
Yeniden Refah Partisi Genel BaÅŸkanı Fatih Erbakan, Habertürk TV'de, Ciner Medya Grubu Temsilcisi Muharrem Sarıkaya'nın sorularını yanıtladı. Erbakan seçim ve ittifak deÄŸerlendirmeleriyle ilgili olarak ÅŸöyle konuÅŸtu: Bizim başından beri söylediÄŸimiz, gönlümüzde yatan kendimizin gücüyle seçime girmesi. EÄŸer illa bir ittifak olacaksa, deÄŸiÅŸik alternatifler, kombinasyonlar düÅŸünülebilir.
Genel BaÅŸkanımız Dr. Fatih Erbakan, Habertürk TV'de, Muharrem Sarıkaya'nın sorularını yanıtladı.
Genel BaÅŸkanımız Dr. Fatih Erbakan'ın konuÅŸmalarından öne çıkan baÅŸlıklar ÅŸöyle:
Biz Yeniden Refah Partimizi kuralı 3 sene oldu. Çok ciddi mesafe aldık. Seçime girme hakkını hemen 1 sene içerisinde elde ettik. Büyük kongremiz tarihi bir genel kurul oldu. 81 il ve 900'den fazla ilçede teÅŸkilatımız tamamlandı. Yaklaşık 300 bin üyemiz olduÄŸunu ifade edelim, bu çok ciddi bir rakamdır. Gelenlerin yüzde 60'ı AK Parti'den istifa edenler. Eski Refah tabanından gelenler var. AK Parti'ye giden DYP ve ANAP seçmeni İYİ Parti'yi tercih edebiliyorlar.
"GÖNLÜMÜZDEKİ İLK SEÇENEK KENDİ BAÅžIMIZA GİRMEK"
Bizim başından beri söylediÄŸimiz, gönlümüzde yatan kendimizin gücüyle seçime girmesi. İl, ilçe, büyük kongrelerimizde büyük bir teveccüh, heyecan, katılım da çok yüksek oldu. Anadolu programları, Türkiye'yi karış karış geziyoruz. Bu hızla devam ettiÄŸimiz takdirde, kendi gücümüzle ciddi bir aktör olarak seçimlere girebileceÄŸimizi düÅŸünüyoruz. Gönlümüzde yatan ilk seçeneÄŸimiz bu. EÄŸer illa bir ittifak olacaksa, deÄŸiÅŸik alternatifler, kombinasyonlar düÅŸünülebilir. İktidar çok ciddi algı oluÅŸturuyor. 'Benim karşımdaki cephede HDP, CHP var, buraya geçenler kim olursa olsun onların vagonuna, kayığına biniyor' diye kullanıyorlar.
"BİRBİRİNE YAKIN PARTİLER POZİTİF ENERJİ OLUŞTURABİLİR"
AK Parti'nin 19 senelik yanlışları ortada. İş başından gitmesi ve deÄŸiÅŸiklik olmasını isteyen partileriz biz. Buraya Saadet Partisi de gelebilir, dedik. Yeni kurulan partiler, Demokrat Parti, İyi Parti gelebilir dedik. Yeni sistem, insanları ittifaka mecbur bırakıyor diyorlar, mecbur olacak bir ÅŸey yok, bu sonuçta ayet deÄŸil. Mutlaka bir ittifakta olacağız diye bir ÅŸart yok. Mutlaka bir ittifak düÅŸünülecekse birbirine yakın partilerle daha pozitif enerji oluÅŸturabileceÄŸini ifade ettik. Biz parti olarak CumhurbaÅŸkanı adayı gösterecek elbette genel baÅŸkan olarak bizim aday gösterilmemiz gayet doÄŸal.
"BİZİ MAKSATLI OLARAK BİR NOKTAYA ÇEKMEK İSTEYENLER VAR"
Asıl istediÄŸimiz kendi ismimizle, gücümüzle girmek. Seçime yakın zamanda deÄŸiÅŸik kombinasyonlar ortaya çıkabilir. 19 senelik icraattan sonra yaptıkları, yapacaklarının teminatı. Bu saatten sonra sayın CumhurbaÅŸkanının ve etrafındaki kadronun milletin menfaatine iÅŸ yapabilmesi artık zor. 2018'in sonunda partimiz kuruldu. 2019 yerel seçiminde girme hakkımız yoktu. TeÅŸkilatımızı herhangi bir yere yönlendirmedik. Biz doÄŸrudan doÄŸruya iktidarın yanlışlarını ortaya koyuyoruz. Neden bir iktidar deÄŸiÅŸikliÄŸi olması lazım bunu verilere dayalı olarak ortaya koyuyoruz. Bizi maksatlı olarak bir noktaya çekmeye çalışanlar da var.
"YENİ KİTABIMIZDA 81 İLE AİT TOPLAM 634 PROJEMİZ VAR"
İlk etapta bu milletin bıçak kemiÄŸe dayanmış durumundan kurtulması gerekir. 54. hükümet bunun örneÄŸi. Hatta Erbakan Hoca da 'Sadece 11 ayda adil düzenin kokusu, rüzgarı geldi' demiÅŸti. 54. hükümetteki mantıkla borçsuz, zamsız, vergisiz atılacak adımlar kitabımızda toplandı. 81 ilimiz için 634 projemiz var. Çarkların, diÅŸlilerin olması önemli. Üretime, istihdama, ihracata yönelik, iÅŸsizliÄŸin önlenmesine yönelik çok ciddi projeler. DoÄŸuyu batıyı ayırt etmeden istihdam imkânları ve helal yoldan milletimizin alnının teriyle geçimini sürdürmesi.
"CUMHURBAŞKANI, BAŞBAKAN AYRI OLACAK DİYE BİR ŞARTIMIZ YOK"
Biz diÄŸer partiler gibi sistem konusunu olmazsa olmaz görmüyoruz. Bizim bakışımız tek bir halkın seçtiÄŸi BaÅŸkan olabilir. Ama Meclis'in güçlendirilmesi önemli. Önemli olan içindeki sistem nasıl olacak. Meclis'in yasama yetkisi, CumhurbaÅŸkanının kararları ÅŸu anda çok müphem. Meclisi bu anlamda güçlendirmek lazım. Bütçenin Meclis'te görüÅŸülmesi tamamen sembolik. Sayıştay denetim fonksiyonunu yerine getiremiyor. Kuvvetler ayrılığında problem var. Bu aksayan yönlerin düzeltilmesi halinde halkın seçtiÄŸi CumhurbaÅŸkanıyla devam edilebilir. Mutlaka BaÅŸbakan, CumhurbaÅŸkanı olacak diye bir ÅŸartımız yok.
"DOLAR 10 LİRA OLACAK DİYE YARGILANIRKEN DOLAR 11 LİRAYDI"
Uluslararası hukuk var, anlaÅŸmalar, sözleÅŸmeler sizin iç hukukunuzun üstünde. Bunlara uymayacağız demek abes oluyor. O zaman ben bu anlaÅŸmalardan çekiliyorum diyeceksiniz. Hem AB'ye gireceÄŸim diyerek kaararları uygulamıyorum demek abes bir durum. Büyükelçilerin uyarısında da o durum var. Onlar da 'Anayasa Mahkemesine uyun' diyordu. Bu onlara düÅŸer mi, düÅŸmez miydi ayrı bir ÅŸey tabii. Dolar "10 lira olacak" diyen biri yargılanıyordu, hatta duruÅŸma günü 11'i geçmiÅŸti dolar. Bugün 13'ü de geçti. Dövizin yüksek olmasının faydalarını, tabiri caizse fasülyenin faydalarını anlatır gibi anlatıyorlar.
"MİLLETİN BUNLARI DENEYECEK, BEKLEYECEK TAKATİ KALMAMIŞ"
Çin modelinde maksat ÅŸu; dolar yükselip, Türk lirası deÄŸersizleÅŸtirdikçe, ucuz iÅŸ gücü ihracatımız patlayacak, çok ciddi döviz giriÅŸi olacak. Bunun önünde 4 engel var. Bugün doları 50 lira da yapsanız, sizin ihracatınız 10-20 mislisine çıkamaz, çünkü kapasite var. Sizin Türkiye'de üretip ihrac ettiÄŸiniz ürünler için yüzde 82 oranında dışarıdan hammadde getiriyorsunuz. Sizin sürekli döviz ihtiyacınız devam edecek. İhracatınız kg. başına 1 dolar seviyesinde. DiÄŸer bir konu doları fırlattınız, TL'yi deÄŸersizleÅŸtirdiniz, enerji fiyatları ne olacak? Girdi maliyetleri ne olacak? Çin buraya 30-40 senede gelmiÅŸ, '6 ayda netice alacağız' diyorlar. Milyonlarca insanın emeÄŸiyle, periÅŸan olmasıyla 30-40 sene gelmiÅŸ. Bunları deneyip de dayanacak, bekleyecek, takati kalmamış milletin. Halkın yüzde 45'i açlık sınırında. Yoksulluk sınırı 13 bin lira olmuÅŸ. Emekli milletvekilleri de yoksul sınırına giriyor.
"ÖNCE DOLARA OLAN BAÄžIMLILIÄžINIZI KALDIRMALISINIZ"
Tayyip Bey'in 'faiz nastır' derken devletin alacağı faizleri düÅŸürebiliyor musunuz? Faizin azı da çoÄŸu da doÄŸru deÄŸil. Ana paranın üstüne dört misli binmiÅŸ. Tarım krediyi ödemedi diye hapse atılmış. Burada faiz nas deÄŸil, bu tarafa gelince faiz nas mı oluyor? Faizci kapitalist sistemin herÅŸeyini kullanacağım, ABD dolarına baÄŸlı kalacağım? Böyle olunca dolar patlıyor. İslam dinarına, ortak paraya geçip dolara olan bağınızı kaldırmanız lazım.
"BASACAĞINIZ PARANIN KARŞILIĞI YOKSA KRİZİN TETİKLEYİCİSİ"
ABD Doları istediÄŸi gibi basıyor, karşılığı yok. Karşılıksız basılan doların tahakkümünden kurtulmak lazım. Bu aynı zamanda çok büyük sömürü. Bu sömürüye rıza gösterilmesi mümkün deÄŸildir. İslam Dinarı deyince sadece Müslüman ülkeler için gibi algılanıyor. Ezilenlerin dinarı demiÅŸtim. Bütün ezilen ülkelerin bu tahakkümden kurtulması için dolardan bağımsız olmaları lazım. Bunun bir karşılığı olacak. Ya altın, ya gümüÅŸ, ya petrol olur. Karşılıksız oturdukları yerde yeÅŸil kağıt basarak sömürünün önüne geçmek maksadıyla. Para eÅŸittir mal olmazsa, kaydî para olmazsa krizlerin en önemli tetikçisi. Bir miktar faiz ortadan kaldırıldığı için nasıl bolluk bereketlilik oldu. İşçi, memur emekliye zamlar. Emekli amcamız 'Allah Erbakan hocamızdan razı olsun, onun 11 ayda verdiÄŸini bunlar 19 senede vermediler' demiÅŸti.
"İŞE GİRSENİZ BİLE ASGARİ ÜCRET AÇLIK SINIRININ ALTINDA"
Üç temel giderleri var. Birincisi faiz ödemeleri. İkincisi çok eleÅŸtirdiÄŸimiz imtiyazlı holdinglere aktarılan kaynaklar. 13 ÅŸehir hastanesini 57 hastane parasına yaptırmak. Bunun üstüne bu iÅŸleri yapan müteahhitlere 128 kez vergi muafiyeti getirmek. İtibardan tasarruf olmaz adı altında yapılan israflar. Bu çerçevede iÅŸçiye, memura, emekliye, çiftçiye bir imkân kalmıyor. Milyonlarca diplomalı iÅŸsiz. Üç gençten bir tanesi ne çalışıyor, ne okuyor. İşe girdiniz diyelim, asgari ücret açlık sınırının altında. İki emekli maaşı açlık sınırının altında. 3400 TL olan gübrenin tonu ÅŸu anda 14 bin lira oluyor. Aynı ÅŸekilde mazot, elektrik pahalandı. Tohum ithal, dövize baÄŸlı olarak arttı, tarım ihtiyaçları öyle.
"BU YAPILABİLİRSE GÜBRE İTHALATI ORTADAN KALKACAKTIR"
Denk bütçenin yapılıp, faiz giderlerinin azaltılması. Elde kalan KİT'lerin faiz giderlerinin kısılması, israfın önlenmesi, güneÅŸ enerjisinden istifade. Almanlar 60-70 megavatlık santral kurmuÅŸ. 40 milyar metreküp su kullanıyoruz. 20 milyar metreküpü tasarruf etseniz. DüÅŸük kalorili kömürlerden sıvı gübre üretim projesi var. Çok verimli. Bir miktar yatırım ve devlet desteÄŸi lazım. Bu yapılabilse gübre ithalatı ortadan kalkacak. Devlet güvencesiyle tarım çiftlikleri var, kenevir ekimleri var. Birincisi iÅŸsizliÄŸe çare bulmak için devlet öncülüÄŸünde istihdam, üretim ve sanayiye yönelik adımlar atılması. Asgari ücreti arttıracaksın. İşveren sıkıntıya gider diyorsan asgari ücretten vergi alma. Memur, emekli maaşını arttıracaksın. Çiftçinin elektriÄŸinden vergi almayacaksın.
"İFTİRA ATARSAN, DELİLE, ISPATA GEREK GÖRÜLMÜYOR"
6284 kanunun garabetinden oluyor. Tamamen beyana dayalı. Birçok geliÅŸmiÅŸ ülkede kadının ispat yükümlülüÄŸü var. UzaklaÅŸtırma süresi 15 gün. Siz hiç ispat yükümlülüÄŸü olmadan 6 ay uzaklaÅŸtırınca çocuklar, baba periÅŸan oluyor. Hiçbir ispat, delil yok. Erken emeklilik yöntemi, evlen, iftira et, boÅŸan, nafaka al. Kötü niyetli olursanız böyle bir yol. İftira atarsan delile, ispata gerek görülmüyor. 2 sene önce Ankara'da maÄŸdur olan baba arabasında gece donarak öldü. Çocukların yaÅŸadığı travmayı düÅŸünün. Caydırıcı cezalar getirilmeli.
"MATERYALİST EĞİTİM SİSTEMİ İLE BU SONUÇLARA GİDİLİR"
Milli GörüÅŸ'te adil bakış var. Ne kadın ne erkek tahakkümü olsun. Bu kadar üzülüyoruz, lanetliyoruz, küçücük çocuklar tacize uÄŸradı, öldürüldüÄŸünde. O zaman idam cezasının konuÅŸulması lazım. Gerekli ÅŸartlar oluÅŸturulursa idam getirilebilir. Bunun caydırıcı etkisi çok daha fazla oluyor. Çok etkili olacağını düÅŸünüyoruz. Alkol, uyuÅŸturucu ile mücadelenin çok etkili yapılması lazım. Sadece ÅŸiddette deÄŸil trafik kazalarında karşımıza çıkıyor. Medyanın etkisini gözardı ediyoruz. Tanıdığımızın çocuÄŸu diziyi izledikten sonra metal, demir eÅŸyalarla annesine vuruyor. EÄŸitim sisteminin düzeltilmesi lazım. Materyalist eÄŸitim sistemi ile bu sonuçlara görülmesi maalesef doÄŸal.
"KADINI KORUYACAÄžIM DERKEN YUVALAR YIKILMASIN"
Dünyacı deÄŸil, ahiret öncelikli, kuvveti deÄŸil hakkı üstün taşıyacak özelliklerin olması, boÅŸanmaların azalması, ÅŸiddetin ortadan kalkması açısından önemli. Batıdan ithal, bünyemize, kültürümüze uymayan, oradan da yarım yamalak ithal edip aile ve sosyal politikalar yasaları yerine kültür, medeniyet, tarih ve toplumumuza uygun kadını, erkeÄŸi, çocuÄŸu ve aileyi koruyacak düzenlemeleri yapalım. En ağır cezaları gerekiyorsa getirelim. Kadını koruyacağım derken yuvayı yıkan olmasın. İstanbul SözleÅŸmesi'ne baÅŸtan karşıyız. Onun uzantısı olan 6284 gibi düzenlemeler var. Bizim önerdiÄŸimiz sistemle kadınlar daha çok mutlu olacak, daha iyi korunacak. 6284 geldikten sonra Türkiye'de kadın cinayetlerine bakın. Bu nasıl bir ilaç ki, 6-7 sene uyguluyorsunuz. Kanun olmasaydı hiç olmasa, bizim söylediÄŸimiz tedbirler alınsaydı yuvalar yıkılmazdı.
"AÅžI OLUP PERİŞAN OLAN, OLMAYIP KOLAY GEÇİREN DE VAR"
Aşı yaptırmadık, eÅŸim korona oldu. Biz de temaslı olduk. Kekik suyu ve C vitamini ve kırgınlığı alacak ilaçla geçtik. Aşılama olmasaydı ÅŸimdiye çoktan doÄŸal bağışıklıkla bu iÅŸten kurtulmuÅŸ olacaktık. Aşı yaptıkça virüs dirençli hale geliyor, yeni mutasyonlar çıkıyor. Afrika'da aşılama sayıları olmadığı zaman vaka da, ölüm sayısı da çok az. Avrupa'da vakalı ölüm sayıları patlıyor. Bu da bizim tezimizi doÄŸrulayan bir durum. İnÅŸallah Allah bu sıkıntıdan milletimizi kurtarsın. Gerçekten büyük bir musibet. Bizim endiÅŸemiz bilimsel ve mantıklı. Modern tıbbı kökten reddetmedik. İlaç alıyoruz. Ama bunlar faz aÅŸamaları geçilmiÅŸ, yan etkilerinin çerçevesi çizilmiÅŸ. Aşı olup periÅŸan olan da var, aşı olmayıp çok kolay geçiren de var.
"AŞI OLUNDUKTAN SONRA NEDEN ANTİKOR SEVİYESİNE BAKILMIYOR?"
SaÄŸlık Bakanımız aşılanma süreci tamamlanmamışlar yoÄŸun bakımda diyor. Neyi kast ediyorsunuz burada? Aşı süreci tamamlanmamış olanlar var. Bir kere aşı olunması için antikor seviyesine bakılır. Birinci dozu olup tekrar antikor seviyesine bakılması lazım. Belki gerekli antikor geliÅŸti. Faz aÅŸaması tamamlanmamış, testleri tamamlanmamış isterse biz üretelim yine de güvenli olmaz. En az 5-6 senelik bir süreç bu.