BUGÜN DOĞU TÜRKİSTAN İŞGALİNİN 73. YIL DÖNÜMÜ
Çin’de 28 yıl süren iç savaş sonrası 01 Ekim 1949’da kurulan Yeni Çin’de, Çin Komünist Partisi (CKP), iktidarı ele geçirdikten sonra ilk iş olarak Doğu Türkistan hükümetini ortadan kaldırarak 12 Kasım 1944’te Gulca’da kurulan ikinci Doğu Türkistan Cumhuriyeti’ni işgal etmiştir.Bunun sonucu olarak yetmiş üç yıldan beri Doğu Türkistanlı Müslümanlara karşı sistematik baskılar uygulanarak ‘Çinlileştirme Projesi’ kapsamında yoğun çalışmalar yürütülmektedir.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin son yıllardaki baskıcı tutumu iyice artmış olup, kemikleşmiş asimilasyon zincirine yeni halkalar etlenmek vasıtasıyla, 1884 ‘ten beri topraklarını korumak uğruna büyük mücadele örneği ortaya koyan Doğu Türkistanlı Müslüman Türk kardeşlerimizin kimliklerini baskıcı yönetmelerle değiştirmeye çalışmaktadırlar.
Doğu Türkistan'da Müslümanların inanç ve ibadet özgürlükleri ortadan kaldırılabilmesi amacıyla 8600 caminin ve Müslüman mezarlıkların yerle bir edilmesi büyük bir insanlık ayıbı olsa gerek.
Şu bir gerçektir ki Doğu Türkistan, Çin’in ‘Baharat Yolu’ (nam-ı diğer; tek yol, tek kuşak) projesinin jeostratejik can damarını oluşturmaktadır. Bunun bilincinde olan Çin yönetimi, Doğu Türkistanlıları ‘konsantrasyon kampları’ na alarak, uzun vadeli baskıcı uygulamalarla inanç ve manevi değerlerini ve milli kimliklerini yok etmeye çalışmaktadır.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Şili eski Devlet Başkanı Michelle Bachelet’in Çin Halk Cumhuriyeti’nin Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalleri ile ilgili hazırlamış olduğu 48 sayfalık raporunda konuyu istenilen boyutta ortaya koyamaması Çin'in uyguladığı dezenformasyonun bir sonucu olsa gerek. Oysa ki Bechelet’in babası da diktatör Pinochet rejimine karşı baş kaldırdığından öldürüldüğü bilinmektedir. Söz konusu rapor Doğu Türkistan’daki gelişmeleri istenen boyutta ortaya koyamamasına rağmen, Çin'in bu rapora büyük tepki vermesi ve gerçekleri örtbas etmeye çalışması hiçbir şekilde Doğu Türkistan’da yaşanmakta olan fecaati örtbas edemeyecektir.
Bu konuda tüm İslam dünyasına büyük görevler düşmektedir. Çünkü Çin Halk Cumhuriyeti, büyük çapta hammadde ve ulaşım bakımında Müslüman ülkelere büyük bağımlılığı söz konusudur.
Bu konuda başta hükümet yetkilileri olmak üzere, tüm dünyayı bu zulüm karşısında tepki vermeye çağırıyoruz. Yeniden Refah Partisi olarak, Doğu Türkistan konusunda hükümetin etkisiz politikasını bir kenara itip, söylemden çok eylem içerisinde olmasını diliyoruz.
Ez cümle, Sayın Cumhurbaşkanının bir an önce Çin soykırım gerçeğini gözden geçirmesini ve ona göre kararlı bir tavır ortaya koymasını bekliyoruz.
Doğan Bekin
Genel Başkan Yardımcısı | Dış İlişkiler Başkanı