GENEL BAŞKAN YARDIMCIMIZ DOĞAN BEKİN'İN AÇIKLAMASI

PAPA FRANCESCO’NUN IRAK ZİYARETİ VE ÇAĞRIŞTIRDIĞI

 

1934-1944 yılları arasında Türkiye’de Papa’nın Temsilcisi (ApostolicDelegate) olarak görev yapan Kardinal Angelo Giuseppe Roncalli, 1958 yılında St. John XXIII unvanıyla Papalık makamına atandıktan sonra, ilk dinler arası diyalog çalışmalarını başlattı. 1962 yılında topladığı II Vatikan Konsili, 1963’te ölümünden sonra, 28 Ekim1965’te Papa Paul VI başkanlığında yeniden toplanarak  “Nostra Aetate” bildirisini yayınladı.

28 Ekim 1965 tarihinde Papa Paul VI başkanlığında toplanan “İkinci Vatikan Konsili”nde yapılan oylamada 88 ret oyuna karışı 2,221 oyla kabul edilen “Nostra Aetate Deklarasyonu” gereğince Vatikan, Hristiyan olmayan başta Müslümanlar olmak üzere diğer din mensuplarıyla diyaloğa geçebilmek amacıyla oluşturulan “Dinler arası Diyalog Konseyi” çalışmalarına başladı.

Vatikan’da “NostraAetate” gereği yapılan diyalog çağrısında, Hz. Muhammed (S.A.V.) ve Kur’an-ı Kerim’e hiçbir surette atıfta bulunulmamış, bunun yerine ise; “Kiliseyi tanıma fırsatı olmayan Müslümanların da kurtuluşa erme imkânlarının olduğu” ifade edilmiştir.

Keza,  NostraAetate’de yer alan bir ifade de; “Hz. İbrahim’in inancında olduklarını iddia eden” (these profess to hold the faith of Abraham) cümlesinden de anlaşılacağı üzere; “Hıristiyanlar dışındakilerin, yani Müslüman ve diğerlerinin, Hz. İbrahim’e olan inançlarını bir iddia olarak değerlendirdikleri” vurgulanmaktadır

Mgr. Pierre Dubois ile başlayan, Antonie Maroviç, Georges Maroviç ve Louis Pelatre gibi Vatikan’ın Türkiye temsilcileri aracılığıyla Türkiye’de başlatılan “Dinlerarası Diyalog” (Interreligious dialogue) hareketi, Mgr. Pierre Dubois’in Fethullah Gülen ile oluşturmaya çalıştığı dinler arası diyalog çalışması kısa sürede meyvesini vermeye başladı.

Gülen’in Fener Rum Patriği Bartolomeos ile görüşmesinden sonra Vatikan’a gidip Papa ile temaslara geçmesi ve daha sonra Vatikan’ın büyük desteğiyle Kültürlerarası Diyalog Platformu (KADİP)’nun oluşturulması, Nostra Aetate düşünce atlasını oluşturan “dinler arası diyalog” çalışmasının Türkiye’de faaliyet alanı bulmasına vesile oldu.

Gülen, küresel çapta altın nesil yetiştirmeyi amaçlayan  “Işık Okulları”nı kurarken, Tahir ül Kadri de, 1981 yılında Lahor’da “Minhajul-Qur’an”ı kurarak faaliyete başladı. “MinhajulQur’an”a bağlı olarak, Minhaj Eğitim Cemiyeti tarafından Pakistan’da beş yüz yetmiş okul, Pakistan dışında dünyada doksan ülkede sosyal, eğitim, kültürel, manevi faaliyetlerde bulunmak amacıyla okullar ve kolejler kurulması manidardır

Muhammed Tahir ül Kadri ile Fethullah Gülen’in “Diner ve Kültürler Arası Diyalog” kapsamında aynı amaçlar doğrultusunda faaliyet sürdürmeleri ve sürekli olarak dinler arası diyaloga atıfta bulunmaları üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir konu olsa gerek.

Mısır el Ezher Şeyhi Ahmed el Tayyip de aynı minval üzerine faaliyetlerini sürdürmektedir. Geçen yıl Şubat ayında Birleşik Arap Emirlikleri’ni ziyaret eden Papa Francesco, Uluslararası İnsan Kardeşliği Konferansı’nda El Ezher Şeyhi Ahmed el Tayip ile bir araya gelerek “aşırılıkla mücadele” başlıklı bir belgeye imza atması ve ikilinin “dinler arası diyalog” fikrine atıfta bulunmaları dikkatlerden kaçmamıştır.

Papa Francesco’nun benzer şekilde Irak’ı ziyaret etmesi ve “dinler arası diyalog” kapsamında bizzat temaslar yürütmesi özel anlam taşımakta olduğunu ve sadece Irak’ın değil, tüm bölgenin geleceğine yönelik önemli planların bir parçası niteliğinde olduğu gayet aşikârdır.

Papa’nın Necef ziyaretini de benzer açıdan değerlendirmek gerekir düşüncesindeyiz. Türkiye ile İran arasında muhtemel mezhep ayrıştırma planlarını çok iyi okuyan ve Refahyol iktidarı döneminde uyguladığı icraatlar ile söz konusu planı ters yüz eden 54. Hükümetin Başbakanı Prof.Dr. Necmettin Erbakan’ın çabaları bugün Papa’nın Necef ziyaretiyle daha müşahhas bir hal almıştır.

Papa Francesco, “Nostra Aetate” kapsamında Vatikan’ın “dinler arası diyalog”  retoriğini “micro-sectarian” (mikro mezhepçilik) anlayışla daha da ileri boyuta taşıyarak “mezhep içi” ayrıştırma politikalarını ön plana taşıyarak yeni fay kırılmalarını önceleyeceği ortaya çıkmaktadır.

Daha önceden “dinler arası diyalog” kapsamında büyük yaralar alan Hükümetin, Papa’nın son Irak ziyaretiyle ortaya çıkan gelişmelerden önemli dersler çıkararak daha dikkatli politikalara yönelmesi son derece büyük önem arz etmektedir.

 

Doğan Bekin

Genel Başkan Yardımcısı | Dış İlişkiler Başkanı

Yayın Tarihi: 8 Mart 2021 | Yayın Saati: 15:41:19