ASIL CAHİLLİK PEYGAMBERE VE EŞİNE DİL UZATILMASINA İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ DEMEKTİR!

ASIL CAHİLLİK PEYGAMBERE VE EŞİNE DİL UZATILMASINA İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ DEMEKTİR!

 

 

Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan, yaptığı açıklamada, "Milletimizin inancını, dini değerlerimizi hiçe sayarak Hz. Adem (AS) ve Hz. Havva annemize şarkı sözleriyle saldırılması asla kabul edilemez. Gerçek cahiller ve gafiller Hz. Adem’e (AS) yani bir peygambere dil uzatanlar ile bu dil uzatmayı düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmeye kalkışanlardır." dedi.

 

Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, düzenlediği haftalık olağan basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.

 

 

Taşıma Suyuyla Değirmen Dönmez, Taşıma Dolarla Ekonomi Yöneltilmez

Son bir senede enflasyon, hayat pahalılığı ve döviz kurlarının artmasıyla vatandaşın bir numaralı gündem maddesinin  ekonomi  olduğunu söyleyen Genel Başkanımız, buna karşın iktidarın çözüm olarak sunduğu Kur Korumalı Döviz Mevduatı ve Swap gibi formüllerin günü kurtarmaya yönelik hamleler olduğunu belirtti. 'Taşıma suyuyla değirmen dönmez, taşıma dolarla da ekonomi yönetilmez' uyarısında bulunan Genel Başkanımız Erbakan, 'ekonomide Kronik yapısal sorunların çözülmesi gereklidir. İsraf halen devam, bütçe açıkları borçlanma, dışa bağımlı ekonomi yapısı devam ediyor, bu şekilde gittiği müddetçe döviz artacak bu da enflasyonu artıracak.' ifadelerini kullandı.

 

 

İktidarın Görevi Sadaka Dağıtmak Değildir

Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan açıklamasında  şunları kaydetti:

 

"İktidar yıllardır olduğu gibi sadaka ekonomisi ve sadaka siyasetine devam ediyorlar. Önce borç-faiz-zam-vergi ekonomisiyle, adaletsiz paylaşımla fakirleştirip, sonra da fakir kalan halka erzak yardımı yapan AK Parti iktidarı bu kez de “4 milyon” ihtiyaç sahibine doğalgaz yardımı yapacak. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı "Hane başına yıllık 450 lira ile 1150 lira arasında destek sağlanacak." dedi. Bir defa bu 20 milyondan fazla insanın ısınma problemi yaşadığını gösterir! İkinci olarak bu yardım aylık 70 TL gibi bir yardıma denk geliyor ki bu yeni doğalgaz fiyatlarıyla zamlardan sonra 4 kişilik bir hanenin dişin kovuğuna bile yetmeyecektir. Diğer bir husus taksimatta adaletsizlik hususu. Bu desteğin toplam bedelinin 3 milyar TL olduğunu bir de övünerek belirtiyorlar. Oysa ki imtiyazlı holdinglere 2022 yılında yapılacak garanti ödemeleri  42 milyar TL ödenecek. Tabi bu garanti ödemesi dolar 9 TL olarak hesaplandığı için 42 milyar doların 13 TL'yi geçti bu garanti ödemesi şimdiden 60 milyarı geçti. Diğer bir kıyaslama da  2022 yılında faize ödenecek para da 240 milyar TL. Döviz kurundaki artış hesaba katıldığında, bu rakamın da 300 milyar TL civarında olacağı rahatlıkla söylenebilir.  Yani 4 milyon haneye verilecek 3 milyar TL devede kulak bile değil. Hep söylediğimiz gibi iktidarların görevi sadaka dağıtmak, hayır işleri yapmak değil, iktidarların asıl görevi fakir halkın alım gücünü arttırmak refah seviyesini arttırmaktır. Siz önce Kış ortasında elektriğe yüzde 52-127 arası, doğalgaza yüzde 25, kömüre yüzde 72, oduna yüzde 32,6 zam yapıp önce fakirleştirip sonra da çıkıp 4 milyon haneye ‘ısınma desteği’ verileceğini açıklıyorsunuz. Yani kaşık ile verip kepçe ile geri alıyorsunuz. " 

 

 

Malum Çevreler Dinimize, Cemaatlere Topyekun Saldırıya Geçti

Cemaat evinde kalan üniversite öğrencisi Enes Kara'nın intihar olayına da değinen Genel Başkanımız, Türkiye'yi üzüntüye boğan vahim olayın malum çevreler tarafından farklı bir tarafa çekildiğini belirterek şöyle konuştu:

 

"Cemaat evinde gerçekleşen intihar olayı sebebiyle malum çevreler dine, dini değerlere, cemaatlere topyekun saldırıya geçtiler. 'Bu ölümün sebebi, sorumlusu cemaatlerdir' noktasına getirdiler. Hatta ağızlarındaki baklayı bir çıkarabilseler yüce dinimiz İslam'ı suçlayacaklar. Bu çarpık mantığı anlamakta zorlanıyoruz.  Bir üniversite öğrencisi intihar ettiği zaman o üniversiteyi sorumlu kabul edip, bütün üniversiteleri kapatalım, engelleyelim mi diyeceğiz? Veya bir üniversite yurdunda intihar oldu Allah muhafaza o zaman da üniversite yurdunu mu kapacatacağız. Böyle bir mantıksızlığı nasıl izah edebiliriz? Böyle bir mantık olabilir mi? Tamamen maksatlı gerçekleri çarpıtıp bütün dindar kesime aklı başında cemaatlere ehli sünnet itikadına uygun hizmet yapmak isteyen cemaatlere bu işi sirayet ettirip bunların faaliyetlerini ortadan kaldırıp asıl kafalarındaki o materyalist nesiller yetiştirmek için adım atmak bu art niyetli karalama kampanyalarından bunu görüyoruz. Allah rahmet eylesin vefat eden gencimize elbetteki üzülüyoruz ancak olayı aslından saptırıp da böyle bir noktaya getirilmesini de doğru bulmuyoruz."

 

 

Asıl Cahiller Peygambere ve Eşine Dil Uzatılmasını İfade Özgürlüğü Olarak Değerlendirenlerdir

Aynı çevrelerin Cenabı Allah’ın bir peygamberine ve o peygamberin eşine saldırma cüretini de göstermekten çekinmediğini de hatırlatan Genel Başkanımız, bu hakaretin düşünce ve ifade özgürlüğü olarak değerlendirilemeyeceğini vurguladı. Erbakan, "Her ne kadar malum şarkı 5 yıl önce yapılmış olsa da gündem yeni düşmüştür. Milletimizin inancını, dini değerlerimizi hiçe sayarak, Hz. Adem (AS) ve Hz. Havva annemize şarkı sözleriyle saldırılması asla kabul edilemez. Gerçek cahiller ve gafiller Hz. Adem’e (AS) yani bir peygambere dil uzatanlar ile bu dil uzatmayı düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmeye kalkışanlardır." dedi.

 

 

İçişleri Bakanlığına Çağrı: Uçaklardan Zorunlu PCR Testi Kaldırılmalıdır

İçişleri Bakanlığımızın zorunlu PCR kararından geç de olsa kaldırması hatasından dönmesi önemli olduğunu belirten Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan, ertesi gün uçaklara zorunluluk getirilmesine anlam veremediklerini kaydederek, "Ancak hemen 1 gün sonra uçak yolculuklarına PCR zorunluluğu uygulaması aklı alır gibi değil. getirmesi Bu virüs 10 saatlik otobüs yolculuğunda, 15 saatlik tren yolculuğunda, sinemada tiyatroda bulaşmayacak, 1 saatlik uçak yolculuğunda bulaşacak. Aynen daha önce metrobüste, otobüste dolmuşta bulaşmayıp sadece camilerde bulaştığı gibi. O dönemde demek ki bu dindar bir virüs,o nedenle hep camide oluyor demiştik, şimdi ne diyelim “uçmayı seven ya da maddi durumu iyi olan bir virüs” herhalde diyeceğiz. Bununla bir diğer çarpıklık da, 18 yaşından küçüklerden PCR testi istenmemesi. Bu nasıl bir mantıktır ? 15-16-17 yaşlarında olan yolcular virüs taşımıyor mu ?  Bulaştırmıyor mu?  Belki biraz sert bir ifade olacak ama bütün bu saçmalıkların bir an önce ortadan kaldırılması gereklidir. İçişleri Bakanlığımızdan bir an önce uçaklardan da bu zorunluluğu kaldırılması çağrısında bulunuyoruz. " şeklinde konuştu.

 

 

 

GENEL BAŞKANIMIZ DR. FATİH ERBAKAN'IN KONUŞMASININ TAM METNİ

 

TR’de kişi başına gelir:                  8600  USD

ABD’de kişi başına gelir:    63 bin USD

AB’de kişi başına gelir :       34 bin USD

 

Peki bir de enflasyonlarımız ne kadar ?

 

ABD %7,  AB Ortalama %5   (Almanya 5.3,  Fransa 3.4, İtalya 4.2,  Hollanda 6.4)

 

TÜRKİYE  %36  (TÜİK),  %82  (ENAG)

 

Böyle olunca da;

 

İBB’ye bağlı Halk Ekmek’in yaptığı açıklamaya göre, İstanbul’da günlük halk ekmek talebi 1 aylık sürede 1 milyon 225 binden, 1 milyon 952 bine çıktı. Bu bir ayda yüzde 60 artış demektir.

Bu patlayan talebi karşılayabilmek için 4. Halk ekmek fabrikası Hadımköy’de kuruluyor.

 

Bankalara tüketici kredisi ve kredi kartı borcu bulunan vatandaş sayısı son bir yılda 800 bin kişi artarak 34 milyon 700 bine yükselirken, borcunu ödeyemediği için yasal takibe düşen kişi sayısı da 4 milyonu geçti.

……………………………………………………………….

 

Dolar düşmüyor, enflasyon artmaya, halk fakirleşmeye devam ediyor…

 

Sn. Cumhurbaşkanı’nın bizzat açıkladığı KKM (Kredi Korumalı Mevduat) Sisteminin de sonuç vermediği görülüyor.

Yine Sn. cumhurbaşkanı’nın tutmayan bir diğer teorisi de “,faiz sebep, enflasyon sonuçtur” teorisi oldu.

Yüzde 14’e düşürülen faize rağmen son açıklanan resmi enflasyon verisinin yıllık yüzde 36,8 ile MB faizinin üç katına yaklaşması, şubat ayında muhtemelen yüzde 50’ye ulaşacak olması ‘faiz düşünce enflasyon düşer’ tezinin yanlışlığını kanıtlıyor.

 

İktidar SWAP’larla, kredilerle günü kurtarmanın, dükkanı döndürmenin peşinde.

Merkez Bankası ile Birleşik Arap Emirlikleri Merkez Bankası arasında 64 milyar TL karşılığı swap anlaşması imzalandı. (Çin, Katar, Güney Kore ve Birleşik Arap Emirlikleri ile imzalanan swap anlaşmalarının büyüklüğü 30 milyar dolara yaklaştı.)

“Taşıma suyla değirmen dönmez, taşıma dolarla da ekonomi yönetilmez”

 

Kronik yapısal sorunların çözülmesi gereklidir. İsraf halen devam

ediyor, bütçe açıkları sevam ediyor, borçlanma devam ediyor, dışa bağımlı ekonomi yapısı devam ediyor, bu şekilde gittiği müddetçe döviz artacak bu da enflasyonu artıracak.

 

    -Ekonomimizin borç yükünden kurtarılması için mutlaka denk bütçe yapılması,

    -Zam, Vergi, borç ve faizden arındırılmış bir ekonomik düzen için bu sayılanların dışında kaynak bulunması,

    -İhalelerde şeffaflığın temin edilmesi ve işlerin ehline, layık olana ve bedelinin 5 misline değil, makul fiyatlarla verilmesi,

    -Stratejik, istihdam artırıcı ve ülke için ekonomik önemi olan yatırımlarda devletin öncülük etmesi veya ortak olması,

 

Bu uyarılara kulak verilmezse,

Standart Charters’ın 2022 sonu döviz tahmini 12’den 20’ye, 2023 sonu tahmini 14’den 28’e ….!!!

Bu da 2022 sonu itibariyle üç haneli enflasyon dönemine geçilecek demektir.

Böyle bir durumda Ak Parti şu andaki yüzde 25 civarında olan oyunu dahi bulamaz ve hatta baraj problemi yaşayacak noktaya gelir.

………………………………..,……………………………..

 

Ancak malesef bizim uyarılarımıza kulak vermekten son derece uzaklar. Yıllardır olduğu gibi sadaka ekonomisi ve sadaka siyasetine devam ediyorlar.

 

Önce borç-faiz-zam-vergi ekonomisiyle, adaletsiz paylaşımla fakirleştirip, sonra da fakir kalan halka erzak yardımı yapma

AK Parti iktidarı bu kez de “4 milyon” ihtiyaç sahibine doğalgaz yardımı yapacak. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı "Hane başına yıllık 450 lira ile 1150 lira arasında destek sağlanacak." dedi.

 

-       Bir defa bu 20 milyondan fazla insanın ısınma problemi yaşadığını gösterir …!!

 

-       Bu desteğin toplam bedelinin 3 milyar TL olduğunu bir de övünerek belirtiyorlar. 

 

Oysa imtiyazlı holdinglere 2022 yılında yapılacak garanti ödemeleri  42 milyar TL (USD 9 olarak hesap edilmiş yani aslında 63 milyar TL ödeyecekler).

2022 yılında faize ödenecek para da 240 milyar TL. Döviz kurundaki artış hesaba katıldığında, bu rakamın da 300 milyar TL civarında olacağı rahatlıkla söylenebilir.

 

Kış ortasında elektriğe yüzde 52-127 arası,  doğalgaza yüzde 25, kömüre yüzde 72,  oduna yüzde 32,6 zam yapıldıktan sonra çıkıp 4 milyon haneye ‘ısınma desteği’ verileceğini açıklıyorlar.

Ve hep söylediğimiz gibi siyasi iktidar hayır kurumu vazifesi yapıyor, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da başka işi kalmamış tamamıyla fak-fuk-fona dönmüş.

…….……………………………………………………………

 

Yoksulluk, hayat pahalılığı yanında en önemli problemlerimizden bir tanesi de devasa işsizlik rakamlarımızdır. 

10 milyona yakın işsizimiz kan ağlıyor, çaresizlik içerisinde hayatta kalmaya çalışıyor.

 

TÜİK’in 10 Ocak’ta açıkladığı Kasım 2021 işsizlik verilerine göre İşsiz sayısı, bir önceki aya kıyasla 39 bin kişi arttı. Bu rakam yıllık artışın 500 bin kişi olması demektir. Kaldı ki iktidarın propaganda birimine bağlı olarak çalıştığı düşünülürse, gerçek artışın bunun çok daha üzerinde olduğu da rahatlıkla söylenebilir.

 

İşsiz sayısının bundan sonra da hızla artacağını öngörmek mümkündür çünkü;

İktidarın pek çok mal ve ürüne, enerjiye, ulaşıma yaptığı zamlar fiyatlarda yükselişe yol açacağı için iç talep ve tüketim de hızla düşecektir. İç talepteki düşüş beraberinde işletmeleri üretimlerini azaltmaya yöneltecektir.

Bunun sonucu ise daha düşük kapasitelerle çalışma ve bu yüzden de işçi çıkartmak olacaktır.

…………………………………………………………………..

 

Geçtiğimiz hafta bir cemaat yurdunda gerçekleşen intihar olayı sebebiyle malum çevreler dine, dini değerlere, cemaatlere topyekun saldırıya geçtiler. Bu ölümün sebebi, sorumlusu cemaatlerdir noktasına getirdiler.

 

Bu çarpık mantığı anlamakta zorlanıyoruz.

Bir üniversite öğrencisi intihar ettiği zaman o üniversiteyi sorumlu kabul edip, bütün üniversiteleri kapatalım, engelleyelim mi diyeceğiz ??

Veya da ASELSAN’da gerçekleşen intiharlar dolayısıyla ASELSAN’ı sorumlu tutup, kapatalım mı diyeceğiz ??

 

Böyle bir mantıksızlığı nasıl izah edebiliriz ?

 

Aynı çevreler Cenabı Allah’ın bir peygamberine ve o peygamberin eşine saldırma cüretini de göstermekten çekinmemektedir.

 

Milletimizin inancını, dini değerlerimizi hiçe sayarak, Hz. Adem (AS) ve Hz. Havva annemize şarkı sözleriyle saldırılması asla kabul edilemez.

 

Gerçek cahiller ve gafiller Hz. Adem’e (AS) yani bir peygambere dil uzatanlar ile bu dil uzatmayı düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmeye kalkışanlardır.

………………..,,,,,,……………..,,,,,,,,,,,,,………………..

 

Bu virüs 10 saatlik otobüs yolculuğunda, 15 saatlik tren yolculuğunda, sinemada tiyatroda bulaşmayacak, 1 saatlik uçak yolculuğunda bulaşacak.

 

Aynen daha önce metrobüste, otobüste dolmuşta bulaşmayıp sadece camilerde bulaştığı gibi. O dönemde demek ki bu dindar bir virüs, o nedenle hep camide oluyor demiştik, şimdi ne diyelim “uçmayı seven ya da maddi durumu iyi olan bir virüs” herhalde diyeceğiz.

 

Bununla bir diğer çarpıklık da, 18 yaşından küçüklerden PCR testi istenmemesi. Bu nasıl bir mantıktır ? 15-16-17 yaşlarında olan yolcular virüs taşımıyor mu ?  bulaştırmıyor mu ?

 

Belki biraz sert bir ifade olacak ama bütün bu “saçmalık”ların bir an önce ortadan kaldırılması gereklidir.

 

Yayın Tarihi: 20 Ocak 2022 | Yayın Saati: 17:20:04