HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Türkiye'de ve Dünya'daki Son Gelişmelere Yönelik

Haftalık Değerlendirme Raporu

ESNAF VE KOBİ’LERİMİZE ACİL DEVLET DESTEĞİ SAĞLANMALIDIR

İçinde bulunduğumuz günlerde Koronavirüs krizi sebebiyle, piyasalarda belirsizlik ve çok ciddi bir gelecek kaygısı hakim durumda. Devletin açıkladığı destek paketi ise maalesef ki son derece yetersiz.

Oysa ki hepimizin bildiği gibi, Devletler vatandaşlarının hayatını kolaylaştırmak için, vatandaşına hizmet etmek için oluşturulmuş organizasyonlardır. 

En özet ifadeyle;  “Devlet vatandaşı için vardır …”

Mevcut Hükümet süreçleri yönetirken, yeni kanunlar çıkarırken, acil eylem planlarını devreye sokarken bir kere de esnafın, sanatkarın, küçük ölçekli iş sahiplerinin kapısını çalıp,  ‘Bir ihtiyacınız var mı ?  Faturalarınızı ödeyebiliyor musunuz ? KİRALARINIZI ÖDEYEBİLİYOR MUSUNUZ, ACİL OLARAK NEYE İHTİYACINIZ VAR, sizin için yapabileceğimiz bir şey var mı?’ diye sordu mu ??

BUGÜN İŞ VERENLERİMİZİN, ESNAFIMIZIN DURUMU İÇLER ACISI VE  YARINA DAİR UMUTLARI KALMAMIŞ DURUMDA.

Bu duruma derhal dur demek, önümüzdeki dönem için somut Devlet güvencesi vermek, acil olan durumlara acil tedbirler geliştirmek, Esnafı, KOBİ’leri ÇEK-SENET, BORÇ-FAİZ sarmalından kurtarmak ve ödenemeyen kredilerin yapılandırılmasında destekleyici çözümler üretmek, 

SİYASİ İKTİDARIN GÖREVİDİR ...!!

BU SEBEPLE;

KORONA KRİZİ NEDENİYLE İŞ YERİ KAPATILAN KOBİ VE ESNAFA DEVLET TARAFINDAN ACİLEN, FAİZSİZ CAN SUYU KREDİSİ VERİLMELİDİR …

SİYASİ iradenin acil, yaygın ve somut bir eylem planı çıkartarak çözüm üretmesini TÜM ESNAFLARIMIZ VE KÜÇÜK ÖLÇEKLİ ÜRETİCİLERİMİZ ADINA TALEP EDİYORUZ.

Ülkemizde hizmet veren ‘1 milyon 791 bin’ Esnaf ve Sanatkar ile ‘4 milyon 75 bin’  KOBİ işletmeleri korona virüsü tedbirlerinden son derece olumsuz etkilendiler.

Ekonomik hayat tamamen durdu.  Çarşılar, sokaklar bomboş. İçişleri Bakanlığı genelgesi ile çarşılar, Oteller, Lokantalar, kahvehaneler, kafeteryalar, internet ve nargile kafeler, çay bahçeleri,  kuaför ve berberler   v.s. faaliyetleri önü açık bir süre için durduruldu.

Taksiler, minibüsler boş dolaşıyor. Küçük esnafın gelirleri dip seviyeye indi, hatta sıfır oldu … 

ANCAK kira, vergi, kredi, elektrik, SGK ödemeleri aynen devam ediyor …  Küçük Esnaf ve KOBİ’ler işyerleri kapalı da olsa, vicdani olarak yanlarında çalışan insanların ödemelerini aksatmamaya dikkat ediyorlar; İş yeri kirası, günü gelen çek ve ödemeler,  SGK ve Bağ-Kur prim ödemeleri devam ediyor.

BİZ; Yeniden Refah Partisi olarak ülke ekonomimizin belkemiği olan orta direğimizi bu zor durumdan kurtarmak için Siyasi iradeyi acilen göreve davet ediyoruz ...!!

Zor durumda olan bu işletmelerin en azından devlete olan vergi, SGK primi ödemeleri, devlet bankalarına ve kefalet kooperatiflerine olan borçları, kira ve personel maaşlarını ödeyebilmesi  için,  tüm bu müteşebbislerimize can suyu olacak 50.000 TL lik, altı ay ödemezsiz ve en az 48 ay vadeli faizsiz kredi  Devletimiz tarafından, teminat ve ipotek aranmadan verilmeli ve böylece esnafımıza can suyu sağlanmalıdır ... !!

Esnaf ve KOBİ kesimi için planlanacak önlemler de, Korona ile mücadelenin ayrılmaz bir parçası olarak düşünülmelidir.

Korona virüsünden Allah’ın izniyle kurtulacağız, ANCAK ekonomik alanda gerekli önlemler alınmadığı takdirde, milyonlarca küçük esnaf/sanatkar ve KOBİ’lerimizi yok olmaya terk etmiş oluruz ve bu da bütün bir ülkeyi en olumsuz şekilde etkiler.

 

……………………………………………………………………………………..

 

BAZI CHP’Lİ BELEDİYELERİN BİRTAKIM GAZETELERİ DAĞITIMI ADİL VE ETİK DEĞİLDİR

Birçok medya organında son günlerde açık bir şekilde gördüğümüz gibi; Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleri başta olmak üzere bazı CHP’li belediyeler; belediyeye bağlı “Halk Ekmek” büfelerinden ‘Korkusuz’ ve ‘Sözcü’ gazetelerinin dağıtımını sağlıyorlar.

Hatta ve hatta doğrudan belediyeye ait olan araçlarla bu gazeteleri vatandaşlara belediye çalışanları eliyle ulaştırıyorlar. Bu CHP’li belediyeler, açık bir şekilde belediye imkanlarıyla kendi medyalarını destekliyorlar.

Bu tavırlarıyla, göreve gelmeden önce; "Havuz medyası" şeklinde haklı bir eleştiri ile eleştirdikleri adaletsizliği, şimdi göreve gelince kendileri de yapmış olmuyorlar mı ??

Söz konusu CHP'li başkanların bu tutumu kendi havuz medyalarını oluşturmak anlamına gelmiyor mu ??  Bu apaçık bir adaletsizlik değil mi??

BİZİM MİLLİ GÖRÜŞ OLARAK YILLARDAN BERİ İFADE ETTİĞİMİZ GİBİ; bu partilerin amblemleri farklı, FAKAT uygulamaları maalesef ki aynı.

Ülkemizi, belediyelerimizi bunlardan hangisi idare ederse etsin, gördüğünüz gibi sonuç değişmiyor.

Yaşadığımız bu son olay da bu gerçeği açık bir şekilde bir kez daha ortaya koyuyor.

Bu tutumlarıyla Ülkemizde birlik-beraberlik ve kardeşlik atmosferini tesis etmeleri mümkün değildir.

Ötekileştirici söylem ve tavırlar, kutuplaşmayı tırmandıran uygulamalar,  Milletimizin bu en zor günlerde dahi birlik olmasına engel olmaktadır.

Yapılan işin adı kamu imkanlarıyla yapılan bir hizmetse, bunun herkese eşit verilmesi, hem ahlaki hem de hukuki bir zorunluluktur.
Değerli Belediye Başkanlarımızı bu gibi adil olmayan, etik olmayan, milleti kutuplaştıran uygulamalara acilen SON VERMEYE davet ediyoruz.

Ancak yine Milli Görüş olarak  50 seneden beri ifade ettiğimiz gibi, Sayın Başkanlar ne kadar iyi niyetli olursa olsunlar, bindikleri otobüslerin istikameti yanlış

Yanlış istikamette giden otobüste ne kadar iyi insan olursanız olun, varacağınız nokta yanlış olur …

Doğru noktaya ulaşabilmek ise ancak ve ancak MG ile mümkündür.

Milletimizin sahibi olduğu Belediyelerimizin adil bir şekilde hizmet vermesi için,  YENİ NESİL MİLLİ GÖRÜŞ BELEDİYECİLİĞİ’NE bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaç var ...

Milletimiz “Önce Millet” diyen, “Kuvveti değil, Hakkı ve Adaleti Üstün Tutan”  Milli Görüş’ün hizmet anlayışını özlemle bekliyor..

Ve bu hizmet anlayışına da ancak ve ancak Yeniden Refah’la kavuşulabilir …!!

 

……………………………………………………………………………………….

 

CEZA İNFAZ KANUNU’NDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER NELER GETİRİYOR ?

1-Koşullu salıverme oranı kural olarak 2/3’ten 1/2'ye indirilmektedir. Örneğin 6 yıl hapis cezası bulunan bir hükümlü 4 yılı ceza infaz kurumunda geçirdikten sonra şartlı tahliyeden yararlanabilecekken, yasayla birlikte 3 yıldan sonra tahliyeden yararlanabilecektir.

2-Kasten adam öldürme, yüzün sürekli değişikliğine sebebiyet veren kasten yaralama suçu, özel hayata ve hayatın gizliliğine karşı suçlar ile devlet sırlarına karşı suçlar, işkence, eziyet suçları bakımından herhangi bir indirim yapılmamaktadır.

3-Mükerrirler ve örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlar bakımından infaz oranı ¾’ten 2/3’e indirilmektedir.

4-Bazı suçlar hariç olmak üzere (hangi suçların kapsam dışında olduğu 3. Paragrafta belirtilmiştir.), 30/03/2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından 1 yıllık denetimli serbestlik süresi 3 yıla çıkarılmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken, düzenlemenin geçici madde ile getirildiği ve sadece 30/03/2020 tarihine kadar işlenmiş olan suçları kapsadığıdır. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun denetimli serbestlik süresine ilişkin kalıcı bir düzenleme yapılmamıştır.

Kapsam dışında tutulan suçlar ;

-Terör suçları,

-Uyuşturucu ticareti suçları,

-Cinsel saldırı ve istismar suçları,

-Kasten öldürme,

-Yüzün sürekli değişikliğine sebebiyet veren kasten yaralama suçu

-Kadına karşı şiddet suçları,

-İşkence ve eziyet suçları,

-Özel hayatın gizliliğine ilişkin suçlar.

5-Kanun koyucu bazı hallerde denetimli serbestlik süresinin 4 yıl olarak uygulanmasını öngörmüştür. 30.03.2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından, terör suçları, cinsel saldırı ve istismar suçları, kasten öldürme suçları ve özel hayatın gizliliğine ilişkin suçlar hariç olmak üzere 0-6 yaş grubu çocuğu bulunan kadın hükümlüler ile 70 yaşını bitirmiş hükümlüler hakkında denetimli serbestlik süresi 4 yıl olarak uygulanacaktır.

6-Herhangi bir süreye bağlı olmaksızın, maruz kaldığı ağır hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatlarını cezaevinde yalnız sürdüremeyen 65 yaşını bitirmiş hükümlülerin cezası, Adalet Bakanlığ’nın belirleyeceği Devlet Hastanesi’nden alınacak sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmek koşuluyla denetimli serbestlik tedbiri altında infaz edecektir.

7-30.03.2020 tarihine kadar suç işleyen çocuk hükümlülerin 15 yaşını dolduruncaya kadar cezaevinde kaldığı 1 gün, 3 gün olarak; 18 yaşını dolduruncaya kadar kaldığı 1 gün ise 2 gün olarak sayılacaktır.

8-Covid-19 salgını nedeniyle, açık ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanan hükümlüler, 31.05.2020 tarihine kadar izinli sayılacaktır. Bu süre Sağlık Bakanlığı’nın önerisiyle her defasında iki ayı geçmemek üzere Adalet Bakanlığı’nca 3 kez uzatılabilecektir.

9-Hâlihazırda da uygulaması bulunan konutta infaz, geceleyin infaz, hafta sonu infaz gibi özel infaz usullerinin kapsamı genişliyor. Buna göre kasıtlı suçlar bakımından 6 aylık sınır 1 yıl 6 aya, ölüme neden olma hariç taksirli suçlar bakımından ise 3 yıla çıkarılmaktadır.

10-Kadınlar ve yaşlılar için öngörülen konutta infaz usulünün ceza sınırı artırılmaktadır. Bunun yanı sıra çocuklar da bu usule dâhil edilmektedir. Bu kapsamda konutta infaz sınırı:

-Kadın, çocuk ve 65 yaşını bitirmiş erkek hükümlüler için 1 yıl,

-70 yaşını bitirmiş hükümlüler için 2 yıl,

-75 yaşını bitirmiş hükümlüler için 4 yıl olarak belirlenmektedir.

11-Yeni doğum yapan ve toplam 3 yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkûm olan kadın hükümlüler de yine cezalarını konutlarında infaz edebilecektir.

12-5 yıl veya daha az hapis cezasına mahkûm olan hasta veya engelli hükümlüler, Adli Tıp Kurumu raporuna bağlı olarak cezalarını konutlarında infaz edebilecektir.

13-Hamile kadınların cezası 1,5 yıl ertelenebilecektir.

14- 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'nda da yapılan değişikliklerle İnfaz Hâkimliği’nin kuruluşu ve yapısı yeniden düzenleniyor. Hâlihazırda Ağır Ceza Mahkemeleri ve Asliye Ceza Mahkemeleri nezdinde bulunan İnfaz Hâkimliği, her il merkezinde ve coğrafi koşullara göre ilçelerde kurulacak. Esas yargılamayı yapan ve hükmedilen cezayı veren mahkemelerden infaz rejimi ile ilgili tüm görevler İnfaz Hâkimliklerine aktarılıyor. Bu sayede infaz hukukunun tamamen bu alanda uzmanlaşmış merciler tarafından icra edilmesi temin edilmeye çalışılmıştır.

15-Hükümlülerin iyi halinin belirlenmesine ilişkin esaslar yeniden belirlenmektedir. Bu kapsamda hükümlülerin iyi hal incelemesinin infazın tüm aşamalarında yapılması sağlanmaktadır. Hükümlülerin ceza infaz kurumunda bulunduğu tüm aşamalarda en geç 6 ayda bir değerlendirmeye tabi tutulacaktır.

16-Bazı suçlarda ceza miktarları artırılmaktadır. Kasten yaralama suçunun canavarca hisle işlenmesi ağırlaştırıcı sebepler arasında ilk kez düzenleniyor. Suçun canavarca hisle işlenmesi halinde ceza bir kat artırılacak. Diğer yandan neticesi sebebiyle ağırlaşan suç kapsamında kasten yaralamanın ölümle sonuçlanması halinde cezanın üst sınırı onaltı yıldan onsekiz yıla çıkarılırken; örgütlü suçların cezaları birer kat artırılıyor. Yine tefecilik suçunda da hapis cezasının üst sınırı 5 yıldan 6 yıla çıkarılıyor.

YENİDEN REFAH PARTİSİ

MERKEZ KARAR YÜRÜTME KURULU ÜYESİ

AV. ABDULKADİR YILMAZ

 

………………………………………………………………………………..

 

İNFAZ DÜZENLEMESİNE  BAKIŞ

Av. Bayram SAKARTEPE - Av. Nafiz AKKUZU

Ak Parti ve MHP’nin ortak teklifi ile Meclise getirilen İnfaz düzenlemesi uzun süredir gündemi meşgul etmektedir. İnfaz düzenlemesine olumlu yaklaşanların yanı sıra olumsuz görüş belirtenler de hayli çoğunluktadır.

            Uzun süredir düzenleme yapılması beklenen ancak COVİD-19 salgınına kadar herhangi bir düzenleme yapılmayan ‘İnfaz Yasası’ ile ilgili iktidar tarafından bu süreçte düzenleme yapma yoluna gidilmiştir. Söz konusu bu düzenleme ile yaklaşık 45.000 kişinin tahliye edilmesi amaçlanmaktadır. Her ne kadar ‘İnfaz Yasası’ olarak nitelendirilse de söz konusu düzenleme ile yaklaşık 10 Kanunda değişiklik yapılması ön görülmektedir. Ancak biz burada sadece İnfaz düzenlemesine ilişkin önemli hususlara genel olarak değineceğiz.

Bu düzenleme, infaz yasası değişikliği olarak nitelendirilse dahi sonuçları itibarıyla dolaylı ve kısmi bir af şeklinde toplumda algılanmaktadır.

Yeniden Refah Partisi olarak, toplumun adalet duygusunun tatmini açısından, Af  yetkisinin suçtan zarar görende (Mağdurda) olduğu kanaatindeyiz. Bu ilke çerçevesinde Devlete karşı işlenen suçları af etme yetkisinin Devlette; Şahıslara karşı işlenen suçların da af etme yetkisinin, bu suçtan zarar gören mağdurda yani, şahıslarda olması gerekmektedir.  Geçmiş yıllarda olduğu gibi, Hükümetlerin şahısların yerine geçerek, Mağdurlar yerine Af yetkisini kullanması, toplumdaki adalet duygusunu zedelemektedir. 

            Bizim iktidarımızda, şahıslara karşı işlenen suçlar, ancak suçtan zarar gören yani mağdurlar tarafından affedilecektir. Mağdurun rızası olmadan bu suçlara af getirilmeyecektir.

            Yaklaşık 70 maddeden oluşan ve TBMM Başkanlığı’na sunulan infaz düzenlemesinde önemli olan hususlara genel olarak değinecek olursak;

1-Söz konusu düzenlemeyle infaz hâkimlerine yeni görevler de verilmiştir. Buna göre, infaz hâkimleri, Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan şikâyetleri inceleyerek karara bağlayacaktır. Dolayısıyla infaz hâkimliklerinin görev alanları genişletilmiştir. Bu düzenlemeyle tüm infaz işlemleri İnfaz Hâkimliklerine bırakılmıştır. Her ilde İnfaz Hâkimliği kurulacaktır. Kanaatimizce düzenleme yerinde olmuştur. Bu düzenleme ile İnfaz Hâkimliği ihtisaslaşacaktır. İnfaz Hâkimliğinden beklenen başarının bu yolla sağlanacağı amaçlandığı anlaşılmaktadır.

2-Hapis cezasının infazının gebelik ve doğum sebebiyle geri bırakılmasında aranan doğumdan sonra altı ay şartı, bir yıl altı ay olarak değiştirilecektir. Yeni düzenlemeye göre, gebe olan ve doğumun üzerinden bir yıl altı ay geçmemiş olan hükümlülerin cezasının infazı geri bırakılacaktır. Bu şekilde bir düzenlemenin, kadınlar ve doğacak veya doğmuş çocuklar açısından  yerinde olduğu kanaatindeyiz.

3-Kasten işlenen suçlardan

-toplam üç yıl veya daha az hapis cezasına,

-taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az hapis cezasına mahkum olanlar ile,

-adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler ve

-2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu gereğince tazyik hapsine tabi tutulanlar, doğrudan açık ceza infaz kurumlarında cezalarını infaz edecektir.

Terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm olanlar ile ikinci kez mükerrerler ve koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler hakkında bu değişiklik uygulanmayacaktır.

Belirli süreye kadar alınan cezalarda düzenlemeye gidilmesi ancak bazı suçlar bakımından istisna getirilmesi, Anayasanın, eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulacağı şimdiden konuşulmaktadır. Böyle bir durumda, bu kadar kapsamlı bir düzenlemenin özel af olarak nitelendirilip Anayasa Mahkemesi tarafından eşitlik ilkesine aykırı olduğundan bahisle iptali ve kapsam dışında kalanlarında yasaya dâhil edilme durumu da söz konusu olabilir.

            Hapis cezasının infazının gebelik ve doğum sebebiyle geri bırakılmasında aranan doğumdan sonra altı ay şartı, bir yıl altı ay olarak değiştirilecektir. Yeni düzenlemeye göre, gebe olan ve doğumun üzerinden bir yıl altı ay geçmemiş olan hükümlülerin cezasının infazı geri bırakılacaktır.

Bu şekilde bir düzenleme olması oldukça yerinde olmuştur. Korunması gereken kadınlar ve doğacak veya doğmuş çocuklar açısından yapılan bu düzenleme yerinde olmuştur. Bu yolla Ailenin de korunması sağlanmıştır.

            İnfaz düzenlemesinde hasta, yaşlı ve çocuk hükümlülere yönelik infazlarda yapılan değişiklikler yerinde olmuştur. Bu düzenlemeler gerekli ve yerindedir.

            İnfaz düzenlemesinde TCK’nın 86. Maddesinde düzenlenen Kasten Yaralama ve TCK’nın 87. Maddesinde yer alan Netice Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama suçlarının canavarca hisle işlenmesi halinde cezanın ağırlaştırılacağı yer almıştır. Söz konusu bu düzenleme yerinde olmuştur.

            Koşullu salıverilmeyle ilgili olarak süreli hapis cezasına çarptırılanlar artık cezalarının 2/3 sini değil 1/2 sini çekmeleri halinde koşullu salıvermeden yararlanacaklardır. Buna göre; Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar otuz yılını, müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar yirmi dört yılını diğer süreli hapis cezalarına mahkûm edilmiş olanlar cezalarının yarısını infaz kurumunda çektikleri takdirde koşullu salıvermeden yararlanabilirler. Ancak bu düzenlemeden Kasten öldürme suçlarından (madde 81, 82 ve 83) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar, Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan (madde 87, fıkra iki, bent d) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar, İşkence suçundan (madde 94 ve 95) ve eziyet suçundan (madde 96) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar, Cinsel suçlar (madde 102, ikinci fıkra hariç, 104, ikinci ve üçüncü fıkra hariç, 105 suçlarından süreli hapis cezasına mahkûm olanlar, Madde 102, 103, 104 ve 105) hapis cezasına mahkûm olan çocuklar,Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlardan (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar, Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan (madde 188) hapis cezasına mahkûm olan çocuklar, Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarından (madde 326 ilâ 339) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar yararlanamayacak bu suçlardan mahkum olanlar cezalarının üçte ikisini infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabileceklerdir. Ayrıca, suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkûm olan çocuklar ile 1/1/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkûm olanlar hakkında koşullu salıverilme oranı üçte iki olarak uygulanır. Dolayısıyla bu suçlar bakımından istisna getirilmiştir.

            TEKLİFTE TUTUKLULARLA İLGİLİ BİR DÜZENLEME MEVCUT DEĞİLDİR

            Yapılan İnfaz düzenlemesi sadece hükümlülere yöneliktir. Ancak tutuklulara yönelik herhangi bir düzenleme öngörülmemektedir. Tutuklular Anayasamızın 38/4. maddesi gereğince Masumiyet Karinesi gereğince hüküm verilinceye kadar suçsuzdur. Ancak bu durum İnfaz düzenlemesinde dikkate alınmamıştır. COVİD-19 salgını nedeniyle yapılacak geçici düzenlemede en azından tutuklulara yönelik de bir düzenleme getirilebilirdi. Sonuçta yaşam hakkına sahip olan ve yaşam hakkının korunması gereken sadece hükümlüler değildir. Tutukluların da yaşam hakkına sahip ve yaşam haklarının korunması gerekmektedir. COVİD-19 salgını ayrım yapılmaksızın hükümlü ve tutuklular açısından uygulanmalıdır. Ancak İnfaz düzenlemesine ilişkin teklifle ilgili değinilmesi gereken belki de en önemli husus olan sorunun başında teklifin yalnızca hükümlüler bakımından sonuç doğurucu düzenlemelere yer vermesi, buna karşın tutuklularla ilgili hiçbir değişiklik öngörülmemiş olmasıdır. Dolayısıyla daha nesnel, geniş kapsamlı ve adil bir düzenleme yapılabilirdi.

            İNFAZ DÜZENELMESİNDEKİ ÇELİŞKİLER

            Yapılan düzenlemede örneğin insan ticareti, göçmen kaçakçılığı, neticesi sebebiyle ağırlaşan yaralama, kasten yaralama sonucu ölüme neden olma, yağma, hırsızlık, rüşvet, zimmet, irtikâp vb. gibi oldukça ağır cezalar ön gören suçlardan hükümlü olanlar mahkûm oldukları cezaların yarısını çekecekler ve denetime ayrılacaklar oysa bir kimsenin kişisel verilerini kaydeden yahut başkasıyla yaptığı telefon konuşmasının içeriğini diğerinin rızası olmaksızın ifşa eden kişiler mahkûm oldukları cezanın üçte ikisini infaz kurumunda çekecektir. Dolayısıyla böyle bir düzenleme çok da adil olmayacaktır.

            AKRAN EVLİLİKLERİNİN, KAPSAM DIŞINA BIRAKILMASI HAYAL KIRIKLIĞI OLUŞTURMAKTADIR

            Yıllardır Türkiye Kamuoyunun tartıştığı, mağdur eşlerin, ebeveynlerin ve mağdur ailelerin çocuklarının sürekli gündemde tutmaya çalıştığı “Genç Yaşta Evlilik Mağdurları” meselemiz var. Eşler, kocaları hapiste olduğu için mutsuz, çocuklar babalarının sevgi ve şefkatine muhtaç, ebeveynler kederli ve huzursuz vaziyettedirler.

            Yaklaşık 16.000 civarı insanımızın bu mağduriyeti yaşadığı bilinmektedir. Kocalar hapiste olsa da çoğunluğu genç yaşta evlendiği eşiyle resmi nikâhlıdır. Bazılarının 2 bazılarının 3 hatta bazılarının 4 veya 5 çocukları var. Kocalar hapiste olduğu için çalışan eşine ve çocuklarına bakmakla mükellef olan anneler var. Üstelik bu ailelerin içinde bulunduğu durumun, oluşturduğu travmanın psikolojik, sosyolojik, iktisadi ve dini birçok zararları da tüm toplum, bilim insanlarımız, sivil toplum kuruluşları ve siyasetçilerimiz tarafından tartışılmakta ve bilinmektedir.

            İnfaz düzenlemesinde erken yaşta evliliğe ilişkin herhangi bir düzenleme de yer almamaktadır. Bu durum adil değildir. Ülkemizin birçok bölgesinde erken yaşta evlilik nedeniyle birçok mağduriyetler oluşmaktadır.  Bu durum birçok babasız büyüyen çocuklar ile bakıma muhtaç eşler ve çocuklar meydana getirmiştir. Bu durumun düzelmesi için düzenlemede erken yaşta evliliğe ilişkin bir düzenleme de yer alması gerekmekteydi.

5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesi ile 765 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun  415 inci maddesi  nedeniyle hükümlü/sanık/şüpheli olanlara ilişkin olarak;

            1- 743 Sayılı ve 4721 sayılı Medeni Kanunlara göre mağdur ve hükümlü/sanık/şüphelinin 1 Ocak 2020 tarihi itibariyle evli olması,

            2-Mağdur ve hükümlü/sanık/şüphelinin ailelerin rızasıyla evliliğin kurulmuş olması,

            3-Mağdurun herhangi bir cebir, tehdit ve hile olmaksızın evlenmiş olması,

            4-Şüpheli/sanık/hükümlü hakkında ceza uygulanmasının mağdurun daha fazla mağdur olmasına sebep olması,

            5- Hükümlü/sanık/şüphelinin suçun işlendiği tarihte bir başkasıyla evli olmaması,

           6-Eşler arası yaş farkının en fazla 10 yıl olması,

            gibi bazı durumlar göz önüne alınarak düzenlemede yer alması yerinde olurdu. Ancak düzenleme bu haliyle yetersiz olmuştur.

            İnfaz düzenlemesine ilişkin olarak ortaya çıkabilecek bir başka sorun bulunmaktadır.  Bu sorun; daha önce  “Rahşan Affı” olarak bilinen 4616 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra kanunun bazı hükümlerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş ve bunun sonucunda düzenlemenin ilk başta düşünülenden çok daha genişlemesi ve ilk başta öngörülmeyen birçok suç tipinin de af kapsamına girmesidir. Bu nedenle yapılan düzenleme de kapsam dışı kalan alanlar iyi irdelenmelidir.

            Sonuç olarak, hükümet bireylere karşı işlenen suçları, infaz düzenlemesi adı altında dolaylı da olsa af kapsamına almaktadır. Suçtan zarar gören mağdurların bu konuda rızasının olup olmadığını hiç kimse sormamaktadır. Dolayısıyla bu husus evrensel hukuk kurallarına aykırılık teşkil etmektedir.

            Yapılan bu düzenlemeden anlaşılmaktadır ki;  düzenleme kalıcı bir çözüm değil geçici rahatlamalara neden olacaktır. Bu nedenle geçici çözümler yerine kalıcı çözümler getirilmesi gerekmektedir. Kanun bu haliyle kanunlaşsa da eşitlik ve ayrımcılık yasağı ilkelerine aykırılık nedeniyle Anayasa Mahkemesince kapsamının genişletilmesi kuvvetle muhtemeldir.

KAYNAKÇA

Prof. Dr. Ersan ŞEN, Ceza İnfaz Kanunu Son Değişiklik Teklifi başlıklı  02.04.2020 tarihinde https://www.hukukihaber.net/ceza-infaz-kanunu-son-degisiklik-teklifi-makale,7629.html internet adresinde yayımlanan yazısı
Prof. Dr. İbrahim KABOĞLU,  İnfaz Yasasındaki Değişiklik Anayasaya aykırı başlıklı 07.04.2020 tarihli http://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/infaz-yasasindaki-degisiklik-anayasaya-aykiri-1731599 internet adresinde yayımlanan yazısı
Doç. Dr. Uğur ERSOY, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Üzerine Düşünceler başlıklı 05.04.2020 tarihli https://www.hukukihaber.net/ceza-ve-guvenlik-tedbirlerinin-infazi-hakkinda-kanunda-degisiklik-yapilmasina-dair-kanun-teklifi-uzerine-dusunceler-makale,7644.html internet adresinde yayımlanan yazısı
Taha AKYOL,İnfaz Yasasında Siyaset başlıklı 08.04.2020 tarihli https://www.karar.com/infaz-yasasinda-siyaset-1555065 internet adresinde yayımlanan köşe yazısı
Doç. Dr.  Murat Volkan DÜLGER,  Yaşam Hakkı İçin Tahliye: Korona Virüsü Sebebiyle Getirilmesi Düşünülen Ceza İnfaz İndirimi başlıklı 21.03.2020 tarihlihttps://www.hukukihaber.net/yasam-hakki-icin-tahliye-korona-virusu-sebebiyle-getirilmesi-dusunulen-ceza-infaz-indirimi-makale,7573.html  internet adresinde yayımlanan yazısı
Yayın Tarihi: 16 Nisan 2020 | Yayın Saati: 01:36:08