SAHTE DİPLOMA, BELGE, ULUSLARARASI PARALI ÖDÜL VE AKADEMİK MAKALE ÇÜRÜMÜŞLÜĞÜN BOYUTUNU ORTAYA KOYMAKTADIR

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında hazırlanan iddianameye göre, e-Devlet, YÖK, BTK, Göç İdaresi, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı gibi devletin en kritik kurumlarına ait sistemlere, sahte e-imzalar ve çalıntı kimlik bilgilerinin kullanılarak sızılması, artık ülkemizin bilgi altyapısının çökme riskiyle karşı karşıya olduğunu açıkça göstermektedir. Değim yerindeyse bu bir idari zaaf değil, bir ulusal güvenlik sorunudur.

 

Ortaya çıkarılan diploma, ehliyet gibi skandallar zinciri toplumun vicdanını derinden yaralayan vahim gelişmelerdir. Bu bir bakıma kamudaki çürümüşlüğün boyutunu ortaya koyan bir gelişme olup, ucu kime dokunursa dokunsun mutlak suretle sonuna kadar üzerine gidilmesi gereken son derece önemli bir konudur.

 

Bu durum ünlü Alman tarihçi Leopold Von Ranke’nin, Kristof Kolomb’a atfen ironiyle söylediği; “Kimin parası vardır, bu imkanla ruhunu bile cennete götürmeye muktedirdir” sözü şu anda sistemin içinde bulunduğu açmazın garabetini aksettirmeye yönelik acı bir feryat olsa gerek.

 

Bu arada, istisnaları bir kenara koyacak olursak, eğitim ve bilgi dağarcığımızı şekillendirmede önemli katkılar sağlayan bilim adamları ve üniversite rektörleri, ilim, irfan ve mefkure sahibi olarak betimlenir.

 

Son dönemlerde ise, üniversiteleri performans ölçme-değerlendirme ile kategorize ederken paradoksal bir durumla karşı karşıya kalmamız kaçınılmaz olmaktadır. İlke ve ahlaki değerlerin gerçeklik kaygılarını sıkça yaşadığımız günümüzde, bazı eğitim kurum yöneticilerinin ısmarlama akademik ve bilimsel başarı ödülleri ve hakemli makalelerle ilgili iddialar da yozlaşma ürünü olup, devlet kaynaklarının ve milletin vergilerinin bazı kişi ve kurumlar tarafından kendi çıkarları için haksız kullanımı toplum vicdanını derinden zedelemektedir.

 

Bir dönem Afrika, Asya ve Balkanları kasıp kavuran bu sözde ödüllerin geçmişte Türkiye’deki bazı kurum, kuruluş ve üniversitelere el atmış olmaları dikkat çekicidir.

 

Örneğin Sırbistan’da Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi (OCCRO-P) kapsamında yapılan incelemede, bu ödülleri ve yüksek etki faktörlü dergiler tarafından yayınlanan araştırma makalelerini veren kuruluşların Avrupa Birliği ülkelerinde kümelenmiş olduğunu ortaya koymaktadır.

 

Bu kuruluşların bir dönem sadece Sırbistan ve Bosna Hersek’e yönelik şahıs, kurum, kamu ve özel şirketlere 250 civarında ödül dağıtmışlardır. Bu ödülleri dağıtan kuruluşlar arasında “The European Society for Quality Reasearch (ESQR) ve İngiltere’nin Londra şehrinde bulunan “The Europea Business Assembly (EBA)”ın yer alması dikkat çekicidir. Örneğin Belgrad’ın 2012 yılında EBA’dan aldığı En İyi Kent” ödülü için 11.000 Euro ödeme yapmıştır.

 

Ne yazık ki, bir örnek verecek olursak 2015 yılında “The European Business Assembly” tarafından Türkiye’de bir üniversite rektörüne “Oxfort Sokrates” ödülü ve ESQR tarafından da “Avrupa En İyi Uygulama Ödülü” verilmiştir. Para karşılığı verildiği diğer ülkelerdeki soruşturmalarda ortaya çıkan bu ödüllerin o dönem URLAP sıralamasında 130 üniversite arasında 127. sırada olan söz konusu üniversite rektörünün bu ödüle layık görülmesi son derece düşündürücüdür. Şaibeli ve para karşılığı ödül dağıtan bu ve benzeri kuruluşlar tarafından haksız ödüller alan üniversite rektörlerinin bir an önce ortaya çıkarılması amacıyla YÖK’ü kamu adına acilen göreve çağırıyoruz.

Yayın Tarihi: 7 Ağustos 2025 | Yayın Saati: 14:37:46