İKTİDARIN MİLLETİN TALEPLERİNE HEP BİR BAHANESİ VAR

İKTİDARIN MİLLETİN TALEPLERİNE HEP BİR BAHANESİ VAR

 

 

Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan, vatandaşın bir numaralı gündem maddesinin ekonomik sıkıntılar olduğunu, bu sıkıntıların sebebinin iktidarın, önce imtiyazlılar anlayışı ve paylaşımda adalet ilkesini uygulamayan iktidar olduğunu belirtti.

 

Genel Başkanımız ‘20 yılda imtiyazlı holdinglere 203 milyar dolarlık ihale dağıtan iktidarın vatandaşın taleplerine hep bir bahanesi var’ dedi.

 

Sandık Başmüşahitleri Toplantımıza katılmak için Bilecik'e giden Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan yerel basın ile buluştuktan sonra, toplantı öncesi esnaf ziyareti gerçekleştirdi.

 

Esnafın ziyareti sonra Bilecik İl Başkanlığımızda basın mensuplarıyla bir araya gelen Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan, halkın en önemli gündeminin ekonomi olduğunu söyledi.  

 

 

Ekonomik Sıkıntıların Sebebi Dış Güçlerin Operasyonu Değil

Genel Başkanımız konuşmasında şunları kaydetti:

“Hepinizin bildiği gibi Türkiye’de vatandaşın birinci gündem maddesi uzun zamandan beri ekonomik sıkıntılar. Bu ekonomik sıkıntıların asıl sebebi iki tane temel sebebe dayanıyor; bir tanesi bizim yıllardan beri söylediğimiz ‘önce millet’ anlayışı yerine işte ‘önce imtiyazlılar, önce torpilliler’ anlayışıyla Türkiye’nin yönetilmesi. İkincisi de hep söylediğimiz, ‘paylaşımda adalet’ prensibinin hâkim kılınmaması ve adaletsiz bir paylaşımın olması. Yoksa Türkiye fakir bir ülke olduğu için veya kaynak olmadığı için böyle bir durumla karşı karşıya değiliz. Pandeminin etkilerinden, küresel krizlerin etkilerinden dolayı, dış güçlerin operasyon çekmesinden dolayı böyle bir durumda değiliz. Türkiye’yi yöneten iktidarın iki temel husustaki maalesef hatalı duruşu, yanlış duruşu dolayısıyla. Bir tanesi dediğim gibi, ‘önce imtiyazlılar’ anlayışı ile hareket etmeleri ikincisi de ‘paylaşımda adaleti’ tesisi etmemeleridir.

 

 

İktidar, Milletin Taleplerine Her Zaman Bir Bahane Buluyor

Milletin parasının 5 imtiyazlı holdinge aktığını belirten Genel Başkanımız Erbakan konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

 

“Hepinizin bildiği gibi iktidarın milletin taleplerine her zaman söyleyecek bir bahanesi, bir gerekçesi oluyor. Ancak diğer taraftan 5 tane holdinge AK Parti iktidarı boyunca verilmiş olan ihalelerin toplam bedeli 203 Milyar Dolar seviyesine geldi. 203 milyar Dolar Türkiye’nin toplam dış borcunun neredeyse yarısı kadar bir rakamdır. Devletin ve kamunun dış borcundan daha yüksek bir rakam. Bu 203 Milyar Dolar Türk Lirası cinsinden bugün 2,7 Trilyon yapar, dolar kurundan çevirdiğiniz zaman. 2,7 trilyon demek 1 milyon asgari ücretlinin tam 10 senelik maaşı demek. Yani 7 milyon Asgari Ücretli aileleri ile beraber 30 milyonun gelirini, sadece 5 tane holdinge ihale olarak vermişler. Pandemide tam kapanma döneminde esnafa verdikleri destek, 4,5 milyar liraydı. Bu 5 tane holdinge 2022 bütçesinden verecekleri para 42 milyar lira, 2023 bütçesinden ayrılan para da 48 milyar lira. Dolar kurunun 9-9,5 seviyesinde olması şartıyla böyleydi. Şimdi Dolar 13,5 lira olduğu için bu sene ödenecek para, 60 milyar lirayı da geçti. Önümüzdeki sene de ödenecek para da 75 milyar liranın üzerine çıkacak. Yani siz milyonlarca asgari ücretliye, milyonlarca EYT’liye, milyonlarca esnafa, çiftçiye, köylüye maalesef sineğin yağını hesap edeceksiniz, onlara verdiğinizin 10 mislini sadece 5 tane holdinge vereceksiniz. Buda yetmiyor, bu holdinglerin aldığı ihaleler Dolar ve Euro kuru üzerinden olduğu için sadece Dolar’daki ve Euro’daki artıştan dolayı döviz kuru farkından dolayı bu holdinglere 2014 ve 2020 yılları arasından ödenen toplam para, 18,4 milyar Dolar. Bunun TL karşılığı bugün: 248 milyar lira ediyor. Bunu hesap etmişler ‘sadece döviz kuru farkından 5 holdinge verilen 248 milyar lirayla ne yapılabilirdi?’ diye, 2 milyon esnafın her birine 120’şer bin lira hibe para verilebilirdi. Pandemide 500 lirayı 1000 lirayı zor verdiler hepiniz biliyorsunuz, 2 milyon esnafa 120’şer bin lira hibe para verilebilirdi. 10 milyon haneye yani neredeyse 50 milyon insan yapar; doğalgaz, elektirik ve su ödemesi olarak aylık 2 bin lira bir sene boyunca para verilebilirdi. Yani şimdi yüzde 7 indireyim, yüzde 5 indireyim, bir iyileştirme yapayım, şu gelen elektrik ve doğalgaz zamlarından sonra siz bunları bırakın 10 milyon hanenin elektrik, doğalgaz ve su faturasını devlet tamamıyla bütün faturayı ödeyebilirdi sadece döviz kuru üzerinden holdinglere verilen parayla. Atanamayan 138 bin öğretmen kadroya alınıp tam 12 yıllık maaşları bu para ile ödenebilirdi. EYT mağduru 1,5 milyon insan emekli edilip 5 yıllık maaşları bu parayla ödenebilirdi. Holdinglerin aldığı ihalelerin toplamını söylemiyorum, sadece 6 yılda döviz kuru farkından dolayı aldıkları ödemeyle yapılacakları söylüyorum. Türkiye’deki bütün çiftçilerin banka ve kooperatif borçları ana para ve faiz dahil olmak üzere ödenip kapatılabilirdi."

 

 

6’lı Muhalefete: 'Denenmişi Bir Daha Denemenin Anlamı Yok’

6 muhalefet liderinin buluştuğu toplantıya davet edilip edilmediği soran gazeteciye Genel Başkanımız, ''Toplantı için bize davet gelmedi. Tabii biz iktidarı eleştirdiğimiz kadar muhalefeti de eleştirdiğimizi her zaman söylüyoruz. Ana muhalefet partisi CHP'nin üzerinden uzun yıllar geçmiş olsa da yapmış olduğu icraatlar ortadır. Dolayısıyla denemiştir ve milletin yüzünü güldürememiştir. Yeni kurulan iki parti var. Bunların da Genel Başkanları yıllar boyunca AK Parti hükümetlerinde en kritik yerlerde görev yaptılar. Burada 10-15 senede yapacaklarınızı ortaya koysaydınız. 'Biz ayrıldıktan sonra her şey kötü oldu' diyorlar. Kötülükler AK Parti’de kalan iyilikler benden diyorlar. Böyle bir şey ne bilimsel zemine oturabilir ne de mantıkla izah edilebilir. Peki Türkiye bu noktaya geldiyse son 3-5 senede mi bu geldi. Sizin içinde bulunduğunuz 15 senenin bunda bir payı yok mu? Geçmişte Başbakanlık yapmış bir Genel Başkan, 'Millete, emekliye bir şey vermiyorsunuz' diyor. Peki sizin Başbakanlığınızda emekliye, memura ve asgari ücretliye ne kadar verildi? ''Diğer bir husus 'İstanbul Sözleşmesi' ile ilgili bir tavırları var. Gelir gelmez tekrar bunu imzalayacağız diyorlar. Bu bizim prensiplerimize aykırı bir durum. Yine yeni kurulan bir parti. İnternet sitesine de koymuş. Biz iktidar olduğumuzda toplumsal cinsiyet eşitliği dersini üniversite de zorunlu okutacağız diyor. Yine bu kabul edemeyeceğimiz bir durum. Ana muhalefet partisinden bir sözcü çıkıp diyor ki, 'Ayasofya'nın cami olması uygun olmadı, müze olarak kalması lazım. Bunun manası biz geldiğimiz zaman tekrar müzeye çevireceğiz' demektir. Dolayısıyla bu muhalefetle de bir araya gelmek son derece zor. Dolayısıyla bunlarda aslında denenmiştir. Denenmiş bir daha denenmez.'' diye konuştu.

 

 

Cumhur İttifakı’na katılmamız prensiplerimiz dolayısıyla zor

Bir gazetecinin, seçimlere yakın bir tarihte Cumhur İttifak'ından bir teklif gelirse tavrınız ne olur? sorusuna ise Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan şu yanıtı verdi: ''Prensipler bizim için çok önemli. Bu saatten sonra bu prensiplere gelmeleri ve kabul etmeleri, belki de yüzde 1'in altında bir ihtimal. Prensipler kabul edilmedikten sonra da bizim bir araya gelmemiz mümkün değildir. Cumhur İttifakı'yla da bir araya gelme ihtimalimizi de son derece düşük görüyorum.'' görüşleriyle cevap verdi.

 

 

İttifaklardan memnun olmayan bir yüzde 20’lik kararsız kesim var

Genel Başkanımız, ‘Üçüncü bir ittifak söylentileri dolaşıyor. Böyle bir ihtimal olabilir mi?' sorusuna, ''Seçime doğru çok değişik şartlar oluşabilir. Yeni kombinasyonlar ortaya çıkabilir.  Her iki ittifakla da birlikte olmamız şimdilik zor gözüküyor. İlla bir ittifak yapılacaksa, üçüncü bir ittifak yapılabilir diye söylemiştik. Bir fikir olarak ortaya koymuştuk. Yüzde 20'lik bir kararsız kesim var. Bu da vatandaşın her iki ittifaktan da memnun olmadığı göstergesidir. Yeni bir arayış içinde olduğunu gösteriyor.'' açıklamasında bulundu.

 

Basın toplantısı sonrası Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan, büyük bir coşkuyla ve kalabalıkla gerçekleştirilen Sandık Başmüşahitleri Toplantısı’na katıldı.

Yayın Tarihi: 19 Şubat 2022 | Yayın Saati: 09:52:24