Kutsal Kitabımızın Yakılmasına Yönelik Caydırıcı Önlemler Alınmalıdır!

  İslamofobi anlayışlı nefret söyleminin küresel boyutta büyüyen bir tehlikeye dönüştüğünü ve onunla mücadele etmenin artık herkesin görevi olduğunu açıkça ifade eden Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in büyük çabaları sonucu, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından alınan kararla; “Kutsal kitaplara yönelik şiddetin uluslararası hukukun ihlali olarak tanımlanması” son derce önemli bir adımdır.

  Dünyada ifade, düşünce ve inanç özgürlüğünü ortadan kaldırmaya yönelik eylemlerin hız kazandığı, kin, nefret, düşmanlık ve hoşgörüsüzlük ortamının potansiyel tehlikeli boyuta dönüştüğü bir dönemde Birleşmiş Milletler Teşkilatı’na üye Müslüman ülkelerin girişimleri en nihayetinde bir sonuca ulaşmış oldu.

  Batı dünyasında artık akut marazi boyutlarda gelişim gösteren, şiddeti tetikleyen, hoşgörü ve barış iklimine büyük darbe vuran bu İslamofobi yaklaşımlı politikalara karşı daha somut somut adımların atılmasını bekliyoruz.

  Bugün Kıta Avrupa’sında Müslümanlara yönelik ayrımcılığı, nefreti, düşmanlığı ve şiddeti tetikleyen ve bunu meşrulaştırmaya ve normalleştirmeye çalışan popülist siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri ne yazık ki İslamofobi anlayışının kendi ülkelerinde kurumsallaşma eğilimine evrilmesine neden olmaktadırlar.

  İnsan hakları ve özgürlüklerden dem vuran ve bu konuda bizlere ders vermeye kalkan Kıta Avrupa’sının orta göbeğinde; ‘özgürlük, güvenlik ve adalet’ kavramlarını temelden sarsan ciddi ve vahim sorunların akut boyutlarda hız kazanması ve kutsalımız olan Kuran-ı Kerim’i yönelik eylemlere karşı gerekli tedbirlerin alınamaması ister istemez insan onurunu çiğneyen, inanç özgürlüğünü ortadan kaldıran, kin, nefret, düşmanlık ve hoşgörüsüzlük çığ gibi büyüyerek karşımıza çıkmaktadır.

  Batı’da farklı grup ve şahısların İslam ve Müslümanlar aleyhine düzenli olarak yaptıkları açıklamalara ve Kuran-ı Kerim’i yakma eylemlerine bakıldığında, buralarda İslam karşıtı propagandanın yayıldığı ana kaynakların özellikle İslam nefret söylemi üzerinde yoğunlaştığını görmek mümkündür.

  Batı’da Müslümanların eğitimden istihdama kadar birçok alanda ırk ve inanç ayrımcılığına, İslamofobi nefret suçlamalarına maruz kalmaktadırlar. Bu durum İslamofobi anlayışı tetiklemeye çalışan siyasilerin elini güçlendirmektedir. Bu durum kutsalımıza yönelik eylemleri daha da sıklaştırmaktadır. Bu nedenle Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Kutsal Kitaplara yönelik şiddeti uluslararası hukukun ihlali olarak tanımlamasını önemsiyor, bunun da sözde kalmamasını ve kutsalımız olan Kuran-ı Kerim’in sıklıkla yakıldığı ve İslamofobi anlayışın yaygın olduğu ülkelerde caydırıcı tedbirlerin bir an önce alınmasını bekliyoruz.

  Batı’da Müslümanların karşı karşıya kaldıkları ötekileştirme ve ırk ayrımcılığının ortaya çıkardığı İslamofobi yaklaşımlı politikalara bir an önce son verecek tedbirlerin alınması ve inanç özgürlüğü ve diğer haklardan adil oranda yararlanmaları gerekmektedir.

 

Doğan Bekin
Yeniden Refah Partisi
İstanbul Milletvekili

Yayın Tarihi: 27 Temmuz 2023 | Yayın Saati: 21:08:18