CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı’na dahil olan siyasi partilerle oluşturulan ve altılı masa olarak zihinlere yerleşen “ortak güç birliği” tarafından kavramlaştırılan “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” başlıklı seçim deklarasyonla 14 Mayıs 2023 seçimlerinden büyük başarıyla çıkılacağını hesap etmeye başladı.
Bunun sonucu olarak, İstanbul Büyükşehir ve Ankara Büyükşehir belediye başkanlarının ve altılı masa ittifakını oluşturan diğer parti liderlerinin seçim öncesinden cumhurbaşkanlığı yardımcılıkları görevlerine getirilecekleri bizzat Kılıçdaroğlu tarafından açıkça ifade edildi.
İşte bu büyük beklentilerle 14 Mayıs’ta yapılan Milletvekilliği ve 28 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden beklenen başarıyı yakalamayan ve geçmişteki seçim başarısızlıklarına bir yenisini ekleyerek yeniden “seçim sendromu” ile karşı karşıya kalan Sayın Kılıçdaroğlu, son seçimlerde yaptığı büyük hesap hataları sonucu ortaya çıkan siyasi tablo karşısında suçlu olarak imlenmesi ister istemez CHP içerisinde vuku bulan karışıklığın ve kırılmaların ortaya çıkardığı ayrışma ve kutuplaşmayı da beraberinde getirdi.
Bu arada cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda umduğunu bulamayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’nun da seçim sonrası CHP içerisinde yaşanan iç kanamayı fırsata çevirebilmek adına CHP Genel Başkanlığı için zemin yoklamaya başlaması günlerce dikkatlerin bu noktada toplanmasına neden oldu.
CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun delege yapısına hakim olması karşısında CHP Genel Başkanlığı seçiminde başarı elde edemeyeceği vehmine kapılan Ekrem İmamoğlu, belki de siyasi geleceğine mal olabilecek bir hatadan son anda rücu ederek, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında; “ ben kendimi İstanbul ile mühürlü kabul ediyorum, şehrimizin yağmalanmasına, adaletsizlik ve çevre katliamına karşı İstanbul’u bir kez daha savunmak için yola çıkıyorum” şeklindeki açıklaması bize göre salt günü kurtarmaya yönelik içi boş verbal söylemlerden öteye geçememektir.
Esasen, cumhurbaşkanlığı adaylığı ve CHP Genel başkanlığı için büyük arayış içerisine giren ve bu konularda uzun bir zaman harcayarak Türkiye gündemini sürekli meşgul eden ve bu süreç içerisinde İstanbul’u sorunlarıyla baş başa bırakan ve mega kent İstanbul’a hizmet konusunda edilgen bir politika izlemeyi yeğleyen ve İstanbul’u şahsi ikbali uğruna ihmal eden ve araçsallaştıran İmamoğlu’nun bundan böyle başarısız olduğu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görev süresinde aksayan ve çığ gibi büyüyen problemlere nasıl bir çözüm getirebileceği soru işaretleriyle doludur.
İstanbul için hizmet yolunda somut adımlar atma yerine demagojiyi ikame eden ve ellerindeki geniş imkanları kullanarak İstanbul halkının desteğini almaya yönelen İmamoğlu’nun bundan böyle önümüzdeki 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak olan mahalli seçimlerde işinin pek kolay olmayacağı ortadadır.
Büyük kentsel dönüşümün kaplumbağa hızıyla ilerlediği, çileye dönüşen ve kangrenleşmeye yüz tutan şehir içi trafik sorununun hala çözüme kavuşturulamadığı, su sorununun hala gündemin önemli konusu olmaya devam etmesi, çevre üzerinde oluşan baskının azaltılamaması gibi konular İstanbul’a hizmet yolundaki başarısızlığın birer tezahürüdür. Bu nedenle İmamoğlu ile İstanbul’un yeniden hizmet görmesi pek mümkün olmayıp, beklenenin aksine çözümsüzlüğü ve hizmetsiz bir ortamı ortaya çıkaracaktır.
İmamoğlu’nun İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde izlemekte olduğu seyir göz önüne alındığında 31 Mart 2024 seçimlerinde yerleştirilmeye çalışılan bütün çözüm önerilerin ve alternatif uygulamaların başarılı olması zordur. O nedenle, sürekli alternatif arayışlar içerisinde olan ve seçildiği makamı azımsayarak CHP Genel Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı makamlarını hedefleyen ve sürekli olarak İstanbul’a hizmet etmekten çok, bu gibi yapay gündemlerle ayakta tutmaya çalışan İmamoğlu’nun yeniden İstanbul’un başına getirilmesinin İstanbul ve İstanbul halkına hiçbir fayda getirmeyeceği bir vakıadır.
Şunu da ifade etmek gerekirse, 14 Mayıs 2023 Genel Seçimler ve 28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminde kilit rol oynayan Yeniden Refah Partisi’nin bundan böyle İstanbul Büyükşehir belediye Başkanlığı başta olmak üzere birçok yerde belirleyici güç olacağı muhakkaktır.
Umarız ki, bendenizin de milletvekili olarak temsil etmekte olduğum İstanbul halkı, “aynı sebepler, aynı etkilere sebep olurlar” noktasından hareketle, İstanbul Belediye Başkanlığı görevini amaç değil araç ve sıçrama tahtası olarak gören bir anlayışla hareket eden Ekrem İmamoğlu’na mahalli seçimlerde bu sefer icazet vermeyecektir.
Doğan BEKİN
Yeniden Refah Partisi
İstanbul Milletvekili