GENEL BAŞKAN YARDIMCIMIZ PROF. DR. DOĞAN AYDAL'IN AÇIKLAMASI

AKKUYU NÜKLEER SANTRAL İNŞAATI, FARKLI GERÇEKLER VE CEVAPSIZ SORULAR

 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez  Akkuyu Nükleer Santral inşaatını havadan incelediğini belirterek dört gün önce “Akkuyu Yükseliyor, Türkiye Yükseliyor, Enerjimiz Yükseliyor” şeklinde bir Tweet paylaşmıştır. Peki, Akkuyu ile ilgili gerçekler nedir?

 

Türkiye’de anlaşılmaz işler olmaktadır. Mersin Akkuyu Bölgesinin uygun ol­madığını gösteren raporlardan biri de, 2006 yılında TAEK tarafından hazır­lanan bir rapordur. Bu rapora göre 43 kri­ter kullanılarak yapılan araştırmada Nükleer Santral için en uygun yerin Sinop olduğuna karar verildi. Buna rağmen Devletin bir başka kuruluşu olan TETAŞ Mersin Akkuyu için “Yer Tahsisi” yaptı.

 

Akkuyu Nükleer santralleri ile ilgili hazırlıklar 2007’de başlamış, 2010 ve 2013’te iki kez ihaleye çıkmıştır. Önceki Nükleer Santral ihale şartlarında, Ülkemizde kurulacak Nükleer Santralin mutlaka Batı standartlarında olacağı ve kurulacak santralin, mutlaka santrali kuracak ülkede de kurulmuş ve çalışan  bir örneğinin olması şart koşulmuştur. Ancak Akkuyu’da inşaatı devam eden santral Rus yapımıdır ve WWER 1200 tipidir. İhale şartlarında, ihaleyi kazanan ka­zanan ülke, teklif ettiği nükleer sant­ral tipinin aynısını kendi ülkesinde yapmış ve lisanslamış olmalı” şartı vardı. Kurulacak reaktörün Batı stan­dartlarında olma mecburiyeti vardı. Bu şartlardan vaz mı geçildi? Akkuyu’da kurulması planlanan WWER1200 tipi basınçlı su reaktörünün Rusya’da ça­lışır halde tek bir santrali yok. Ruslar 1000 MW’lık basınçlı su reaktörünü kullanıyorlar. WWER 1200’lük tip ise tamamen yeni bir tasarım olup, olum­lu, olumsuz bütün sonuçları kurul­duktan sonra belli olacak. Benzetme uygunsa yeni saç tipinin berberliğini başımızda öğrenecekler.

 

Nükleer Santralin yer seçimi, kurulması ve işletilmesi safhalarında Uluslararası Lisanslama sertifikasına sahip 700 adam/yıl’a ihtiyaç vardır. TAEK’in bu özelliklere sahip personel sayısı bir elin parmak sayısını geçmemektedir. Lisanslama işlerini kim yapacaktır?

 

Bakanlık, ilk iki ünitenin yüzde yetmiş üretimini, üçüncü ve dördüncü ünitelerin yüzde otuz üretiminin alım garantisi verdiklerini söylüyor. Kalan kısmı, Rusya serbest piyasada satacak. İşte bunu da anlamadım; Ne­den? Bu üretime ihtiyacımız olmaya­cak mı? Bu kadar riski aldıktan sonra yüzde 100 üretimleri neden almıyo­ruz? Yoksa Ruslar hepsini bilerek ver­mek istemediler de, biz işi kitabına uydurarak “yarısına alım garantisi verdik gibi” anlamsız bir gerekçe mi uyduruyoruz. Özetle 4 bin 800 MW kurulu gücün sadece 2 bin 400 MW’ı bize çalışacak. Enerji eski Bakanlarından sayın Taner Yıldız’ın ifadesine göre Santralin Türkiye’ye maliyeti 22-25 milyar dolara mal olacak. Önceki ihalelerde Kanada Firması toplam 4000 MW gücünde 4 reaktör için 7,5 Milyar dolar talep etmişti. Biz şimdi 2400 MW gücünde iki reaktör üretimi için en az 22 milyar dolar vereceğiz; neden? Nükleer atıkların Türkiye’de mi, Rusya’da mı muhafaza edileceği henüz açıklanmamıştır. Neden?

 

Santral görevini tamamladıktan sonra söküm masraflarını hangi ülkenin karşılayacağı belli değildir. Neden?

 

Rusya, Uranyumun nükleer tek­nolojide kullanılan U²³⁵ izotopunu zenginleştirmeyi bilim adamlarımıza gösterecek mi? Hayır! Türkiye’de mevcut 12 bin 614 ton uranyumu­muz değerlendirilecek mi? Hayır! MTA tarafından zenginleştirilen ve 1996 yılında TAEK’e teslim edilen 1200 kilo %85 uranyum cevheri içeren Sarı Pasta nerede muhafaza edilmektedir? Kullanılacak uranyum, Rus TVEL şirketinden alınacak. Kullanılacak zenginleştirilmiş uranyumun nerede muhafaza edileceğini biliyor muyuz? Hayır! Yıllarca Akdeniz’e inmek için can atan Ruslar Akdeniz kıyısında ol­dukça büyük bir arazi bulmuşken, bu bölgeyi bir tür casusluk üssü olarak kullanıp kullanmayacaklarını biliyor muyuz? Hayır!

 

Türkiye’nin gelecekte de uranyuma ihtiyacı olacağı belliyken en zengin uranyum yataklarımızın olduğu Yozgat Sorgun’da bulunan ruhsatlar 18.000 hektar olarak yabancı bir şirkete neden verilmiştir?

 

Sorular çok, ancak bunların cevaplarını maalesef bilemiyoruz. İnşallah bir gün gerçekten şeffaf bir Hükümetimiz olur!

 

Prof.Dr. Doğan AYDAL

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı

Yayın Tarihi: 1 Temmuz 2020 | Yayın Saati: 13:09:59