GENEL BAŞKAN YARDIMCIMIZ PROF. DR. DOĞAN AYDAL'IN AÇIKLAMASI

İDRİS DEBY’NİN VEFATI SONRASINDA, ÇAD, FRANSA, ABD VE ÇİN ARASINDAKİ MUHTEMEL PETROL VE BORU HATLARI SATRANÇ OYUNU.

 

 

Otuzbir yıldır ülkesini yöneten Çad Cumhurbaşkanı İdris Deby 19 Nisan 2021’de vefat etmiştir. Ülkesine ve ailesine başsağlığı dileriz. Türkiye kamuoyunca çok da bilinmeyen İdris DEBY’nin başına gelen olaylardan ders çıkartılacak birçok konu olması sebebiyle, ÇAD siyasi yakın geçmişine kısaca bakmakta fayda olacaktır.

ÇAD, Batılı Emperyalist ülkelerin 1884-85 Berlin Konferansında Fransa yönetimine bırakılmıştır. Fransa,  ÇAD’ı, Rabih El Zubayr’in direnişi sebebiyle 1900 yılında işgal edebilmiştir. 1960’a kadar demir yumruk ile idare edilen ÇAD’a 1960 yılında sözde bağımsızlık verilmiştir.

Çad’ı teslim ettikleri kişi, Fransa tarafından yetiştirilen, dışı Çad’lı, iç Dünya’sı tam bir Fransız olan François Tombalbaye’dir. İktidara geldikten iki yıl sonra tek partili düzene geçen Tombalbaye 1975’e kadar ülkeyi demir yumruk ile idare etmiştir. Kendisini iktidardan indirenler Müslüman savaşçılar olmasına rağmen, ülke, Fransa etkisiyle, yine bir Hristiyan olan Felix Allum’a teslim edilmiştir. Bu arada Fransa ve Çad’lı General Hissene Habre, Libya ve Çad’lı bir başka General Goukouni Queddei arasına geçen ve zaman zaman komediye dönen ittifaklar, bozuşmalar ve tersine dönen yeni ittifaklar da sonucu değiştirmemiş masum milyonlar yine can vermişlerdir.

Kuzeyli Goukouni Queddei, 1979’da Cumhurbaşkanı olunca ülkede kan dursun diye Güneyli Hissene Habre’yi Başbakan yapmış ancak bu çözüm de işe yaramamıştır. Fransa desteğini alan Hissene Habre, 1983’de Cumhurbaşkanlığını ele geçirmiştir. Hissene Habre kendi etnik gurubu olan Daza kabilesini çok öne çıkarıp eski müttefiki Zaghawa kabilesi de dâhil olmak üzere diğer kabileleri ezince yeni ihtilal geliyorum demiştir.

Hissene Habre’nin Generali olan İdris Deby İhtilal yaparak 1990 yılında ülkeyi ele geçirmiştir. Goukouni Queddei Libya’ya kaçmış ve iç savaş maalesef 1993’e kadar kesintisiz sürmüştür. Sonraki yıllarda Ülke bir ölçüde huzura kavuşmuş ve bundan sonraki seçimleri de, İdris Deby büyük çoğunlukla kazanmıştır

 

Buradaki petrol yatakları da Batı Sahra çölü ile kapanlanmış eski okyanusu ortamına tesadüf eden yerlerdir.  Bu yataklar biraz gecikmeyle de olsa 2003 yılında bulunmuştur. İlk bulunan rezerv 1.5 milyar varildir ve bugünkü günlük üretim 170000-200000 varil arasındadır. Bu bölgede araştırmaları yapan Exxon-Mobil, Chevron ve Petronas, şirketleri Çad devletinin de ortak olduğu bir konsorsiyum (belli sorumluluk ve hisse ile ortak şirket) olarak çalışmalara 1999 yılında başlamış ve 2002 yılına kadar devam etmişlerdirPetrol bulunduktan sonrada bu petrolü aynı şirketin yaptırdığı bir boru hattı ile Kamerun üzerinden geçirterek Atlas Okyanusuna ulaştırmışlardır. Ancak bu boru hattına Çad hükümetini ortak etmemişlerdir. Hatta Dünya Bankası aracılığıyla, Çad hükümetine ayrılan paraların da nerelere kullanılacağına kadar karışmışlardır. Böylece, Hükümete verilen paranın% 80 kadarını da kontrollerinde tutmuşlardır. Ayrıca verilen paranın hangi işlerde, hangi müteahhitler tarafından yapılmasına da bu şirketler karışmaktadırlar. Tıpkı şimdi Irak’ta, gelecekte işgal altındaki Suriye topraklarındaki ABD’nin müteahhit seçimi gibi. . ( Bu üç şirkete, Türkiye Cumhuriyeti’nin Karadeniz’de Petrol-Doğalgaz aramaları için ruhsat verdiğini de belirtmekte, olanlardan ders çıkartma bakımından fayda vardır; Şekil 1).

 

İlk üç yıl, İdris Deby’nin bütün itirazlarına rağmen antlaşma maddelerinde önemli bir düzelme olmamış, sadece, emperyalist güçlerin % 80 olan kontrollerini % 70 seviyesine çekmişlerdir. Cumhurbaşkanı İdris Deby, petrol araştırmaları öncesinde yapılan antlaşmalarda yazılan bazı maddeleri kullanarak, bu şirketlerin çeşitli muhasebe hileleri ile vergi kaçırdıklarının farkına varmış ve detaylı araştırmaya başlamıştır. Bu şirketleri sıkıştırmak ve anlaşma maddelerini düzeltmek için de, 2006 yılının Temmuz’unda “The Société des Hydrocarbures du Tchad (SHT)” adlı bir Devlet petrol şirketi kurdurmuştur. Bu şirketin kuruluşunda, Çin Petrol şirketlerinin devrede oldukları da sık dile getirilen bir konulardan biridir. Bu şirket yeni petrol arama alanlarına kendisi doğrudan girip petrol üretiminin % 60’kadarını ele geçirmiş ve Exxon-Mobil, Chevron ve Petronas şirketleri için ciddi bir rakip olmuştur. Çad hükümeti, eski evrakları inceleyip Chevron ve Petronas şirketlerinin 2005 ve 2006 yıllarında 286 milyon dolar vergi kaçırdığını görünce, bu ülkelerin lisansını iptal etmekle de tehdit etmiştir. Bir başka önemli konuda, Çad’ın kendi başına çıkaracağı petrolleri Çad-Kamerun boru hattında hissedar olmaması sebebiyle nakledemeyeceğini anlamış olmasıdır. Dolayısıyla ilk olarak bu anlaşmayı değiştirmek istemiştir. Uzun süre direnen petrol şirketleri, sonunda 2005 ve 2006’daki vergi borçlarını ödemiş, Çad hükümetini de boru hattı şirketine (Chad Cameroon Pipeline Development Project -CCPDP) dördüncü ortak olarak alıp, bu problemi de çözmüştür. Çözmüşlerdir çözmesine ama İdris Deby’nin bu davranışlarını da tabiî ki unutmamışlardır.

 Bu durumda ilk yapılması gereken işleme başlamışlar ve elde yedek tutulan örgütleri harekete geçirip, Çad hükümetini yıkma projesinin düğmesine basmışlardır.  Büyük Güç’ün, dolayısıyla şirketlerin destekledikleri örgütler, Savunma Bakanı Mahamat Nouri ve İdris Deby’nin yeğeni olan Ordu Komutanı Timan Erdimi’nin birleşmiş güçleriyle, 1 Şubat 2008’de Başkent’e kadar girmiş, ancak şimdilik püskürtülmüşlerdir. Garip gelecek ama Idris Deby hükümetini ayakta tutmaya çalışanlar da, eski düşmanı Fransızlar ve BM olmuştur. Her ne kadar İdris Deby bu olaylardan Sudan’ı suçlasa da esas suçlunun kimler olduğunu birazcık aklı olan herkes bilmektedir. Peki, bu olaylar duracak mıdır? İdris Deby, 2010 yılında Sudan ile ilişkileri iyileştirmek için bir anlaşma imzalar. Boko Haram’a karşı blok içinde olması da, İdris Deby’i Batı’ya şirin göstermeye yetmemiştir. 2013 yılında bir isyanla daha baş eden İdris Deby ölümüne kadar da iktidarda kalmayı başarmıştır.

Askeri Konsey, şimdilik İdris Deby’nin oğlu Mahamat İdris’i geçici başkanlığa getirmiştir. Maalesef bu topraklarda ABD-Fransa ve Çin arasında devam eden gözükmez petrol yatakları-boru hatları savaşlarının yeniden başlaması an meselesidir. Sonucu da çok geçmeden birlikte göreceğimizi düşünüyorum.

 

Prof. Dr. Doğan AYDAL

Genel Başkan Yardımcısı | AR - GE Başkanı

 

Yayın Tarihi: 22 Nisan 2021 | Yayın Saati: 15:45:47