
- Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği (ETBİR) verilerine göre; dört kişilik bir aile 2019'da yıllık 48 kilo et tüketebilirken, 2020’de 28 kilo et tüketebildi.
Et tüketimi yüzde 40'a yakın düşerken, makarna tüketimi yüzde 25 arttı.
- Bahçelievler’de esnaf ziyaretimiz sırasında emekli amca “çürük meyve-sebze alıyorum” diyor, asgari ücretli hanım ek iş yapıyor, iki çocuğuna tek ders kitabı alıyor.
- Kahramanmaraş’ta emekli amca eksi 5 derecede akşama kadar ayakkabı boyuyor.
- Konya Ilgın’da yaptığımız ziyarette, bir esnaf dükkânın ışıklarını yakamıyor, karanlıkta oturuyor.
- 2020’de 6,6 milyon haneye sosyal yardım, 1 milyon 154 bin haneye gıda yardımı yapıldı. Bunun manası, halkın %40’ı sosyal yardıma muhtaç.
- 2020’de 3,7 milyon abonenin elektriği faturasını ödeyemediği için kesildi. Bunun manası, elektrik faturasını ödeyemediği için 20 milyon insan karanlıkta kaldı.
- Halkın %85’i yoksul, %45’i açlık sınırı altında
NEDEN BU DURUMDAYIZ? NEDEN İKTİDAR HALKA GEREKLİ DÜZEYDE KAYNAK AKTARMIYOR?
ÇÜNKÜ KAYNAKLAR BAŞKA GİDER KALEMLERİNE HARCANIYOR;
GİDERLER; FAİZ, İMTİYAZLILAR, İSRAF
GELİRLER; BORÇLANMA, VARLIK SATIŞI, ZAM-VERGİ
GİDERLER
1) FAİZ
Hükümet’in açıkladığı ‘Orta vadeli Program’ hedeflerine göre, 2021 bütçesinde 179 milyar lira olan faiz ödemesi, 2022’de 240 milyar lira, 2023’de 291 milyar lira, 2024’te 320 milyar lira olacak.
Yani Hükümet üç senede faiz ödemesini yaklaşık 2 kat artıracak ve önümüzdeki üç senede toplam olarak “852 milyar lira” yani yaklaşık “100 milyar dolar” faiz ödeyecek.
Hükümet açıkladığı bu programla, bu yıl faize her gün 520 milyon lira, önümüzdeki sene günde 691 milyon lira, 2023'te 834 milyon lira ve 2024 yılında da günde 918 milyon liranın faize gideceğini söylemektedir.
Devletin saat başı faiz ödemesi 2015’te 6,3 milyon liraydı. Bu yıl 21,7 milyon liraya çıktı. Önümüzdeki sene ise faiz ödemesine her saat 28,8 milyon lira akacak. Yani eski parayla 28,8 trilyon lira.
Yani önümüzdeki yıl, her saat başı 10 bin asgari ücretlinin maaşı, her gün 240 bin asgari ücretlinin maaşı kadar para faize gidecek…
………………………………………………………….
2) İMTİYAZLILARA KAYNAK AKTARIMI
- 5 imtiyazlı holdinge tam “128 kez vergi muafiyeti”
- Çanakkale Köprüsü’ne 16,4 milyon araç geçiş garantisi (yıllık ortalama 4 milyon araç geçiyor, yani geçmeyen 12,4 milyon araç parasını millet ödeyecek)
- Artvin Yusufeli Barajı (486 milyon lira ihale bedeli olan baraj için bugüne kadar 6,4 milyar lira ödendi)
- Ankara YHT Garı (2020 yılı için 5 milyon yolcu garantisi verildi, 740 bin yolcu geçti. Geçmeyen 4 milyon 260 bin yolcunun parasını millet ödedi)
- Kütahya Zafer Havaalanı (Garanti edilen yolcunun yüzde 2’si kadar yolcu geçti, geçmeyen yolcuların parasını millet ödedi.)
- İmtiyazlı holdinglerle yapılan garantili anlaşmalar nedeniyle, 6 yılda sadece döviz kuru farkı dolayısıyla holdinglere yapılan ödeme 18 milyar dolar, yani 160 milyar lira.
- 2021 bütçesinden imtiyazlı holdinglere yapılacak garanti ödemesi tutarı 31 milyar lira, yani yaklaşık 4 milyar dolar. (Milyonlarca EYT’linin talebi yıllık 26 milyar lira tutuyor)
- Bu yıl içerisinde Aksaray Hızlı Tren Hattı işi (“16 milyar TL” tutarında, 3 bakanlığın bütçesinden daha yüksek bir meblağ) Kamu İhale Kanunu 21/b maddesi kapsamında ihalesiz, pazarlık usulü ile imtiyazlı müteahhitlere verildi.
Sayıştay, Kamu İhale Kanunu'nun 21-b maddesiyle ilgili hukuk dışı uygulamaları ortaya koydu. Sayıştay, “sadece Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nda ve “sadece 2020 yılında” 19,7 milyar liralık işin 21/b Pazarlık usulüyle kimseye duyurulmadan, özel olarak davet edilen şirketlere verildiğini kaydetti.
Sayıştay, Kamu İhale Kanunu’nda öngörülen şartlar oluşmadığı halde, çok sayıda kamu ihalesinin pazarlık usulü ile ihaleye çıkıldığını vurguladı
……………………………………………………….
3) İSRAF
- Milyonluk makam araçları
- Milyonluk makam odaları
- Makam uçakları
- Saraylar (Sadece Külliye’nin yıllık masrafı yaklaşık
3 milyar lira)
- Hiçbir sonuç elde edilemeyen ABD gezisi (10 milyon dolar ila 20 milyon dolar arasında maliyet)
- Makam araçlarının ABD’ye Türk Hava Kuvvetleri’nin kargo uçağıyla taşınma maliyetinin 23 milyon lira olduğu ifade ediliyor.
……………………………………………………………….
GELİRLER
1) BORÇLANMA
Merkezi Yönetim Borç “283 milyar TL à 1,4 trilyon TL”
2019’da 180 milyar TL artış, 2020’de 255 milyar TL artış, 2021’de 300 milyar TL’yi aşacak…
2) VARLIK SATIŞI
Kamuya ait dev kuruluşlar, fabrikalar, tesisler, araziler, oteller, limanlar, enerji üretim ve dağıtım şirketleri AKP iktidarına birer birer satıldı.
19 senede 241 devlet kuruluşunun 170 tanesi satıldı, elde 70 tane kalmıştı.
İktidar, elden çıkartılacak şirket azalınca, arazilere odaklandı. AKP döneminde bugüne kadar “4 bin 42 taşınmaz satılırken”, toplam büyüklüğü 45 milyon metrekareyi bulan “2 binden fazla gayrimenkul daha özelleştirilmesi” kararı alındı.
1986’dan 2002’ye kadar geçen 16 senede, devlete ait “toplam 1622 taşınmaz”ın satışı yapıldı, Ak Parti iktidarında ise bu sayı önümüzdeki günlerde yapılacak satışlarla 6 bini geçecek.
1986 yılından AKP'nin iktidara geldiği döneme kadar 8.2 milyar dolarlık özelleştirme yapılırken, 2002'den günümüze toplam 62 milyar dolarlık satış gerçekleştirildi.
AKP, iktidara gelir gelmez ilk önce Erbakan Hocamız’ın ‘fabrika kuran fabrikaları’ elden çıkardı. 2003 yılında iki kamu şirketi, Ortadoğu ve Balkanlar’ın en büyük takım tezgâhı üreticisi TAKSAN ile sanayi tesisi imalatı yapan GERKONSAN satıldı.
Arkasından yine Erbakan Hocamız’ın eseri TÜMOSAN satıldı.
TÜPRAŞ, PETKİM hisseleri, Eti Alüminyum, Eti Gümüş, Eti Krom, Çayeli Bakır, Samsun Bakır İşletmeleri, Türk Telekom, Şeker Fabrikaları, Limanlar, Erdemir Demir-Çelik, Halkbank’ın %25’i, THY’nın %20’si SATILDI.
3) ZAM – VERGİ (MİLLETİN SUYUNU ÇIKARMA)
Son 1,5 sene içinde;
Akaryakıt ÖTV’si, İthal Otomobil ÖTV’si, Elektrikli otomobil ÖTV’leri, ÖİV, Kurumlar Vergisi, Yükseköğretim Katkı Payı, elektrik, doğalgaz, Trafik Cezaları artırıldı. Elektrik ve Doğalgaza defalarca zam yapıldı.
Pandemide vatandaşına en az nakit desteği sağlayan 3 ülkeden bir tanesi olduk (Meksika, Arnavutluk ve Türkiye)
Şimdi halka yeni bir maliyet daha yüklenecek;
Cumhurbaşkanı talimatıyla Tarım Kredi Kooperatifi 1000 tane market açacak. Ne yapacak bu marketler? Ucuz meyve-sebze gıda satacak…
Nasıl ucuz satılacak bu piyasa şartlarında? Tabi ki zarar ederek...
Maliyetler ortada, döviz kurları ortada, enflasyon ortada …
Zararına satış yapılacak, bu zarar da devletin yani milletin sırtına kalacak.
Diyelim ki bu marketleri açtınız, zarar da etseniz gıda ürünlerini ucuza sattınız, peki pahalı olan sadece gıda mı? Meyve-sebze mi? Pahalı olan sadece marketler mi?
Vatandaşın doğalgaz, akaryakıt, kömür, giyim harcaması, kırtasiye masrafı, inşaat malzemesi gibi giderleri ne olacak?