İKLİM SÖZLEŞMELERİ, KARBON SALINIMI BAHANE EDİLEREK EMPERYALİST ÜLKELERE HİZMET EDEN ARAÇ HALİNE GETİRİLİYOR
22-23 Nisan 2021’de ABD’de Başkan Joe Biden başkanlığında İklim değişikliklerini esas alan bir toplantı yapılmıştır. Toplantıya Türkiye’nin de dâhil olduğu kırk ülke katılmıştır. Sayın cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da uzaktan katılarak konuşma yaptığı toplantının esas konusu karbon salınımını azaltmak için ne yapılması gerekliliğidir.
Yeniden Refah Partisi olarak biz “Milli Kaynak Paketlerimiz 1” kitabımızda düşüncelerimizi aylar önce açıklamış, ülke kurtuluşunun Yenilenebilir Enerjide ve özellikle Güneş Enerjisinde olduğunu ifade etmiştik.
Dünya ülkelerine, Güneş, Rüzgâr, su başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmelerinin teklif edildiği bu toplantılarda, araç yakıtlarında da elektrik ile çalışan araç üretimlerine geçmeleri yönünde tavsiye kararları çıkmıştır. Toplantının sonuç metni, bu basın bildirisinin yazımı sırasında henüz yayınlanmamıştır. Ancak Yeniden Refah Partisi olarak, bu toplantıların sonuçlarının da Kyoto Protokolünün sonuçlarına çok benzeyeceği endişesini taşınmaktayız. Malum olduğu üzere, 2005 yılında yürürlüğe giren “Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sözleşmesi” olan Kyoto Protokolünü de yüzlerce ülke imzalamış, Dünya petrol tüketiminin yüzde 38 kadarını tüketen ABD başta olmak üzere Çin, Hindistan ve Brezilya birçok önemli ülke de imzalamamıştı. Bu ülkeler, protokol gereği gözlemci olarak katılacaklarını, rapor verebileceklerini ama hiçbir şekilde sorumluluk almayacaklarını ifade etmişlerdi. Toplam nüfusları yaklaşık 2,9 milyar olan bu dört ülkenin nüfusu, Kyoto protokolünü imzalayan 163 ülkeden fazlaydı. Bu dönemde karbon emisyonu fazla olan ülkelere Karbon salınım sertifika satışları için Londra başta olmak üzere birçok batılı ülkede borsalar kurulduğu da bilinmektedir. Ancak karbon salınım hesaplarının sadece petrol üzerinden yapılması, kömür kullanımının hiç hesaplanmaması, önemli ülkelerin katılım sağlamaması bu protokolün en zayıf noktalarından biriydi ve bu protokol sonuçta kadük kaldı.
Bu toplantının sonuçlarının da gelişmekte olan ülkeler için pek hayırlı olmayacağı düşünülmektedir. Emperyalist Ülkelerin, karbon salınım fazlalıklarını bahane ederek, gelişmekte olan Ülkelere “fazla karbon salınımı cezası” kesmek için kırk türlü yol bulacaklarından şüphe yoktur. Bu cezaların verilmemesi için, Karbon sertifikaları satışı başta olmak üzere, Batı teknolojisiyle üretilen çeşitli araç, edevat, filtre başta olmak üzere binlerce malın Ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelere ithalinin teşvik edileceğinden de şüphe duyulmamaktadır.
Bu toplantıda görüş bildiren kişilerden biri de Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol’du. Ancak ABD’de yenilenebilir Enerjiyi savunup sözlerini tutmayan ülkeleri tutarsızlıkla suçlayan Fatih Birol’un, Türkiye’de karbon salınımını arttıracak ve toprağı zehirleyecek olan ve yabancı şirketlerce çıkarılacak Kayagazı için her toplantıda methiyeler düzmesi çok manidardı.
Özetle, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere ilgili yetkililerin bu tip sözleşmeleri imzalamadan önce kamuoyu bilgisine sunmaları, satır aralarının farklı gözlerce okunmasının sağlanması ve Ülkemiz aleyhine olabilecek hususlar varsa, Hükümetin imza öncesi uyarılması açısından önemlidir.
Prof. Dr. Doğan AYDAL
Genel Başkan Yardımcısı | AR -GE Başkanı