Hükümet Kıbrıs’ta İki Devletli Çözümden Vaz mı Geçiyor?

Avrupa Birliği Komisyonu tarafından Kopenhag kriterlerine uyum konusunda ülkemizin kaydettiği gelişmelerin değerlendirildiği “2023 Türkiye Raporu” bağlamında Türkiye’nin dış ilişkiler alanında orta düzeyde hazırlıklı olduğu ve rapor döneminde ilerleme kaydetmediği ifade edilmiştir.

 

Keza, “Türkiye’nin tek taraflı dış politikası, ortak dış ve güvenlik politikası kapsamındaki Avrupa Birliği öncelikleri ile ters düşmeye devam ettiği” belirtilmektedir. Bu arada söz konusu raporda, KKTC’nin varlığı ve KKTC’nin Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) yok hükmünde sayılarak, Türkiye’nin, Kıbrıs’ın yetki alanlarındaki askeri tatbikatlarına devam ettiği, ayrıca, Türkiye’nin insansız hava araçları tarafından Lefkoşe uçuş bilgi bölgesinde ve sözde Kıbrıs Cumhuriyeti ulusal hava sahasında gerçekleştirilen ihlallerin hız kesmeden devam ettiği vurgusu yapılmaktadır.

Bu arada söz konusu “2023 Türkiye Raporu”nda ne yazık ki, ülkemizin garantörlük hakları göz ardı edilerek; “Türkiye’nin Geçitkale’deki askeri amaçlı insansız hava aracı üssü ile  İskele Boğazı’ndaki deniz üssünü geliştirerek (sözde) işgal edilmiş bölgede askerileştirmeyi artırmaya devam ettiği ve Kıbrıs balıkçı gemilerine yönelik tacizlerinin de devam ettiği” belirtilirken, özellikle Türkiye’nin ilgili BM Güvenlik Konseyi Kararlarına aykırı olarak, defalarca iki devletli çözümü savunduğu ve Kasım 2022’de, uluslararası alanda tanınmayan “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, Türk Devletler Teşkilatına (TDT) gözlemci üye olarak kabul edildiği ve bu durumun toprak bütünlüğü ilkesinin ve BM Şartı’nın ihlali” olduğu ve  Avrupa Birliği’nin yalnızca Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıdığını keskin ifadelerle ortaya koymaktadır.

 

Türkiye’nin aleyhindeki bütün bu gelişmeler karşısında Hükümetin sessiz kalmasının hiçbir savunulabilir tarafının olmadığını açıkça belirtmek isteriz. Avrupa Birliği’nin 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile ortaya çıkan huzur ve barış ortamını bozmaya yönelik mesnetsiz açıklamalarını şiddetle ret ettiğimizi ifade etmek isteriz.

 

Bu arada, Hükümetin Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmalarını durdurması, Kıbrıs’ta müzakerelere yeniden başlanabileceğine yönelik dair ipuçları KKTC’ndeki soydaşlarımızı son derece tedirgin ettiğini açıkça ifade etmek isteriz. İsrail’in Gazze’ye yönelik vahşetinden önemli dersler çıkararak, 1974 öncesi Kıbrıs Türkü’ne yönelik benzer katliamları görmezden gelmek asla mümkün değildir.

 

Yeniden Refah Partisi olarak, Kıbrıs Türkü’nün, bağımsız KKTC çatısı altında ilelebet huzur ve barış içerisinde olması olmaza olmaz politikamızdır. Hükümet yetkililerin, AB uğruna KKTC’ni yeniden müzakere masasına getirebileceğini düşünmek bile istemiyoruz. Kıbrıs’ta taviz politikalarıyla hiçbir yere varılamayacağını bir kez daha vurgulamak isteriz.

Yayın Tarihi: 18 Aralık 2023 | Yayın Saati: 17:52:43