GENEL BAŞKANIMIZIN "KIBRIS BARIŞ HAREKATI" AÇIKLAMASI

KIBRIS BASIN AÇIKLAMASI
 
Kıbrıs’ta Yeoryos Grivas’ın Enosis planı dâhilinde 1954 yılında kurduğu EOKA örgütü ve daha sonra devlet dışı aktörlerin başlattıkları kargaşa, anarşi, katliamlar ve Kıbrıs’taki Türk varlığını inkâra yönelik adımlar adadaki soydaşlarımızın güvenliğini derinden etkilemeye başlamıştı.
 
Nihayetinde EOKA-B lideri Nikos Sampson’ın, 15 Temmuz 1974’te Rum Milli Muhafız Güçleri ile darbe yaparak Kıbrıs’ta bir ‘Helen Cumhuriyeti’ ilan etmesi ve Kıbrıs Türkleri’ne karşı katliam başlatması üzerine, Başbakan Ecevit İngiltere’de iken Başbakan Yardımcısı ve Başbakan Vekili Prof.Dr. Necmettin Erbakan Hocamız, hiçbir tereddüt göstermeden Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlük haklarını kullanarak Kıbrıs Barış Harekâtı’nın başlatılması için Orgeneral Semih Sancar’a talimat verdi.
 
Yıllar boyu adadaki Rumlar’ın saldırı ve katliamlarına maruz kalan Kıbrıs Türkleri bu harekat sayesinde tam 46 senedir huzur ve güven içerisinde yaşamlarını sürdürmektedir.
 
Kıbrıs Barış Harekatı ABD’den izin alınarak değil, ‘ABD’ye rağmen’ yapılan bir harekat olması bakımından da büyük önem taşımaktadır.
 
Kıbrıs’ta sözde çözüm amaçlı olarak ortaya konulmaya çalışılan Jackson Planı, Mc. Millian Planı, Harding Planı, Spark Planı, Acherson Planı ve son olarak Annan Planı’nın Kıbrıs’ta çözüm yerine çözümsüzlük ve tek taraflı taviz politikalarına dayalı olduğu bilinen bir gerçektir.
 
Akritas Planı’nın 2004 versiyonu olan Annan Planı karşısında; “bu plan son şansımız derhal kabul edilmeli” diyerek referandumda ‘EVET’ oyu kullanılmasını teşvik eden anlayışın ne kadar yanlış olduğu ve bu planın Akdeniz’deki son gelişmeler ışığında Denktaş ve Erbakan Hocamız’ın deyimiyle bir ‘esaret planı’ olduğu şu anda daha iyi anlaşılmaktadır.
 
Son olarak ABD’nin, GKRY’ni ‘Uluslararası Askeri Eğitim ve Talim (IMET)’ programına dâhil etmesi ve KKTC’ni yok sayması da Kıbrıs konusundaki gerçek politikalarını yansıtan çok sayıda örnekten bir tanesidir.
 
Kıbrıs’ın yeni bir Girit olmaması için, Kıbrıs Türkü’nün egemenlik haklarının ve milli kimliğinin güvenceye alınması için, Batı’nın, Yunanistan’ın ve GKRY’nin yeniden 1963 şartlarına geri dönülmesini öngören dayatmacı ve tavize yönelik plan ve isteklerine AB hayali uğruna boyun eğmekten özenle kaçınılması gerekmektedir.
 
Kıbrıs sorunu 20 Temmuz 1974 tarihinde ‘Kıbrıs Barış Harekatı’ ile çözüme kavuşturulmuş olup, bundan böyle Kıbrıs’ın sürekli olarak bir sorun olarak gündeme getirilmesi ve tavizlerle çözüm arayışına gidilmesinin hiçbir sonuç vermeyeceği gün gibi ortadadır.
 
Yeniden Refah Partisi olarak, Kıbrıs’ta iki devletli çözüm dışında hiçbir çözümün mümkün olamayacağını bir kez daha vurguluyoruz.
 
Sonuç olarak şunu da özellikle ifade etmemiz gereklidir; Kıbrıs Türkü’nün can güvenliği, KKTC’nin egemenliği ve tam bağımsızlığı Yeniden Refah Partimiz’in dış politikasının en temel unsurlarından bir tanesidir.
 
Bu vesileyle, 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 46. yıldönümünü en içten duygularla kutluyoruz, harekat öncesi Rum saldırılarında ve harekatta şehit düşen tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz ve tüm KKTC halkına huzur ve barış temenni ediyoruz.
 
Dr. Fatih Erbakan
Yeniden Refah Partisi
Genel Başkanı
Yayın Tarihi: 20 Temmuz 2020 | Yayın Saati: 11:41:15