GENEL BAŞKANIMIZ DR. FATİH ERBAKAN'DAN MİLLETİN DERTLERİ VE ÇÖZÜMLERİ

MUTFAKTAKİ YANGINDA SİMİT ÇAY HESABI!

 

Mevcut iktidarı 2002 yılında iktidara taşıyan en önemli sebeplerden bir tanesi “mutfaktaki yangın”dı.  Asgari ücretle ilgili simit ve çay hesabıydı. 

Ekonomik kriz ve yoksulluk ‘3 Kasım 2002’ seçimlerinin sonucu üzerinde en belirleyici etkenlerdendi.

“Yoksulluk-Yasaklar-Yolsuzluk” ortadan kaldıracağız diye iktidar oldular ve aradan yaklaşık 19 yıl geçti.  

Bugün geldiğimiz noktada imtiyazlı kesimi saymazsak, vatandaşın en önemli gündemi “yoksulluk ve geçim derdi”dir.

Yoksulluk;

-        Asgari ücret 4-5 kişilik bir aile için yine bir öğünde 1 çay 1 simit almaya dahi yetmiyor, açlık sınırındaki seyrini sürdürüyor,

-        Emekli maaşı 2 kişilik aile için dahi açlık sınırında,

-        Memur maaşları yoksulluk sınırı altında,

-        Halkın %40’ı açlık sınırında, %80’i yoksulluk sınırı (aylık 10 bin TL seviyesine yaklaşan) altında,

-        Milyonlarca çiftçimiz borç ve haciz içerisinde çırpınıyor,

-        2020 yılında 3 kişiden 1’i sosyal yardım aldığını ifade ediyor

-        Hükümet sosyal yardımları son 17 yılda 21 kat artırıyor.

 

-        Halkın durumu bu olduğu için, alım gücü diye bir şey kalmadığı için, milyonlarca esnaf da perişan halde, (esnaf ziyaretlerinde şahit oluyoruz, dükkanında akşama kadar boş oturuyor, müşteri yok)

 

İşsizlik;

-        YEP’nda ifade edilen 7 milyon işsiz, gerçek işsiz sayısı 10 milyonun üzerinde.

-        1,5 milyona yakın üniversite diplomalı işsiz

 

Hayat pahalılığı, geçim derdi artıyor;

-        Devletin açıkladığı enflasyon oranı dahi 2020 yılı için %14 seviyesinde, biz daha önce gerçek enflasyonun bunun iki katı olduğunu ifade etmiştik,

Nitekim yerli ve yabancı akademisyenler-uzmanlar yaptıkları hesaplarda “Türkiye’de yıllık enflasyon oranının %37 olduğunu” ifade ediyorlar.

-        Hatta bazı gıda maddelerinin fiyatı (Ayçiçek yağı gibi), geçen seneye nazaran %300 artmış durumda.  

-        Aynen ayçiçek gibi, artık pek çok meyve-sebze ve tarım ürününü ithal ettiğimiz için, döviz kurlarında yaşanan yıllık %40’lık artış meyve-sebze fiyatlarını da fırlattı.

 

-        Bütün bu hayat pahalılığına rağmen, 2021 yılı için Asgari ücrete yapılan %21 zam gerçek enflasyonun çok altında,

Memur ve memur emeklilerine yapılan yüzde 7,6’lık, işçi, esnaf, çiftçi emeklilerine yapılan yüzde 8,6’lık maaş zammı ise resmi enflasyon oranının dahi altında kaldı ve böylece milyonlarca dar gelirli bu sene de yoksulluğa ve geçim derdine mahkum edildi.

……………………………………………………………….

 

Bütün bunlarla birlikte, iktidarın yıllarca her seçim döneminde kullandığı “2023 Hedefleri”nin yakınından dahi geçilemeyeceği açıkça ortaya çıktı.

 

                                       2013 (10 Yıllık Plan)       Mevcut Durum (2021)

MİLLİ GELİR                          2 Trilyon $                     740 Milyar $

KİŞİ BAŞINA DÜŞEN           25 Bin $                         8900 $

İHRACAT                                500 Milyar $                  169 Milyar $

İŞSİZLİK                                  %5                               %13(Genç işsz. %26)

ENFLASYON                          Tek Haneli                 %14(Gerçek enf. %37)

 

Bu rakamlar Hükümet’in 2023 Hedefleri’nin de maalesef ki bir hayal haline geldiğini göstermektedir…

 

Bir yandan borçlanma bütün hızıyla devam ediyor;

Son iki senede Genel Yönetim Borç stoğundaki artış 450 Milyar TL’ye yaklaşmıştır ...!!

Ve yine Hükümet tarafından YEP’da açıklanan verilere göre; önümüzdeki 4 yılda devlet  “150 milyar $ bütçe açığı” verecek,  “100 milyar $ borç faizi” ödeyecek ...!!

Yani 4 yıl boyunca da milyarlarca dolar borçlanmaya devam edecek…

Bu doğrultuda ilk adım da içinde bulunduğumuz Ocak ayında atıldı; Hazine ve Maliye Bakanlığı bu ay içinde ‘50 Milyar TL’ye yakın borçlanma gerçekleştirdi.

 

TÜM BU BORÇLAR VE FAİZLERİ DE ZAM-VERGİ OLARAK MİLLETE FATURA EDİLECEKTİR.

Nitekim yeni yıla köprü-otoyol, elektrik-d.gaz zamları ile, ithal otomobil ÖTV’lerinin astronomik artışıyla girilmiştir…

Türkiye’de son 3 yılda, elektrik %93, doğalgaz %63 zamlanmıştır …!!

 

TÜM BU VERİLER BORÇ-FAİZ-ZAM-VERGİ EKONOMİSİNİN BÜTÜN HIZIYLA UYGULANMAKTA OLDUĞUNU VE HALKIN EZİLMEYE DEVAM ETTİĞİNİ GÖSTERMEKTEDİR.

 

İşte bu nedenle vatandaş “kış geldi, doğalgaz-kömür alacak param yok, çocuklarım evde üşüyor” diyor,  Hükümet  “Vatan-Millet-Sakarya”  diyor…

İşçi-memur “etin kilosu 70 TL olmuş, bir senedir evime et girmedi” diyor, Hükümet “susun sesinizi çıkarmayın FETÖ’yle-terör örgütleriyle mücadele ediyoruz” diyor…

Çiftçi-köylü “yahu 160 bin TL’lik borcum faiziyle, avukat masrafıyla 600 bin TL’yi aştı, perişan haldeyim, bir de üstüne traktörümü haczediyorsunuz” diyor, Hükümet “kardeşim biz de yedi düvelle mücadele ediyoruz, ne yapalım” diyor…

Vatandaş “kırmızı eti, kıymayı zaten alamıyorduk, şimdi ekmeği bile askıda ekmek uygulaması ile alıyoruz, ayçiçek yağı bile lüks oldu” diyor,   Hükümet  “ezan susmasın, bayrak inmesin”  diyor.

Milyonlarca genç  “işsizim, evlenemiyorum, 30 yaşına geldim hala babamdan harçlık alıyorum, bunalımdayım” diyor,  Hükümet  “kardeşim biz de sınır ötesi operasyon yapıyoruz” diyor.

Vatandaş  “yahu insaf edin, 3 yılda elektrik %93, doğalgaz %63 zamlanır mı” diyor,  Hükümet  “ahh şu CEHAPE zihniyeti yok mu”  diyor…

 

Elbette ki terörle en etkili şekilde mücadele edilsin, elbette ki ezan susmasın, bayrak inmesin, bunda hepimiz mutabığız da,  bu Millet’in  açlığı-yoksulluğu-borcu-haczi ne olacak ??

Bir ülkede Devlet terörle mücadele ediyor, sınır güvenliğini sağlıyor diye diğer görevlerini yapmayacak mı ??

Teröristler, vatan hainleri var diye  biz aç mı gezeceğiz??

…………………………………………………………..

Vatandaşa gelince mazeret çok, bahane çok, emekliye-memura-çiftçiye gelince sineğin yağı hesap ediliyor, ancak “imtiyazlılara” gelince, kaynaklar sular seller gibi akıtılıyor …

Bilindiği üzere Türkiye’de son dönemde iktidar tarafından yapılan köprü-otoyol ihaleleri USD cinsinden Devlet garantili. Mesela geçtiğimiz sene Osmangazi Köprüsü’nden araç başına 117 TL tahsil edildi, ancak dolar kurundaki artıştan dolayı Devlet bu firmalara araç başına 247 TL ödedi. Yani Devlet araç başına 130 TL fark ödedi.

 

Köprü-otoyol ve tüneller için Devlet’in yani aslında Millet’in holdinglere ödediği bu farkların  2014-2020 yılları arasındaki  TOPLAMI 18,4 MİLYAR $ …!!

18,4 Milyar $  bugünkü kurla 140 Milyar TL ediyor. Müteahhit firmalara köprü-otoyol ve tüneller için yapılan anlaşma dolayısıyla kur farkı olarak Devlet tarafından ödenen bu 140 Milyar TL ile;

-        Türkiye’deki bütün çiftçilerin tüm banka ve kooperatif borçları (135 milyar TL) ödenebilirdi.

-        2 milyon esnafın her birine 70 bin TL hibe yapılabilirdi

-        6 milyon konut kiracısına, kira-d.gaz-elektrik-su ödemesi olarak 1 sene boyunca aylık 2000 TL verilebilirdi

-        Atanamayan 138 bin öğretmen kadroya alınıp, 12 yıllık maaşları ödenebilirdi

-        EYT mağduru 1,5 milyon insana 5 yıllık emekli maaşları ödenebilirdi

-        Pandemi sürecinde 83 milyon vatandaşa yapılan Devlet desteğinin 7 misli yapılabilirdi.

-        ‘14 Avrasya Tüneli’ veya ‘12 Osmangazi Köprüsü’ veya ‘8 Çanakkale Köprüsü’ yapılabilirdi

 

HOLDİNGLERE KUR FARKI NEDENİYLE YAPILAN ÖDEMENİN YANINDA BİR DE TAAHHÜT EDİLEN ARAÇ KADAR ARAÇ GEÇMEDİĞİ İÇİN, ARADAKİ FARKI KAPATMAK İÇİN YAPILAN (Araç geçiş ücreti+kur farkı) ÖDEMESİ DE VAR.

BUNU DA AYRICA HESAP ETMEYE YÜREĞİMİZ EL VERMİYOR…

 

-        EYT’liye imkân yok,

-        Memura-emekliye bütçe yok,

-        Pandemide vatandaşa imkân yok,

-        Çiftçinin kooperatife olan borcu yüzünden traktörüne haciz

-        Vatandaşın neredeyse nefes almasından vergi kesilecek,

DİĞER TARAFTAN KAYNAKLAR, MİLYAR DOLARLAR İMTİYAZLILARA ADETA AKITILIYOR…

BU TABLO “ÖNCE MİLLET” YERİNE, “ÖNCE İMTİYAZLILAR”  ANLAYIŞININ APAÇIK İSPATIDIR …!!

 

Biz YRP olarak bu anlayışı reddediyoruz. Milli Görüş demek, Yeniden Refah demek “Önce Millet” demektir, “Paylaşımda Adalet” demektir, “Millet’in hakkının Millet’e verilmesi” demektir …

Geçmişimiz, bu zihniyetimizin, bu prensiplerimizin sayısız uygulamaları ve ispatları ile doludur…

Milli Görüş ruhuyla, ‘Önce Millet’ anlayışıyla yeniden geleceğiz ve Borç-Faiz-Zam-Vergi” ekonomisi yerine “İstihdam-Üretim-ihracat” ekonomisine geçerek, ‘Yeniden Büyük Türkiye’ hedefine ulaşacağız.

Kaynak üretmek için; borçlanmak, devletin varlıklarını satmak, Millet’e yük yüklemek yerine, Milli Kaynak Paketlerimiz’i harekete geçireceğiz.

 

 

Bu kaynakla da, “Önce Millet” diyerek;

-        Dar gelirli milyonların alım gücünü-refah seviyesini artıracağız,

-        Haksız-fahiş vergilerin hepsini kaldırıp atacağız,

-        Üretim ve istihdam hamlesiyle işsiz milyonlara iş ve aş imkanı sağlayacağız,  

-        Katma değerli ihracat ile de milli gelirimizi gerçek anlamda artıracağız.

 

Her zaman ifade ettiğimiz gibi, biz yoksullara sosyal yardım yapmak için değil, yoksulluğu ortadan kaldırmak için geliyoruz …!!

 

 

 

Yayın Tarihi: 23 Ocak 2021 | Yayın Saati: 21:55:05