GÖÇMEN SORUNU KONUSUNDA KAMPLAŞMA VE KUTUPLAŞMA DİLİNİ TASVİP ETMİYORUZ

GÖÇMEN SORUNU KONUSUNDA KAMPLAŞMA VE KUTUPLAŞMA DİLİNİ TASVİP ETMİYORUZ

 

 

 

Türkiye 1951 yılında imzalanan Cenevre Sözleşmesi’ne diğer Avrupa ülkeleri ile birlikte taraf bir ülkedir. Sözleşmede imzası bulunan İtalya, Yunanistan, Almanya ve Fransa gibi ülkeler taraf ülke olmalarına rağmen taahhütlerini yerine getirmemektedir. Burada yapılan hükümetin yaptığı en büyük yanlış ise, zaten Avrupa’ya ilerleyen göç dalgasını Türkiye’de kesmesidir. Bizler Yeniden Refah Partisi olarak elbette mültecilerin mağdur edilmemesini destekliyoruz. Ancak bugün mültecilerin nihayi hedefinin Avrupa’ya ulaşmak iken , mevcut hükümetin göç dalgasını ülkemiz üzerinde sonlandırması büyük bir milli güvenlik meselesini ortaya çıkarmıştır. Günümüzde savaş yöntemlerinin değiştiği kamuoyunun malumudur. Artık psikolojik ve ekolojik savaşlar vardır. Şuan da ülkemizin barışı, huzuru ve istikrarı demografik savaş yöntemiyle tehdit edilmektedir. Elbette ki bu savaşlar ilk değildir ve son olmayacaktır. Bu noktada artık hükümetin göç ve unsurlarını ülkemiz adına tehdit olarak algılayıp bu meseleyi bir milli güvenlik meselesi olarak görmesi ve buna göre çözüm üretmesi gerekmektedir. Mültecilerin bir an evvel güvenliklerinin sağlanıp kendi vatanlarında ikametlerinin sağlanmasını, hem ülkemiz hem de mülteciler için en sağlıklı çözüm olarak görmekteyiz. Devlet yetkililerimizden bu sorunun çözümüne yönelik somut adımları ivedilikle atmasını bekliyoruz. Ancak bu konu özelinde ülkemizde bir iç karışıklığa neden olabilecek her türlü tahrik ve provokasyona karşı vatandaşlarımızı itidalli olmaya davet ediyoruz.

 

Öncelikle son günlerdeki muhalefet ve hükümet arasındaki gerilimleri ve sert üsluplu tartışmaları Yeniden Refah Partisi olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Bu kamplaşma ve kutuplaşma dili ülkemizi doğru bir yere götürmemekte ve fayda sağlamamaktadır. Aksine halkı ayrıştırarak ülkemizin huzurunu tehdit etmektedir. Siyaset mekanizması vatanımıza ve milletimize hizmet etmenin en önemli argümanıdır. Bizler siyaseti bir tercih değil, millete hizmet için bir zorunluluk olarak görüyoruz. Bu dili ve bu tavrı memleket evlatlarına örnek göstermemiz mümkün değildir. Dolayısıyla siyasetin bu kamplaşma ve kutuplaşma dilinden acilen kurtulması gerekmektedir. Bizler Yeniden Refah Partisi olarak İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’nun ve Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ’ın bu üslup ile karşı karşıya gelmeleri Türk siyasetine uygun düşmemiştir. Bu dilin ilerleyen süreçte ülkemiz için fayda vermeyeceği açıktır.  Tarafları Türk siyasetine uygun şekilde itidalli olmaya, aziz milletimizin kıymetli evlatlarını da her türlü provakasyona karşı dikkatli olmaya davet ediyoruz.

 

 

 

Av. Bayram Sakartepe 

Genel Başkan Yardımcısı | Siyasi İşler Başkanı

Yayın Tarihi: 7 Mayıs 2022 | Yayın Saati: 15:33:27