Bu filmi daha önce izlemiştik
Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan, Ekrem İmamoğlu’na verilen hapis cezası ve siyasi yasak kararına ilişkin, “Bu filmi daha önce görmüştük. Tayyip Bey’in belediye başkanlığından sonraki süreçte ve 31 Mart seçimlerinden sonra da görmüştük. Türkiye’de milletin psikolojisi, seçmenin tepkileri; mutlaka ceza alan, siyaseten mağlup edilemediği halde hukukla yargıyla önü kesilmeye çalışılan kimselerin yanında yer alma yönünde. Bu nedenle de bu karar en çok sayın Akşener’i ve Sayın İmamoğlu’nu sevindiren bir karar olmuştur.
Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan, TV100 Ankara Temsilcisi Deniz Gürel'in hazırlayıp sunduğu ‘Ankara'da Neler Oluyor?’ programına katıldı. Programda İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen 2 yıl 7 ay hapis cezasını ve siyasi yasak kararına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Adeta bayram havası içindeydiler
Ağır suçlar dışında kişilere siyaset yasağı gelmesini uygun görmediklerini ifade eden Genel Başkanımız, kararın ne kadar siyasi ne kadar hukuki olduğunu görmek için gerekçeli kararın açıklanması sonrasında belli olacağını söyledi.
Bu karara en çok sevinen Ekrem İmamoğlu’nun kendisi olduğunu belirten Genel Başkanımız Erbakan, Türkiye’nin gündemine bomba gibi düşen karara ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı: Karar sonrası adeta bir kutlama havası ve bayram havası içerisindeydiler. Bunun örneğini daha önce yaşadık. 31 Mart seçimlerinin haksız bir şekilde iptal edilmesi yine Sayın İmamoğlu’nun işine yaramıştı. İkinci seçimde 800 bin farkla çok daha büyük bir zafer kazanmıştı. Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da belediye başkanı iken bir yasağa ve hapis cezasına maruz kalmış arkasından büyük bir halk desteği ile iktidar oldu, Cumhurbaşkanı oldu. Dolayısıyla bu süreç sayın İmamoğlu’na zarar değil fayda getirecek bir süreç gibi gözüküyor.
Bu karar İmamoğlu’nun önünü açmak anlamına geliyor
Burada kritik soru şu; Bu siyasi bir kararsa ve iktidar kanadının etkisiyle alınmışsa iktidar kanadı çok yanlış yaptı. Bu karar daha çok İmamoğlu’nun önünü açmak anlamına gelecek. Türkiye’de milletimiz her zaman mağdurun, mazlumun yanında oluyor. Hele de siyaset dışında bir yöntemle birilerinin önü tıkandığı zaman o siyasiye daha fazla fayda sağlıyor. Sayın Cumhurbaşkanı da aynı böyle bir süreçle hapse girmişti, sonrasında tek başına iktidar oldu, başbakan oldu, Cumhurbaşkanı oldu. Burada da benzer bir hikâye var. Siyasi yasak uygulanmazsa bu mağdur durumuyla seçimlerde aday gösterilmesi mümkün. İktidara karşı bir aday olarak çıkma ihtimali vardı ve dolayısıyla ‘Önünün kesilmesi için böyle bir adım atıldı’ diye insanların zihninde yer ediniyor.
Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Jeremy Rifkin küreselcilerin adamı
Adaylık konusundan ziyade asıl önemli olan noktanın her iki ittifakın millete derdine derman olacak projeler ortaya koyamaması olduğunu vurgulayan Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan, “İktidarın 20 senede yaptıkları ortada. Öte yandan bakıyorsunuz Sayın Kılıçdaroğlu vizyon belgesi açıklıyor. Lansman programı yapıyor. Jeremy Rifkin diye bir danışman bulmuş tamamen küreselcilerin adamı ve ‘dünya nüfusunu azaltmamız lazım’ diyen bir adam. İthal bir müfettiş gibi. Ak Parti’de 2019 yılında Mac Kinsey ile anlaşmıştı. Sayın Kılıçdaroğlu ‘500 milyar dolar borç getireceğim’ diyor. Bu program liberal bir ekonomiyi öngörüyor, işçi yok, emekçi yok, ezilenler yok; sermaye var. Zaten 450 milyar dolar olan dış borcumuzu daha da arttırmak anlamına geliyor. Borç faiz ekonomisi uyguladıktan sonra Kılıçdaroğlu’nun ya da İmamoğlu’nun aday olmasının millete bir faydası yok.
EYT’lilerin yaş sınırı olmaksızın mağduriyeti giderilmeli
Yeniden Refah Partisi kurulduğu günden beri EYT mağdurlarının hep yanında olduğumuzu ifade ettik. Hükümetin de vatandaşa gelince sineğin yağını hesap etme anlayışından vazgeçmesi lazım ve imtiyazlılar, önce faiz ödemeleri demek yerine önce millet, önce mağdurlar, mazlumlar demesi gerekir. Ancak tabii burada öyle bir tablo görmüyoruz. 2022 yılı içerisinde imtiyazlılara, kur korumalı mevduata, faiz ve israfa harcanan para 550 milyar lira olmuş. Önümüzdeki yıl bu rakam 860 milyar lira olacak. 1 milyon 800 bin mağdur EYT’li 101 milyar liraya ihtiyaç duyuyor; ‘Bunu veremeyiz bu çok maliyetli’ diyorsunuz. 5 tane holdinge 100 milyar lira garanti ödemesi yapıyorsunuz. EYT’de yaş sınırı olmamalı ve EYT’lilere haklarının bir an önce verilmesi lazım.
Asgari ücret yüzde 150 artışla 14 bin lira olmalı
Bekar bir çalışanın yaşama maliyeti Kasım ayında yapılan bir araştırmaya göre 10 bin 170 lira. Dolayısıyla asgari ücretin biz yüzde 150 artışla 14 bin lira seviyesine getirilmesi gerektiğini söyledik. İşverene de ayrıca sübvansiyon ve teşvik sağlanması lazım.
Davet gelirse Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşürüz
Milletimiz için karar zamanı yaklaşıyor. Her iki taraftan da masa başındakilerden de kasa başındakilerden de fayda gelmeyeceğini görüp Yeniden Refah'a Millî Görüş’e gelmeleri gerektiğini söylüyoruz. Biz Yeniden Refah Partisi olarak prensiplerimizi kırmızı çizgilerimizi ortaya koyuyoruz. Bu müştereklerde buluştuktan sonra herkesle ittifak kurmamız mümkün. Sayın Cumhurbaşkanımızdan bir davet gelse tabii ki görüşmekte fayda görürüz. 6'lı masadan da davet gelse de 6'lı masanın gidilecek yer olmadığını dile getiriyorum.