İsrail’in Somaliland’i Tanıması Uluslararası Hukukun Hiçe Sayılmasıdır

Somaliland’in İsrail tarafından bağımsız bir ülke olarak tanınmasının arka planında Siyonist İsrail’in stratejik ortağı ABD Başkanı Trump’ın olduğu gayet aşikardır. Somaliland’in bağımsız bir ülke olarak tanınması karşılığında, Berbera limanının ABD’nin uhdesinde askeri bir üs olarak kullanılması söz konusudur. Bu gelişme, Siyonist İsrail’e Kızıldeniz ve Aden Körfezi boyunca geniş bir manevra alanı sağlanacaktır. Somaliland başkanının birkaç hafta içerisinde ABD’ye bir ziyaret gerçekleştirme niyeti, ABD’nin Somaliland ve Berbera limanı konusundaki yaklaşımını destekler niteliktedir.

 

Somaliland başkanına yakın kaynaklara göre, Somaliland’in kısa süre içerisinde sırasıyla Güney Sudan, Brezilya, BAE, ABD ve Büyük Britanya tarafından tanınması söz konusu olabilir.

 

Somali’nin egemenliğini, bağımsızlığını, birliğini ve toprak bütünlüğünü dış müdahalelerle zayıflatmaya ve ortadan kaldırmaya yönelik her türlü adımın, Afrika Boynuzunda kalıcı istikrarsızlıklara neden olacağı bir gerçektir.

 

ABD ve Siyonist İsrail için Somaliland’in bağımsızlığından çok Husilere yönelik yeni savunma mimarisinde, Kızıldeniz ve Beb el Mendab’in kontrolü büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle Siyonist İsrail’in Somaliland’i tanıma kararının bölgesel ve küresel istikrarsızlığa yeni zemin oluşturması kaçınılmaz olacaktır.

 

Bu arada, Somaliland tarafından hak iddia edilen Las Anod ve SSC Khatumo’nun aylar öncesinden Somali Federal Hükümeti’ne bağlı federal üye idaresi olarak resmen katılım sağlamaları Somali’nin bütünlüğü açısından son derece büyük önem taşımaktadır.

 

Siyonist İsrail’in Somaliland’i tanıma kararının en önemli nedenlerinin başında jeostratejik öneme sahip Berbera limanının stratejik konumudur. Aden Körfezi’ne hâkim bir noktada ve Bab el Mendeb’in yakınında yer alan Berbera limanının Yemen kıyılarına 300 km uzaklıkta yer alması, İsrail’in Yemeni ve özellikle Husileri yakın takibe alma stratejisinin önemli bir parçası niteliğindedir.

 

Siyonist İsrail, dar alandaki kuşatılmışlığı bertaraf edebilmek amacıyla çevreleme doktrini gereğince; Somaliland üzerinden savunma mimarisini genişleterek ABD güdümünde yeni güç devşirme yoluna gitmeye ve yayılmacı politikalarını fiiliyata geçirmeye çalışması dikkatlerden kaçmamaktadır.

 

Siyonist İsrail’in Kızıldeniz ve Beb el Mendeb üzerinde söz sahibi olmaya çalışması Türkiye’nin Somali’deki mevcudiyetini de yakından ilgilendiren bir gelişmedir.

 

Bu bağlamda, Puntland’ın geleceği özellikle Türkiye açısından büyük önem taşımaktadır. Putland’ı Somali’den koparmaya yönelik olası hamleler son derece tehlikeli stratejik sonuçları beraberinde getirmesi söz konusudur. Şüphesiz bu durumdan en çok etkilenecek olan başta Türkiye olmak üzere tüm İslam coğrafyası söz konusu olacaktır.

 

ABD ve İsrail’in uluslararası kural ve düzenlemeleri hiçe sayan yasadışı adımları, uluslararası hukukun açıkça ihlalini oluşturmakta ve sadece dost ve kardeş Somali'nin değil, tüm bölgenin barış ve istikrarını tehdit eder niteliktedir. Uluslararası toplumun acilen bu soruna çözüm ortaya koyması gerekmektedir. Somali, Siyonist İsrail’in insafına bırakılamaz.

Somali’nin üç parçaya bölünmesinin önüne geçebilmek amacıyla Türkiye’nin öncülüğünde yoğun mekik diplomasisinin başlatılması artık kaçınılmazdır.

Yayın Tarihi: 29 Aralık 2025 | Yayın Saati: 15:40:31