GENEL BAŞKAN YARDIMCIMIZ PROF. DR. DOĞAN AYDAL'IN AÇIKLAMASI

BLOKZİNCİR TEKNOLOJİSİ VE KRİPTO PARALAR ABD DOLARININ HEGEMONYASINI VE GÜCÜNÜ KIRABİLİR!

Ülkemizde ekonomi dünyasında son zamanlarda konuşulan en önemli konulardan biri BlokZincir ( Block Chain) ile Bitcoin ve benzeri Digital paralardır. Sade vatandaş bu yeni teknolojiyi anlamakta güçlük çekmekte, bir takım yazarlar da bu paralara yeni bir “SAADET ZİNCİRİ” gözüyle bakmaktadırlar. Olaylara farklı açılardan bakıldığında bu konunun Milli Görüşün hedeflerine hizmet eden unsurlar taşıdığı da görülmüştür.

Günümüz para aktarımlarında yurt içi aktarımlar icin EFT ya da Havale ücreti, uluslararası aktarımlarda SWİFT ücreti kesilmektedir.  SWİFT kodlar, Paranın gönderildiği Bankayı, şubesini, lokasyonunu ve ülkeyi anlatan numaralar içermektedir. Yani yaptığınız her işlem ABD tarafından control edilmektedir. SWİFT aktarımlar da ise gönderen banka, muhabir (aracı banka) ve ödemeyi alan bankalar kesintiler yapmaktadır. Bu kesintiler minimum 40 USD’ı bulmakta büyük miktarda ödemelerde yüzdesel olarak da kesinti yapılabilmektedir ve ödemenin karşı tarafa ulaşması günler almaktadır. EFT ücreti her aktarım için 4-6 TL arası, Havale ücreti ise 1-2TL arası değişmektedir.

Bunun yanında özellikle farklı ülkelerde yaşayıp ülkelerine para göndermek isteyenler tarafından kullanılan Western Union gibi firmalar ortalama %8 komisyon kesmekteler. Sadece 2015 yılında, bu firma aracılığıyla 440 milyar dolarlık para aktarımı yapılmış ve bunun ortalama % 8’i 35.2 milyar doları firmaya  komisyon geliri olarak kalmıştır. Bankalar ve bu tür ödeme gönderim firmaları, alternatif bir çözümün yokluğunda yıllarca bu hizmetlerine bu komisyon oranlarında devam edebilmişlerdir. Bu durumun bir sonucu da ‘mikro ödeme’ iş modellerinin gelişememesi olmuştur. Çünkü son kullanıcıyı küçük miktarlarla ödüllendirmeyi ya da mikro ödeme aktarımları yapmayı baz alan iş modelleri bu tür komisyonlar yüzünden hayata geçirilememiştir.

Ancak 2009 yılında Japon Satoshi Nakamoto’nun yazdığı Bitcoin whitepaper’ı ile birlikte hayata gelen Blockchain Teknolojisi ve kripto paralar ile yaşadığımız günlerde büyük değişiklikler olmakta ve öncelikli olarak Finans alanında, sonrasında birçok sektörde evrimleşmenin yaşandığı ve yaşanacağı öngörülmektedir.

Öncelikle Blockchain teknolojisi ile birlikte, para aktarımlarında, gönderilecek ödemenin ülkesi farketmeksizin dakikalar seviyesine ve komisyon bedeli de kuruşlar seviyesine düşmüştür. 2009’dan bu yana kadar olan dönemde birçok hacker, özellikle Bitcoin Blockzinciri’ni çökertmeye çalışsa da başarılı olamamıştır. Bu durum, sisteme ve teknolojiye olan güveni artırmakla kalmamış, bu paranın yatırımcı nezdinde değerini de artırmıştır.

Özellikle Mart 2020’de COVID19 Pandemisinin ani bir şekilde yayıldığı Avrupa’da, Bitcoin ve diğer kripto paralar da çöküş yaşamış olsa da ülkelerin para basmaları ile para birimlerinde gözlenen devaluasyon Kripto paralara yansımamış ve güvenli liman olarak görülen kripto paraların değerinde artış devam etmiştir. Bu noktada etkili olan birkaç unsuru şöyle sıralayabiliriz:

Blockchain Teknolojisi, silinemeyen, değiştirilemeyen ve veri-bazlı kontrol edilebilir bir Kayıt defteri olarak Veri güvenliğinin önemli olduğu sistemlerde yer almaya başlamıştır. Şirket özelinde olduğu gibi ülkeler de bu teknolojiyi kamu kurumlarında kullanmaya ya da pilot uygulamalarını yapmaya başladılar. Estonya, Finlandiya ve ABD’nin bazı eyaletlerinde kimlik verisi tutmakta kullanılan bu teknoloji, Japonya’da Banka hizmetlerinde dijital kimlik olarak tanıma yapmakta, Birleşmiş Milletlerde ise sığınmacıların kimliklerini saklamakta iploy uygulama olarak denenmektedir. Tapu verilerini tutmakta, İsveç, İngiltere, Avustralya ve Dubai bu teknolojiyi entegre etmek için denemeler yapmaktadır. Malta, Kenya ve Hindistan Eğitim verilerinin korunmasına ve onayına dair yine bu teknolojiyi kullanmaya başlamıştır. Sağlık verileri gibi paylaşımı hassas verileri koruma ve saklamada da İngiltere, Estonya, İsveç ve bazı ABD eyaletleri adım atmışlardır.

Dolayısıyla Kripto paralardan bağımsız olarak Blockchain teknolojisi kendisine veri güvenliliğinin önemli olduğu birçok alanda uygulama alanı bulmuş ve bulmaktadır.

Kripto Para özelinde, hybrid çözümler de olabileceği gibi, ana 3 tip Kripto para gözlemlemekteyiz: Ödeme tipi, Tahvil tipi ve (Utility) Hizmet tipi paralar. Ödeme tipi paralar, günlük hayatta ödeme aracı olarak kullanılacak şekilde çıkarılmış paralar; (Utility) hizmet tipi paralar sadece belli platformlar içinde hizmet alımı için kullanılması öngörülmüş paralar; Tahvil tipi paralar ise sahipliği bir şirketin ya da gerçek ya da dijital bir malın hissesine ya da herhangi bir hizmette kardan paya sahip olunmasına hak tanıyan paralardır. Tanımdan da anlaşılacağı gibi, özellikle son tipte paralar, devletin vergi almasını gerektirecek şekilde paralardır. ABD’de Securities Exchange Commission (SEC), Avrupa Birliği’nde European Securities and Markets Authority (ESMA) ve İsviçre’de Financial Markets Authority (FİNMA) bu konuda aktif çalışma yapan düzenleyiciler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir kripto paranın tahvil olarak tanımlandığı andan itibaren yatırımcılarının da vergiye tabii olması gerektiği için, hem bireysel hem de kurumsal yatırımcıları bilgilendirecek ve koruyacak mevzuatların olması önem arz etmektedir. Bu konuda Türkiye’de de SPK’nın çalışmalar yaptığı bilinmektedir ve bu alanda atılacak adımların kripto paraları önleyici değil de yatırımcıyı korumaya yönelik olması büyük önem arz etmektedir.

Kripto Paralar para gönderimleri, mikro ödemelere dayalı iş modelleri, ve ödemelerin sisteme ekleme olarak değil de systemin parçası olarak ‘by design’ eklenebilmesi ile birlikte özellikle Finans ve buna bağlı birçok sektörde yeni bir çağ açmaktadır. Özellikle Ethereum ile başlayan Akıllı Kontratlar ile birlikte yasal kontratlarda bahsi geçen maddeler ve buna bağlı tarafların ödeme kanalları sisteme henüz dizayn aşamasında eklenmekte, böylece ‘trustless’ (güvene gerek duyumayan) sistemler ortaya çıkarılmaktadır. Özellikle son 6 aydır Gayri-Merkezi Finans (Decentralised Finance - DeFi) alanında gördüğümüz ilerlemeler de bu teknolojinin bir ürünüdür. Mortgage Alımı, Kredi Verilmesi, Emeklilik fonları gibi birçok finansal uygulama Kripto para dünyasında yerini almaktadır.

Kripto paralar, değerini koruması ve uygulama alanının artması ile birlikte, son 6 aylık dönemde özellikle kurumsal yatırımcılar, varlık ve fon yöneticileri için de çekici bir yatırım enstrumanı haline gelmiştir. Grayscale Investments, Guggenheim, MassMutual gibi birçok kurumsal yatırımcının yanında Tesla’nın CEO’su Elon Musk’da Tesla’nın yatırımları arasında 1.5 milyar dolarlık kripto para olduğunu açıklamıştır.

Kripto paraların günlük hayatta ve genele yayılması için atılan en büyük adımlardan ilki Paypal tarafından Ekim 2020’de artık kripto ödeme kabul ettikleri şeklinde gelmiştir. Şubat 2021’de ise hem Visa hem de Mastercard, artık kartlarına kripto para ödeme entegrasyonu yapacaklarını duyurarak kripto para kullanımının çok da uzak olmayan bir tarihte halka ineceğinin haberini verdiler.

Kripto Para alanında olan gelişmeler, son 1.5 yıllık dönemde ülkelerin kendi dijital parasını çıkarması yönünde çalışmalar başlatmasına sebep olmuştur. ‘Central Bank Digital Currency (CBDC) olarak da varlığı bilinen bu paraların hangi ülkede hangi aşamada olduğunu gösterir haritaya şu adresten ulaşılabilir: https://cbdctracker.org . Çin, Yuan’e peg olarak üretilen Dijital Yuan’i aktif olarak test etmektedir. Çinliler için yeni yıl oarak kutlanan Şubat ayında Pekin’deki vatandaşlarına 1.5milyon dolarlık dijital yuan dağıtmış ve ödemelerde bu parayı kullanmasını istemiştir. Türkiye Merkez Bankası’nın da Dijital Lira üzerinde çalışmakta, hatta bu alanda büyük bir uzman kadrosu oluşturduğu bilinmektedir.

 

Türkiye, kripto paralara olan ilgi anlamında hem Avrupa’da hem de Ortadoğu ülkeleri sıralamasında ilk 3’de gelmektedir. Ancak bu ilgi sadece kripto borsalarda kripto para alım-satımı olarak kalmamalıdır. SPK, BDDK, BTK ve ilgili diğer kurumların bir araya gelmesi ve Kripto para alanında, engelleyici olmayan ama hem bireysel hem de kurumsal yatırımcıyı koruyan mevzuatın en azından çerçevesel anlamda netleşmesi bu alanda çalışan ekosistem aktörlerine yol gösterecektir. Diğer sektörlerden farklı olarak, bu alandaki inovatif ve yenilikçi çözümler startuplar kanalından gelmiş ve yayılmıştır. Bu alandaki evrimleşme devam etmekte ve yapılacak çok iş bulunmaktadır, bu anlamda çevik hareket edebilen startupların önünün açılması ve Türkiye’deki hareket alanlarının olması, hem Blokzincir teknolojisinin hem de Kripto Paralarla gelen yeniliklerin ülkeye entegrasyonunu hızlandıracaktır. Diğer yandan Bankaların, varlık ve fon yöneticilerinin de artan kripto para yatırım talebine cevap verebilmesi adına bu mevzuatlar önem arz etmektedir.

Yeniden Refah Partisi ve genelde “Milli Görüş” olarak bizi ilgilendirecek kısmı ise, bu teknolojilerin kullanılmasının yaygınlaşmasıyla ABD dolarının gücünün, dolayısıyla ABD’nin Dünya üzerindeki hegemonyasının zayıflayacak olmasıdır. Rahmetli hocamız Prof.Dr.Necmettin Erbakan’ın da bu durumu  çok farklı şekillerde ifade ettiği ve İslam Dinarının oluşmasını arzu ettiği bilinmektedir. Eğer Türkiye kendi Dijital Parasını çıkarırsa bu hedefimizin ilk adımı olacaktır. ABD ‘nin SWIFT kuralları ve haberi olmadan, başta Çin, Rusya olmak üzere block chain teknolojini uygulayan digital paraya geçen bütün ülkeler ile alış veriş yapılabilir. İkinci aşamada D8 ülkeleri arasında, üçüncü aşamada da  Müslüman ülkeler arasında ortak kullanılabilecek ortak bir Dijital paraya geçilebilir.

Yeniden Refah Partisi olarak bu gelişmeleri dikkatle izlemekteyiz.

 

Prof. Dr. Doğan Aydal

Genel Başkan Yardımcısı | AR - GE Başkanı

 

 

Yayın Tarihi: 21 Şubat 2021 | Yayın Saati: 19:03:47