HÜKÜMET, AB VE ORTADOĞU POLİTİKALARINI YENİDEN GÖZDEN GEÇİRMELİ

Ä°ngiltere’nin Brexit kararı Türkiye açısından birçok konuda dersler çıkarılması gereken bir adımdır. Åžöyle ki, Ä°ngiltere, AB’de iken Schengen anlaÅŸmasına onay vermedi. Dublin anlaÅŸmasını yaptı. Euro’yu kabul etmedi Sterlin’de kaldı ve üçüncü olarak da AB’nin bütçesine ülkelerin belirli kıstaslara göre para ödemesinin dışına çıkarak kendine özel bir statü getirtti. Buna mukabil Türkiye ise; daha AB’ye girmeden, Gümrük BirliÄŸi, Ä°stanbul SözleÅŸmesi gibi kritik kararlara imza atarak bir bakıma teslimiyetçilik ruhunu öncelemiÅŸtir. Bütün tek taraflı adımlara raÄŸmen, Türkiye’nin yıllardan beri kapısında beklediÄŸi Avrupa BirliÄŸi, Avrupa’da siyasi arenada söz sahibi olan ve yabancı düÅŸmanlığı retorikleriyle ön plana çıkan radikal siyasi akımların etkisiyle Türkiye’yi baÄŸrında barındırması söz konusu deÄŸildir. Bu nedenle, Avrupa BirliÄŸi’nin bundan böyle Türkiye’ye karşı içi boÅŸ söylemlerden daha fazla bir ÅŸey ifade etmeyeceÄŸi gerçeÄŸini göz ardı etmemek gerekir kanaatini taşıyoruz.
Bu gerçekten hareketle, Türkiye’de nabza göre ÅŸerbet vermeye çalışan ve birçok konuya el atan Sayın CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan ’ın, asıl yapması gereken ÅŸey, Avrupa BirliÄŸi Bakanlığı’nı bir an önce laÄŸvetmesi ve yerine D-8 Bakanlığı’nı ihdas etmesi kaçınılmaz bir gereklilik olsa gerek.

DiÄŸer yandan, ABD ayaklı bir çözüm için Kuzey DoÄŸu Suriye’de öngörülen güvenlik mimarisinin(güvenli bölge) ÅŸekillenmesinde örümcek ağı örgülü yeni bir sorun üretme merkezine karşı hükümet, toplumun beklentileri ölçüsünde hareketle ‘Türkiye inisiyatifli’ güçlü bir politik irade ortaya koyması artık kaçınılmazdır.
Bunun dışında Capitol Hill tarafından önerilen yapısal ve stratejik çözüm yaklaşımları, ABD perspektifli olmaktan öteye gidemeyeceÄŸi gibi, Türkiye’ye karşı yeni kriz kuÅŸağı oluÅŸturmaya yönelik derin ve kalıcı etkiler bırakabilecek tuzaklarla dolu düzeydedir. Türkiye, ABD ve Rusya önerileri dışında güçlü bir güven platformu baÄŸlamında bölgedeki güvenliÄŸi önceleyen çözümleri ortaya koyamadığı müddetçe bölgede sulh ve sükûndan bahsetmek pek mümkün olmasa gerek.
Bu nedenle, hükümetin OrtadoÄŸu’daki sorunlara taraf olmaktan çok, Türkiye öncülüÄŸünde, D-8 vizyonlu çözüme taraf olması yönünde güçlü adımlar atmasını ve tüm bölge ülkelerini kapsayacak alternatif aksiyoner bir yaklaşımla “barış-kardeÅŸlik platformu” oluÅŸturmasını zaruri görüp, bölgemizde ileriye yönelik çatışmaların çözümleri de bu yönde mümkün kılınabilir bir pratiÄŸin ortaya çıkabileceÄŸi kanaati içerisindeyiz.
Dışa baÄŸlı çok yönlü karar mekanizmalarının ortaya koyacakları tek yanlı ve yeni çatışma ortamlarını tetiklemeye yönelik yaklaşımlarla bölgemizde yeniden istikrarın saÄŸlanması asla mümkün görülmemektedir.
Bu arada Yeniden Refah Partisi olarak ABD’nin Ä°srail güdümünde aldığı sözde “Yüzyılın Çözümü” kararına da ÅŸiddetle karşı olduÄŸumuzu ifade etmek istiyoruz. Ä°ÅŸgalci Ä°srail’in, iÅŸgal altındaki DoÄŸu Kudüs ve Batı Åžeria baÅŸta olmak üzere, 1967 Savaşı'ndan bugüne kadar iÅŸgal ettiÄŸi alanları ve Müslümanların kutsalı olan Kudüs'ü tamamen Siyonist Ä°srail egemenliÄŸi altına alma giriÅŸimini ÅŸiddetle telin ettiÄŸimizi ifade etmek istiyoruz.
Ez cümle, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Trump ve Netanyahu’nun aldıkları tek yanlı kararı sadece kınama ve telin etme yerine, BirleÅŸmiÅŸ Milletler nezdinde ve uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli fiili adımları atmalıdır. Daha da önemlisi tüm bu sorunların asıl çözümü olan D-8 Organizasyonu'nun kuruluÅŸ amaçlarına uygun ÅŸekilde çalışması ve 'D-60' hedefine bir an evvel ulaşılması için çaba sarf etmelidir.

DoÄŸan Bekin
Genel Başkan Yardımcısı