GENEL BAŞKANIMIZ DR. FATİH ERBAKAN'DAN EKONOMİ DEĞERLENDİRMESİ

     Ülkemizde hane halkının, özel sektörün ve Devlet’in borçlanması sürekli artmakta, vatandaşın alım gücü sürekli düşmekte ve halk her geçen gün daha da fakirleşmektedir. Geçim derdi halkımızın en önemli gündem maddesi durumundadır. Bu tablonun başta gelen müsebbibi borç-faiz-zam-vergi ekonomisidir.

     Hükümet’in borç ve faiz faturası son derece kabarık durumdadır. 18,5 senede toplam 526 milyar dolar borç faizi ödemesi, yılda ise ortalama 30 milyar dolar faiz ödemesi yapmaktadırlar. Bu korkunç faiz ödemelerinin faturası da zamla, vergiyle, harçlarla vatandaşın alın terinden, emeğinden kesilmektedir. Bu gidişat doğrultusunda, sadece 2019-2020 yıllarında Genel Yönetim borç stoku 450 milyar TL arttı. Hükümet açıkladığı YEP ile de, önümüzdeki 4 senede 150 milyar dolar bütçe açığı vereceğini ilan etti ki bu da; 4 senede 150 milyar dolar daha borç alacağım demektir. Ek olarak 100 milyar dolar da faiz ödeyeceğini bildirdi. “Tüm bu borçlanmanın ve faiz ödemesinin faturası da önümüzdeki dönemde yine Millet’e kesilecek” demiştik ve 2021 yılının girmesiyle ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı. Önce yıl sonunda ÖTV oranları astronomik şekilde artırıldı. Tıpkı geçenden 117 TL, geçmeyenden 130 TL alınan köprüler gibi, adeta bir Karadeniz fıkrası gibi, bir araç alanın, tam 3 araç parasını da devlete ödemek zorunda olduğu bir döneme girildi. Arkasından vatandaşlar yeni yılın ilk gününe de elektriğe gelen %6 zamla uyandı. Resmî Gazete'de yayımlanan tarifeye göre elektrik fiyatında mesken, sanayi ve ticarethane abone grupları için ortalama %6 artış yapıldı. Ocak ayında doğalgaz fiyatlarına ise iki defa zam yapıldı. Yeni yılın ilk günü elektrik fiyatları ile birlikte doğalgaz fiyatlarına da %21 zam yapılmıştı. Arkasından %1 zam daha yapıldı.

     Yine bu yıl başında köprü ve otoyol geçiş ücretlerine ortalama olarak yaklaşık %25 oranında zam yapıldı.

     Avrasya Tüneli’nin geçiş ücretine de 1 Şubat itibarıyla %26’lık zam geldi. %26’lık artışla otomobiller için Avrasya Tüneli tek yön geçiş ücreti 46 lira, minibüsler için ise 69 lira oldu. Vatandaş, araç ile günde bir kere karşı yakaya geçip geri dönse, vatandaşın bir ayda ödeyeceği ücret asgari ücreti geçiyor. Minibüsle geçilir ise bir ayda ödenecek tutar memur maaşını geçiyor. Bunlara ilaveten Özel İletişim Vergisi'ne de (ÖİV) zam geldi. Resmî Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararı ile ÖİV oranı %7,5'ten %10'a çıkarıldı.

     Bu gelişmelerin etkisiyle de Türkiye’de enflasyon tahammül edilemeyecek boyuta ulaştı. Türkiye’de tüketici enflasyonunun %37 seviyesinde, gıda enflasyonunun %50 seviyesinde olduğu bağımsız araştırmacılar tarafından ortaya konulmaktadır. Yıllık %50 seviyesindeki gıda enflasyonu nedeniyle halkımız, dar gelirli milyonlar perişan haldedir.

     Geçim derdi nedeniyle vatandaşın tepkisi her geçen gün artmaktadır. Bu tepki karşısında da Hükümet’in hayat pahalılığının sorumlusu olarak bir ‘suçlu’ bulması gerekiyor ve hükümet o suçluyu bulup ilan ediyor; “yüksek kâr marjı uygulayan esnaf” ...

     Cumhuriyet tarihinde hiç kimseye nasip olmamış düzeyde yetkiye sahip Hükümet’in nasıl oluyorsa ülkedeki hiçbir olumsuzlukta en ufak bir sorumluluğu yok.

 

     Biraz önce açıkladığımız; adeta yağmur gibi yağan zamlarda, sürekli artan fahiş vergilerde, sürekli artan girdi maliyetlerinde, elektrik fiyatının üç sene içinde %93, doğalgazın %63 artırılmasında, yükselen kredi faizi maliyetlerinde, döviz kurlarında yaşanan bir senede %40’lık artışta, yanlış tarım politikaları yüzünden tarım ürünlerini büyük ölçüde dışarıdan dövizle ithal eder hale gelmemizde devletin hiç payı yok. Bütün suç açgözlülük yapan esnafın, aracıların, komisyoncuların, stokçuların ...

 

     Yine suçlular bulundu ve ilan edildi. Hükümet yine masum, Hükümet’in yine hiçbir kabahati yok. Hayır, gerçek elbette ki böyle değil. Gıda fiyatlarındaki artışın asıl sebebi, Hükümet tarafından yapılan zamlar, sürekli artırılan vergiler, eksponansiyel olarak artan döviz kurları ve tüm bunların sonucunda artan girdi maliyetleridir. Açgözlülerin, stokçuların, aracıların bu tablodaki payı belki de %5 ya da %10 seviyesindedir. Asıl suçlu; BORÇ-FAİZ-ZAM-VERGİ ekonomisidir.

     Borç, faiz, zam, vergi ekonomisi yerine Üretim-İstihdam-İhracat ekonomisine geçmeden, Milli Kaynak Paketlerini harekete geçirmeden, paylaşımda adaleti tesis edecek adımları atmadan, “önce imtiyazlılar” yerine “önce millet” demeden, hayali suçlular icat ederek, algı operasyonu yaparak bu tablodan kurtulamayız. Kimseyi de kandıramayız. 

    İşte bu sebeple; Borçlanma, zam, vergi, milletin suyunu çıkarma yerine, Milli Kaynak Paketleri ile kaynak üretmek ve “önce imtiyazlılar” yerine “önce Millet” anlayışıyla bu kaynağı dar gelirli milyonların refah seviyesini artırmak ve işsiz milyonlara da iş ve istihdam sağlamak için kullanmak Yeniden Refah Partisi olarak en öncelikli hedefimizdir.

 

Dr. Fatih Erbakan | Genel Başkan

Yayın Tarihi: 6 Şubat 2021 | Yayın Saati: 14:17:03