Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan’ın İl Başkanları Aralık Ayı Konuşması

3. OLAĞAN BÜYÜK KONGREMİZ HAYIRLI OLSUN.

Dosta güven, mazlumlara umut, zalimlere korku olacak bir kongreyi gerçekleştirdik ELHAMDULİLLAH.

Önceki 2 büyük kongremiz gibi bu 3. Kongremizde muazzam bir katılım ve coşkuyla gerçekleşti.

Emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür ediyoruz.

Kongremizin; Millî Görüş Davamız, Yeniden Refah Partimiz,  85 milyon vatandaşımız ve tüm İslam Âlemi ve insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Cenab-ı Allah, Yeniden Refah Partimizin 3. Olağan Büyük Kongresini, en büyük hayırlara, Millî Görüş’ün en büyük zaferlerine, Yeniden Refah Partimizin iktidarına, bütün insanlığın kurtuluşuna vesile eylesin.

 

……………………………………………………..

 

Milli Görüş’ün 1969’da yola çıkarken “Önce Ahlak ve Maneviyat” sancağıyla çıkmasının önemi bugün daha iyi anlaşılıyor…

Milli ve manevi değerler, aile yapısı büyük bir erozyona uğradı, sosyal çürüme had safhaya ulaştı.

Bebek öldüren doktorlar, hastasına eziyet eden yoğun bakım hemşireleri, rüşvet alan yargı personeli, yolsuzluk yapan bürokratlar, cinsel istismar vakaları ve diğerleri.

- Bahis, şike ve maç sonuçlarını etkileme iddiaları birçok konuda misallerini gördüğümüz "yozlaşmayı" bir kez daha gözler önüne sermiştir.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, aralarında kulüp yöneticileri, futbolcular ve spor camiasının tanınmış isimlerinin de bulunduğu çok sayıda şahsın isminin geçtiği süreç çok ciddi sıkıntılara işaret etmektedir.

Ülkemizde çok büyük bir değerler erozyonu yaşanmaktadır.

 

Futbol sahalarına kadar uzanan kirli ilişkiler ağı, aslında toplumun nasıl bir yozlaşma tehdidi altında olduğunu gözler önüne sermektedir.

 

 

Tepeden tırnağa temizlik ihtiyacı had safhadadır…

 

 

Bu noktada çağrımız açıktır:

Soruşturma hiçbir baskıya boyun eğmeden, şeffaf, kararlı ve cesur bir biçimde yürütülmelidir.

Sadece futboldaki değil, bütün alanlardaki yolsuzlukların ve yolsuzların üzerine gidilmelidir.

 

- İstanbul Büyükçekmece Adliyesi'nin emanet kasasından yaklaşık değeri 147 milyon lira olan 25 kilogram altın ve 50 kilogram gümüş çalındı.

Adliyede görevli memur tarafından gerçekleştirilen bir soygun. Soygunu yapan kişi sonrasında İngiltere’ye kaçıyor. 

 

Yeni nesillerimize “4 helalin 5 Haramdan büyük olduğunu” öğretmezsek işte bu olur…!

MG işte bu nedenle “Önce Ahlak ve Maneviyat” dedi, Maddi Kalkınma ile beraber  “Manevi Kalkınma” dedi.

 

 

…………………………………………………………

 

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Ar-Ge birimi KAMU-AR'ın araştırmasına göre, açlık sınırı kasım ayında 30 bin 61 liraya ulaşırken, yoksulluk sınırı da  93 bin 697 lira oldu.

 

- Açlık sınırı asgari ücretin 8 bin 61 lira üzerine yükseldi. 

- Dört asgari ücretin toplamı, yoksulluk sırının 5 bin 281 lira altında kaldı. 

- İki asgari ücret yoksulluk sınırının yüzde 47’si

- En düşük memur maaşı yoksulluk sınırının ancak yüzde 54’üne tekabül ediyor,

 

 

 Böyle bir ortamda banka kredisi ve kredi kartıyla hayatta kalmaya çalışan

Vatandaşın kredi ve kredi kartı borçları 5 trilyon 332 milyar lirayı aştı…

Kredi kartı borçlusu 40 milyonu  aştı.  

Takibe düşen alacaklar %94 artışla 515 milyar liraya ulaştı.

 

Yozgat Yerköy'de borçlarını ödeyemeyen bir vatandaşın güvercinlerine haciz konuldu.

 

Bir vatandaşın güvercinlerine özel bir banka tarafından borç nedeniyle haciz uygulanması “ekonomik çöküşün açık bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor,

“Vatandaşın evinde haczedilecek bir şey bulamayınca güvercinlerine haciz uygulanıyor.”

 

 

EN SONUNDA BU DA OLDU, UÇAN KUŞU BİLE HACZETTİLER …!!

………………………………………………………..

 

29 Kasım günü yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararı ile gümrük tarife pozisyonlarında değişiklik yapıldı ve Güney Kore’den sıfır gümrüklü yeşil mercimek ithalatının önü açıldı.

 

25 yıl önce Türkiye dünya mercimek ihracatının yüzde 47’sini tek başına yapıyordu.  “25 sene önce 5.5 milyon dönüm tarım alanında kırmızı mercimek ekiliyordu. 2025’te bu alan 2 milyon dönümün altına düştü

 

NEDEN BÖYLE OLUYOR ? ÇÜNKÜ BETON-ÇİMENTO EKONOMİSİ TAM GAZ DEVAM EDİYOR.

ÜRETİM NAMINA, TARIM-HAYVANCILIK NAMINA HERHANGİ BİRŞEY YOK.

 

İnşaat sektörü TÜİK verilerine göre 13,9 büyüdü.

 

Buna karşın en vazgeçilmez sektörlerden olan tarım ise yüzde 12.7 gibi rekor bir küçülme yaşadı.

 

Oysa Vizyon 2023 strateji belgesinde 2023 itibariyle dünyanın en büyük 10’uncu ekonomisi olarak Türkiye’nin stratejik sektörleri arasında yüksek teknoloji, katma değerli ürün ve teknolojinin tüm imkanlarından yararlanılarak tarımda en yüksek verime ulaşmak hedefleniyordu.

Ancak bu hedeflerin hepsi lafta kaldı.

 

Migros CEO’su Özgür Tort, çiftçinin kazanamadığı için üretimden çekildiğini belirterek, “Bu tempoda devam edersek Türkiye satacak gıda ürünü bulamayacak. Gıdasız kalma riski kapıda.” Uyarısında bulundu. 

İşte bu tablonun sonucu olarak;

BM Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre Eylül 2021’den bu yana Türkiye’de gıda fiyat endeksi yüzde 583 artarak 683.7 puana yükseldi.  Dünyada ise yüzde 2.1 düşüşle 97.9 seviyesine geriledi.

 

Buna göre Türkiye’de gıda fiyatları son 4 yılda dünyaya kıyasla yaklaşık 7 kat daha pahalı hale gelmiş oldu.

 

……………………………………………………..

 

 

KAMUDA İSRAF TAM GAZ DEVAM EDİYOR

 

ABD Başkanı Donald Trump’ın da katılacağı Ankara’daki NATO Başkanlar Zirvesi öncesi için hazırlıklar sürüyor. Beştepe’de 7-8 Temmuz 2026’da yapılacak zirveye katılacak 32 ülke liderinin uçağının ineceği Etimesgut Askeri Havalimanı’nın pist uzunluğu 3000 metreye çıkarılıp genişliği artırılıyor.  

 

Etimesgut Havalimanı’nı genişletmek için 3. ihale yapıldı.

 

VIP ve devlet protokol uçaklarının kullanımına açık olacak havalimanında şeref salonu ve devlet konukevi de inşa ediliyor.

 

Bu üç ihale sonucu Etimesgut Havaalanı için harcanacak toplam bedel 9 milyar 506 milyon 364 bin TL oldu.

 

 

“İtibardan tasarruf olmaz” anlayışıyla israf tam gaz devam ediyor…

……………………………………………………

 

2026  BÜTÇESİ

2026 bütçesi, “istikrar” söylemiyle süslenmiş ama faizcilere 2,7 trilyon TL, sermayeye de 3,6 trilyon TL’lik vergi affı üzerinden emekçiden sermayeye büyük bir servet transferinin resmî taahhütnamesi gibi duruyor.

2026 bütçe teklifinin kalbine baktığımızda iki kalem parlıyor:  faiz ve imtiyazlılara kaynak transferleri.

Faiz ödemeleri bir yılda yüzde 40,6 artarak 2,7 trilyon TL’ye çıkıyor ve bütçenin yüzde 14,5’ini yutuyor.

2026 yılında, faiz ödemelerinin bütçedeki payı, 2025 yılına göre 1,27 puan artarak %14,5’e yükselmiştir.

Aynı şekilde borçlanmanın payı ise 1,25 puan artarak %13,3’e yükselmiştir.

Rakamlar, yıldan yıla hem faiz ödemelerinin hem bütçe açıklarının artarak devam ettiğini gösteriyor.

 

2026 bütçesindeki “2,72 trilyon liralık açığın” tamamının iç ve dış borçlanma ile kapatılacağı açıkça ifade ediliyor. Yani ödenecek faiz kadar yeni borçlanma yapılacak.

- Ailenin koruması ve güçlendirilmesine ayrılan payın  126 KATI FAİZE

- Bağımlılıkla mücadeleye ayrılan payın 183 KATI FAİZE

- Çocukların korunması ve gelişiminin sağlanmasına ayrılan payın 50 KATI FAİZE

- Kırsal kalkınmaya ayrılan payın 45 KATI FAİZE

- Sanayinin geliştirilmesi, üretim ve yatırımların desteklenmesine ayrılan payın 15 KATI FAİZE

- Tarıma ayrılan payın 6 KATI FAİZE

 

……………………………………………………………

 

ABD Büyükelçisi Barrack’ın, Erdoğan’ın İsrail karşıtı çıkışlarını “sadece retorik” diye nitelendirmesi, aslında dışarıdan bakanların gözünde Ankara’nın Filistin konusunda ilkesel bir aktör değil, iç kamuoyunu oyalayan ama sahada FİİLİ ADIM ATMAYAN bir hükümet olarak görüldüğünü acı biçimde açığa çıkarıyor.

Bir yanda İsrail’e ağır sözler, diğer yanda ticaretin tam kesilmemesi, Kürecik Radar Üssü’nün kapatılmaması, Azerbaycan petrolünün İsrail’e TR üzerinden sevkiyatının durdurulmaması ortaya ilkesel bir dış politikadan çok, iç kamuoyuna dönük “kontrollü gerilim taktiği” çıkarıyor. 

 

…………………………………………………………….

 

Yine Tom Barrack’ın “Hedefimiz Eylül 2026’da Heybeliada Ruhban Okulu’nu açmak; bu konu hem Trump hem Erdoğan için son derece önemli” sözleri,

Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılış tarihiyle ilgili açıklamanın Ankara’dan değil ABD Büyükelçisi’nden gelmesi, AKP iktidarının yıllardır “egemenlik, millî irade, Lozan hassasiyeti” söylemi kurarken, diğer taraftan dış politikada inisiyatifi fiilen Washington’a bırakmış olduğunu çıplak biçimde ortaya koyuyor.

 

SORU-CEVAP:  

Asgari ücret en az 45 bin TL olmalıdır!

"Türkiye'nin büyümesi ekonominin büyümesinde yapay asgari ücretliye yansıtılması ve bütün bunları ilave edildikten sonra iki asgari ücretin yoksulluk sınırı seviyesine getirilmesi son derece önemli Bu nedenle Asgari ücretin en az 45 bin lira olması gerektiğini ifade ediyoruz. Bu nasıl olacak iktidar faize verdiği paranın bir kısmını ayırsa, israfa imtiyazı verdiğini asgari ücret değer verse çok rahatlıkla bu artışın tamamını bile devlet karşılayabilir. Yani bir maaş işverenden bir maaş devletten şeklinde bile olabilir. İşverenin de böylece mağdur edil zor durumda kalmasın önüne geçilir." 

 

Biz sürecin başından itibaren hep şunu söyledik; bu silah bırakmanın mutlaka PYD’yi ve YPG’yi de kapsaması gerektiğini, sadece PKK örgütünün silah bırakmasıyla bu süreci tamamen bitmeyeceğini ifade ettik. Bu noktada iktidar kanadında aynı fikirleri ifade ettiğini görüyoruz. Bir diğer söylediğimizde bu süreçte şehit ailelerini ve gazilerimizi üzecek, onların  onaylamayacağı bir adamın atılmaması gerektiğini ifade ettik. Öcalan’a umut hakkından yararlanmasından uygun olmayacağını söyledik. Bizim bu konuda yapılacak yasal düzenlemelerin referanduma götürülmesi. Referandumda milletimiz PKK'nın yöneticilerine veya suça karışmamış PKK'lıların affedilmesi onay veriyorsa o zaman bunlar affedilsin, onay vermiyorsa affedilmesin. Madem ‘Milletimiz bunu istiyor’ diyoruz, ‘Milletimizle beraber bu süreci yürüteceğiz’ diyoruz öyleyse bu referandum son derece yerinde olur.

 

 

 

Yayın Tarihi: 13 Aralık 2025 | Yayın Saati: 16:39:51