Borçlanarak Ekonomiyi Düzlüğe Çıkarmak ve Çalışan Kesimin ve Emeklilerin Hak Ettikleri Zamları Verebilmek Mümkün Değildir!

   Anayasamızın 5. Maddesinde; Devletin temel amaç ve görevleri, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır. Bu bağlamda hükümete düşen asli görev, çalışan kesimin ve emeklinin satın alma gücünü sağlayarak insanca yaşama imkanlarını sağlamaktır. Ne yazık ki, çalışan ve emekliye yapılan zamlardan sonra piyasalarda meydana gelen fahiş fiyat artışları sonucu milyonlarca çalışanın ve dar gelirlinin yüksek enflasyon karşısında yenik düşmesine ve açlık sınırının altına sürüklenmesine neden olmuştur.  Bu kesimin satın alma gücünün enflasyona yenik düşmemesi ve piyasadaki yüksek maliyetli ürünler karşısında korunabilmesi konusunda acil tedbirlerin alınması artık kaçınılmazdır. Özellikle son zamlarla birlikte emekli maaşları açlık sınırının çok altında kalmış olmasına rağmen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz’ın emekli maaşlarıyla ilgili olarak, "Emekli maaşında yıl sonunda yeni bir değerlendirme yapılacak" ifadesi emekli, sabit ve dar gelirlinin geçim yükü altında daha fazla ezilmesi demektir.

 

   Son dönemde memur, işçi ve emeklilere yapılan maaş artışlarının enflasyona yenik düşmemesi ve mum gibi erimekte olan Türk Lirası karşısında ücretlilerin satın alma gücünün korunabilmesi için mutlak suretle “Eşel Mobil Sistemi”nin bir an önce hayata geçirilmesi gerekir.

 

   Türkiye’de vergi verebilecek durumda olanları vergi dışı bırakıp, en kolay yol olarak çalışan kesimden ve dar gelirliden vergi alınması, meydana gelen ağır ekonomik açmazın faturasının sabit gelirli çalışana ve dar gelirli milyonlarca kişiye yüklenmesi bu kesimdekilerin giderek fakirleşmesine ve yoksulluk sınırları altında kalmasına neden olmaktadır. Bu adaletsizliği ortadan kaldırmak amacıyla vergi reformunun acilen yapılması ve dar gelirli ve çalışanın vergi yükünün altında ezilmemelerinin sağlanması gerekmektedir.

 

   Yapılacak olan vergi reformunun yanı sıra, sürekli açık veren bütçenin denk bütçe haline dönüştürülmesi, borçlanma yerine milli kaynakların harekete geçirilmesi, israfın önlenmesi, artış gösteren kamu harcamalarının bir an önce kontrol altına alınması artık kaçınılmazdır.

 

   Bunun yanı sıra, ülkemizde uygulanmakta olan mevcut ekonomik politikalarla haksız yere parayla para kazanma yöntemleri yerine, yatırım, istihdam ve ihracatı özendirecek adımların bir an önce atılması sağlanmalıdır.

 

   Kısa vadeli ekonomik darboğazdan ve dış borç sarmalının üstesinden gelebilmek amacıyla palyatif çözüm olarak siyasi ilişkiler ağını kullanmak vasıtasıyla yurt dışından sıcak para temini yoluna gidilmesi mevcut sorunlara çözüm getirmek değil, aksine çözümsüzlük ve yeni ekonomik açmazlar getirmek demektir.

 

   Ekonomik çözümün adresini en kolay çıkış yolu olarak yurt dışında aramak yerine, yurt içi dinamikleri harekete geçirerek kalıcı çözümleri ortaya koymak artık büyük zaruret arz etmektedir.

 

   Yeniden Refah Partisi olarak ekonomik çözümün, yurt dışından borçlanarak değil, yatırımları çoğaltarak, daha çok üreterek sağlanabileceğini ve bu şekilde zorlukların üstesinden gelebilmenin mümkün ve en önemli yol olduğunu bir kez daha vurgulamak isteriz.

 

   Sonuç olarak, Yaşanabilir bir Türkiye ve Yeniden Büyük Türkiye için gerekli olan kaynaklar ülkemizde mevcut olup, bu kaynakları üretim ve istihdamda kullanmak yerine, kolay yoldan borca dayalı çözümlerle gelinen noktada çalışan memur ve emeklilerimize gerekli iyileştirme tedbirlerinde kaynak yokluğu ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla çalışan kesime yapılacak zamlar konusunda zorluklarla karşı karşıya kalınmakta ve en sonunda milyonlarca kişi fakirlik ve yoksullukla baş başa bırakılmaktadırlar.

 

   Şu anda Türkiye’nin içinde bulunduğu krizden çıkabilmesinin yolu, Kamu Tek Hesabı (Havuz Sistemi)’nin yeniden kurulması ve bundan elde edilecek mali imkanlarla hazineye ilave gelir sağlanması, borca esir olmak yerine, israfın önlenmesi ve milli ve yerli kalkınma modeline dönülmesiyle mümkündür. Böylece Milli Kaynak paketleri harekete geçirilerek üretim ekonomisine geçilmesi, ekonomik büyüme trendinin hızlandırılması, artan milli gelir ile aynen Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın 54. Hükümetinde olduğu gibi memur, işçi, çiftçi, esnaf ve   emekliye adil olarak yansıtılmasıyla mümkün olabilir.

 

   Bu arada Tarım ve Orman Bakanı Sayın İbrahim Yumaklı yaptığı açıklamada, TMO’nın  yoğun bir alım kampanyası yürüttüğünü;  “bundan sonra hasat döneminin sonuna kadar TMO’nun toplam 10 milyon ton hububat alacağını tahmin ettiklerini belirterek, “Başka bir rekor da 440 bin randevuyla 10,1 milyon tonluk ürün için randevu verilmesi oldu” açıklamasının gerçeklerle örtüşmediğini ülkemizin bir çok kesiminde  TMO silolarının ithal hububatla dolu olması nedeniyle zamanında alım yapamaması ve  alımlarda kayıtsız kalması yüzünden bir çok üretici ürünlerini hububat taban fiyatlarının çok altında satmak durumunda kalmışlardır.

 

   Ne yazık ki, üretici ürününü taban fiyatının çok altında bir rakamla elinden çıkardıktan sonra Hububat koridorunda yaşanan belirsizlik yüzünden hububat fiyatlarında meydana gelen artış hiçbir şekilde üretici yerine ucuz fiyatla hububatı alan aracılara yansımış oldu.

Şimdi de fındık hasadına günler kala benzer sorunların fındık üreticilerini de tedirgin etmekte olduğunu görmek mümkündür. Geçen yıl fındık taban fiyatı da 54 lira olarak açıklanmasına rağmen, birçok üretici fındık stoğunu daha düşük fiyatlarla satmak durumunda kalmış oldu. Şu anda fındıktaki girdi maliyetlerinin ve mevsimlik işçi ücretlerinin yüksekliği fındık üreticisinin belini bükmektedir.

 

   Fındıkta açıklanacak taban fiyatının üreticinin maliyetlerin ve fiyat artışlarını karşılayabilecek düzeyde olması gerekmektedir.  Açıklanacak taban fiyatından sonra TMO’nin fındık üreticilerine bir an önce randevu vermesi ve ürün bedellerini üreticinin alın teri kurumadan süratle yerine getirmesi gerekmektedir.

 

Saygılarımızla

 

Doğan Bekin
Genel Başkan Yardımcısı
İstanbul Milletvekili

Yayın Tarihi: 31 Temmuz 2023 | Yayın Saati: 16:48:32