GENEL BAŞKAN YARDIMCIMIZ PROF. DR. DOĞAN AYDAL'IN AÇIKLAMASI

HAYVANCILIĞIMIZ VE GÜVENİLMEZ TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU (TÜİK) VERİLERİ

Türkiye İstatistik Kurumu Devlet içindeki en önemli kurumlardan biridir. Hükümetlerin yapacakları plan, program ve geleceğe dair projeksiyonlar mutlaka bu kurumun verileri dikkate alınarak yapılmalıdır.

Ancak “Türkiye’de Hayvancılık” konulu yaptığımız araştırmada TUİK verilerinin sistematik olarak çarpıtıldığı görülmüştür. Neredeyse bütün veriler 2009 yılından itibaren eş zamanlı olarak arttırılmıştır. Sığır, koyun, keçi sayımız 2009 yılına kadar sistematik bir şekilde düşerken, eş zamanlı olarak, takip eden yıllarda arttırılmıştır( Şekil  ).

Ülkemiz coğrafyasına uyum sağlayan Trakya boz, Anadolu Karası, Doğu Anadolu Kırmızısı ve Güney Anadolu kırmızısı sığır çeşitlerimizin sayısı 1980 yılında yaklaşık 16 milyon 600 bin iken bu rakam 2019 yılında yaklaşık 1,5 milyona düşürülmüştür. Bunun karşılığında bol süt verim alacağız bahanesiyle Semental, Holstein, Jersey, Montofon gibi yabancı ırk sığırlar ithal edilmiştir. Bu sığırların yerli ırklarla melezlerinin üretimi de aynı gerekçeyle olmuştur.

Ancak süt verimleri her nedense söylenen düzeyde olmamıştır. Bu coğrafyaya uyum sağlamış ırklarımız günlük 3,6 litre süt vermektedir. Yurt dışında günlük 40-45 litre süt veren bu ineklerin Ülkemizdeki süt verimi günlük sadece 10,6 litredir. Melez ırklardaki verim ise 7,5 litredir. TÜİK verilerindeki inandırıcılık burada kaybolmaktadır. Zira milyonlarca yerli, yabancı ırkların ve melez ırkların 19 yıllık verimleri neredeyse aynı rakamlardır. Bir başka deyişle rakamlar masa başında yazılmıştır( Şekil).

Bir başka inanılmaz veride sağılan sığır sayısındadır. AK Parti döneminde büyük masraflar yapılarak ithal edilen sığırların yaklaşık üçte biri sağılmaktadır. Aynı oran, melez ve yerli ırklarda da %38 civarındadır. Bir başka deyişle 2019 yılı sonunda sahip olduğumuz ifade edilen sığır sayısı yaklaşık 17 milyon 688 bin iken, sağıldığı ifade edilen sığır sayısı sadece 6 milyon 580 bin civarındadır.

Ya, sığır sahipleri üretimlerini az göstererek vergi kaçırmaktadırlar veya TÜİK bu verileri maşa başında hazırlamaktadır.

Benzer açıklanamaz verileri, koyun sayısı ve süt verimlerinde de görmekteyiz. 2009 yılına kadar sürekli olarak düşen ve 20 milyon civarına inen koyun sayımız, sihirli parmakların klavyeye dokunmasıyla on sene içinde yaklaşık onbeş milyon arttırılmıştır( Şekil). Fakat koyunlarımızın da, her nedense, sadece yarısı sağılmaktadir ve bu sağılma yüzdeleri son 19 yıl boyunca hep çok yaklaşıktır. 

TÜİK yetkilileri koyunların yıllık süt verimi konusunda da masa başında karar vermektedirler. Normal koyunlar için yıllık yaklaşık 78,7 kilo takdir edilirken, merinos koyunu için masa başı verilen karar yıllık yaklaşık 48 kilo civarındadır( Şekil). Kırkılan yünlerin arttığı tarih de yine 2009 yılı ve sonrasıdır( Şekil).

Aynı güvenilmez istatistikler keçi sayıları ve verimleri için de geçerlidir. 2009 yılına doğru sayıları 4,98 milyona düşen keçi sayısı son on yılda anlaşılmaz bir şekilde %115 arttırılarak yaklaşık 11 milyon seviyesine yükseltilmiştir. Sağılan keçi sayısı da sistematik olarak % 50 civarındadır. Yine anlaşılmaz bir şekilde Kıl keçileri için masa başı takdir edilen süt verimi 19 yıl boyunca çok küçük değişiklikler ile yıllık 107 kilo iken, bu değer Ankara keçileri için değişmeden 35 kilo olarak takdir edilmiştir( Şekil).

Bu şekilde masa başı verilen örnekler, birçok sektörde çok fazla olunca akla çeşitli ihtimaller gelmektedir. Bunlardan ilki, Ülkemizdeki sığır, koyun keçi sayılarının abartılarak gösterilmiş olmasıdır. İkinci ihtimal, TÜİK yetkililerinin ehil kişilerden oluşmadığı yönündedir. Üçüncü ihtimal, 2009 yılından sonraki TÜİK Başkanları, İktidara şirin gözükmek için böyle bir masa başı operasyon yapmışlardır. Son ihtimal de, TÜİK ile ilgili-sorumlu Bakanlar, Sayın Cumhurbaşkanına “Çalışan Bakan” görüntüsü vermek istemişlerdir. Her dört ihtimal de, Türkiye’nin geleceğine ait doğru kararlar vermek açısından tehlikelidir. İcranın başında bulunan Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuyu acilen inceletmesi Ülke yararına olacaktır. 

 

Prof. Dr. Doğan AYDAL

Genel Başkan Yardımcısı | AR - GE Başkanı