünüyor.

Tüm bu yaşananları milletimiz yakinen takip ediyor ve seçimler erken veya zamanında bile olsa tercihini Milli Görüşten yana kullanacaktır.

           Türkiye’nin en genç ve dinamik kadroları olan Yeniden Refah teşkilatları olarak bu süreci iyi değerlendirmeli ve Türk siyasi tarihinde Milli Görüş’ün ikinci kırk yılını Allah’ın izniyle hep beraber şekillendirmeliyiz.

                                                                                                                    İbrahim Mayda

                                                                                                               Siyasi İşler Başk. Yard.

 

Kaynak:

Yayın Tarihi: 2 Şubat 2021 | Yayın Saati: 12:28:27