23 HAZİRAN İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMİ SONUÇLARI İLE İLGİLİ DEĞERLENDİRME

23 HAZÄ°RAN Ä°STANBUL BÜYÜKÅžEHÄ°R BELEDÄ°YE BAÅžKANLIÄžI SEÇÄ°MÄ° SONUÇLARI Ä°LE Ä°LGÄ°LÄ° DEÄžERLENDÄ°RME

 

Ülkemiz uzun süreli bir seçim atmosferini 23 Haziran Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanlığı seçimi ile birlikte geride bıraktı. Önceki dönemden oldukça farklı, yeni bir siyasi tablonun oluÅŸtuÄŸu seçim sonuçlarının Ä°stanbul’umuz, ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını temenni ediyoruz. Bu seçimde Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı seçilen Sayın Ekrem Ä°mamoÄŸlu’nu tebrik ediyoruz.

 

Türkiye’de 3 Kasım 2002 seçimleri ile iktidara gelen AK Parti 23 Haziran Ä°stanbul seçiminde ciddi bir oy ve güven kaybı ile karşı karşıya kaldı. AK Parti 31 Mart Yerel Seçimi’nde kazanmış olduÄŸu Fatih, Eyüp Sultan, Zeytinburnu ve Üsküdar ilçeleri de dâhil olmak üzere çok sayıda ilçede CHP’nin gerisine düÅŸtü, Ä°stanbul’da Ak Parti’nin önde olduÄŸu sadece 11 ilçe kaldı. Güngören ve Kağıthane gibi ilçelerde ise CHP ile aradaki farkın %1’in altında olduÄŸu görülmektedir. Ayrıca Ak Parti adayı Sn. Binali Yıldırım’ın oylarının 31 Mart’la kıyaslandığında ciddi ÅŸekilde düÅŸtüÄŸünün görülmesi, 31 Mart’ta Sn. Yıldırım ve Sn. Ä°mamoÄŸlu arasındaki çok cüzi farkın, 23 Haziran seçiminde 60 katına çıkarak 800 bini aÅŸması son derece dikkat çekicidir.

 

Bu sonuçlar, Türkiye’de seçmen psikolojisinin mevcut iktidarla ilgili olarak ciddi bir kırılma yaÅŸadığını, vatandaşın artık iktidarın kendisine anlattıklarına temkinli yaklaÅŸmaya baÅŸladığını ve hatta iktidarın her söylediÄŸini sorgusuz-sualsiz kabullenmediÄŸini açıkça ortaya koymakta ve artık siyasette yeni bir dönemin baÅŸladığını iÅŸaret etmektedir. 

 

Ayrıca hem 31 Mart seçimlerinde hem de 23 Haziran Ä°stanbul seçiminde seçmenin %16-17’lik kısmının (bu oran Ä°stanbul için 1,5 milyonun üzerinde oya tekabül ediyor) sandığa gitmemesi milletimizin çok önemli bir bölümünün seçimlere giren mevcut partilerin hiçbirinin sorunlarına çözüm getiremeyeceÄŸine inandığını ve siyaseten bir arayış içinde olduÄŸunu açıkça ortaya koymaktadır.

 

Ortaya çıkan bu tablonun elbette ki bu sonucu ortaya çıkaran süreç ile birlikte deÄŸerlendirilmesi gereklidir.

 

Uzun süreli iktidarlarda görülen temel sorunlar söz konusu süreçte yoÄŸun bir ÅŸekilde yaÅŸanmış, Türkiye’nin merkezi yönetiminde ve yerel yönetimlerde milletin iktidar partisine yıllardır verdiÄŸi çok büyük desteÄŸin ve bu desteÄŸin saÄŸladığı gücün ortaya çıkardığı psikoloji ile oluÅŸan yönetimsel ve kiÅŸisel davranış ÅŸekillerinin milletimiz üzerinde oluÅŸturduÄŸu olumsuz etkiler sandığa açık ÅŸekilde yansımıştır.

 

Gerek Yerel Yönetimlerde yapılan yanlışlar, gerekse Merkezi Yönetimin izlediÄŸi politikalar neticesinde ortaya çıkan baÅŸta ekonomik olmak üzere temel sorunlar milletimizin  bu seçimde oy verme kararını ciddi ÅŸekilde etkilemiÅŸtir.

 

Milletimizin devleti ve belediyeleri yönetenlerden beklentisi açıktır;

 

Yetkiyi milletin verdiÄŸinin ve bu yetkinin süreli olduÄŸunun unutulmaması, verilen yetkinin millet için kullanılması, açık ve ÅŸeffaf bir yönetim ortaya konulması, gönlünü millete açan tevazu sahibi bir yönetim anlayışının benimsenmesi, milletin emaneti olana millet adına sahip çıkılması, kiÅŸisel çıkarları deÄŸil ülkemizin geleceÄŸini ve milletimizin refahını önceleyen icraatların yapılması, adaletten asla taviz verilmemesi, toplumsal huzurun korunması.

 

Türkiye yerel seçimlere büyük bir ekonomik kriz içerisinde girdi. 17 yıllık AK Parti iktidarı boyunca ortaya konulan üretim-istihdam-ihracatı öncelemek yerine borç, faiz, beton ve çimentoya dayalı ekonomi politikasının ve gelir-servet dağılımında adaleti saÄŸlamaya yönelik adımların atılmamasının sonucu olarak ortaya çıkan olumsuz tablo, giderek artan genç iÅŸsizlik oranının, hayat pahalılığının, piyasalardaki ölümcül durgunluÄŸun son dönemde dayanılmaz boyuta ulaÅŸması toplumun bütün kesimlerini ciddi ÅŸekilde etkilemiÅŸ, alınan pansuman tedbirler krizin çözülmesinde etkili olamamış, ekonomi yönetimi sorunları çözememiÅŸ, milletimize güven verememiÅŸ ve kriz giderek daha da ağırlaÅŸmıştır.

 

Dış politikada dile getirilen sözler her ne kadar hak ve adaleti gözeten milli bir söylem olarak kayıtlara geçse de fiiliyatta atılan adımlar sonuçları itibari ile bu sözlerin taşıdığı manadan oldukça uzak kalmıştır. ABD’nin Irak operasyonlarına, NATO’nun Libya operasyonuna ve Büyük OrtadoÄŸu Projesi’ne verilen destekler bunun baÅŸlıca örnekleridir. Özellikle Suriye konusunda daha iÅŸin en başında yapılan yanlışlar Suriye’de yüzbinlerce insanın hayatını kaybetmesi, milyonlarcasının ülkesini terk etmesinin yanı sıra Türkiye’yi büyük bir mülteci krizi ile baÅŸ baÅŸa bırakmış, bu kriz ülkemizde önemli bir sosyo-ekonomik bir sorun olarak milletimizi olumsuz etkilemiÅŸtir.

 

Türkiye’de Siyonizm’in bir planı olarak ortaya çıkartılan PKK terör örgütünün  ülkemize ve baÅŸta Kürt kardeÅŸlerimiz olmak üzere tüm milletimize yaÅŸattığı büyük acıların ortadan kaldırılması ve milletimizin her bir ferdinin temel hak ve hürriyetlerinin tam olarak saÄŸlanması ve korunması için atılması zaten zorunlu olan, devletin temel görevlerinden olan terörle mücadele adımlarının, bir seçim kartı haline getirilip, propaganda malzemesi yapılması, “biz gidersek, baÅŸka kimse terörle mücadele etmez” havasının oluÅŸturulmaya çalışılması en büyük yanlışlardan biri olmuÅŸtur.

 

Daha sonrasında bu tutumla tamamen çeliÅŸecek ÅŸekilde, Ä°stanbul’daki Kürt kökenli seçmenlerin oylarının alınabilmesine yönelik olarak PKK elebaşının mektubunun devlet televizyonunda yayınlanması, bununla da kalmayıp seçimin hemen öncesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin talebi ile “kırmızı bülten”le aranan Osman Öcalan’ın devlete ait bir televizyon kanalında yayına çıkarılması, iktidar Ä°stanbul Seçimini kazanabilmek için terör örgütünden ve elebaÅŸlarından yardım istiyor görüntüsünü ortaya koymuÅŸ ve milletimizin ciddi ÅŸekilde tepkisini toplamıştır.  Kendisini ülkemizin en milliyetçi ve vatansever partisi olarak tanımlayan MHP’nin bu olan bitenlere sessiz kalması ve hatta “bebek katili” olarak tanımladıkları kiÅŸi ile avukatlarının görüÅŸmesine onay vermesi de parti tabanını Cumhur Ä°ttifakı’ndan soÄŸutmuÅŸtur.

 

Yerel Yönetimlerde alt yapı ve üst yapı hizmetlerinde belli bir baÅŸarı saÄŸlanmış olsa da, belediye bütçelerinin tam ve verimli bir ÅŸekilde kullanılmaması, belediyelerin de aynen merkezi hükümet gibi çok ciddi bir borç yükü altına sokulması, küçük ilçe belediyelerinin dahi borçlarının yüzlerce trilyonla ifade edilmesi, il belediyelerinde borçların milyarlarla ölçülmesi, Belediye BaÅŸkanlarının ve belediye bürokratlarının tevazudan ve alçakgönüllülükten uzak yaklaşımları, giderek milletten uzaklaÅŸan tavırları, belli bir zümre ile olan kapalı sosyal ve ekonomik iliÅŸkiler aÄŸları, sürekli artan suiistimal iddiaları, Belediye BaÅŸkanlık makamlarının eriÅŸilemez görüntüsü, seçim sonucunu etkileyen temel unsurlardan olmuÅŸtur.

 

Yapılan yanlışların düzeltilmesi konusunda dile getirilen tüm iyi niyetli uyarılara kulakların tıkanması, iyi niyetli tüm uyarıların arkasında bir kötü niyet ve kasıt aranması, iktidarın sahip olduÄŸu orantısız medya gücü ile kontrolsüz ve dayatmacı bir dilin kullanılması, yine iktidarın elindeki orantısız ekonomik gücün pervasız ve umarsızca kullanılması, devlet ve belediye imkanlarının seçim çalışmalarında muhalefete karşı bir avantaj olarak hukuku ve hakkaniyet ölçüsünü zedeleyecek bir ÅŸekilde seferber edilmesi vatandaşı rahatsız etmiÅŸ ve sonucu etkileyen temel nedenler olarak ortaya çıkmıştır.

 

17 yıldır seçim kaybetmeyen bir iktidarın böylesine açık bir seçim yenilgisini çok iyi analiz edip, bir an önce halkın verdiÄŸi mesajı doÄŸru ÅŸekilde anlaması ve kalan Hükümet sürelerini iyi deÄŸerlendirmeleri kendileri ve Milletimiz adına hayırlı olacaktır.

Seçim artık geride kalmıştır. Bugün artık yeni ÅŸeyler söyleme zamanıdır. Ä°yiyi, güzeli, doÄŸruyu, faydalıyı, adil olanı yeni ve temiz bir lisan ile söyleme zamanıdır. GeçmiÅŸte denenmemiÅŸ yeni bir lider, yeni bir vizyon, yeni ve temiz bir kadro ile milletimizin beklentilerini karşılayacak yeni hedefler belirleme zamanıdır. Siyasette kiÅŸisel çıkar ve menfaatleri gözetmek yerine, milletin ve ülkenin beklentilerini ve çıkarlarını önceleyen bir anlayışı oluÅŸturma zamanıdır.

 

Milletimizin beklentisini karşılayacak, Türkiye’yi ekonomik olarak ayaÄŸa kaldıracak, vatandaşın geçim derdini sona erdirecek, üreticinin yüzünü güldürecek, alın terinin hakkını verecek ve mutfaktaki yangını sona erdirecek projeleri oluÅŸturma ve adımları atma zamanıdır. Türkiye’mizi en hızlı ve güçlü adımlarla borç-faiz kıskacından kurtarıp üretim, istihdam, katma deÄŸerli ihracat dönemine geçirme vaktidir.  Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan sistem yerine gelir ve servet dağılımında adaleti saÄŸlayacak, nimet-külfet dengesini oluÅŸturacak bir sisteme geçme vaktidir. Kaynak ihtiyacını sadece borçlanma ile, millete yük yükleyerek karşılayan yönetim anlayışı yerine, borçsuz-vergisiz-zamsız kaynak paketleri oluÅŸturabilen ve bu kaynakları adil bir ÅŸekilde milletin hizmetine sunan yeni bir anlayışın acilen hakim kılınması ÅŸarttır.

 

Zedelenen adalet duygusunu yeniden saÄŸlam bir zemine oturtmanın ve adalet mekanizmasına duyulan güveni artırmanın zamanıdır. KiÅŸiye göre, partiye göre, imtiyazlara göre karar veren hukuk sistemi yerine, hakkı ve haklılığı üstün tutan hukuk sisteminin oluÅŸturulması ÅŸarttır.

 

Dış politikada sadece ‘Yara sarma’ adımları, zulme ve sömürüye karşı sadece ‘sözel siyaset’ yerine, Türkiye’nin çevresinde ve Ä°slam coÄŸrafyasında yanan ateÅŸi fiilen söndürecek dış politika perspektifini oluÅŸturma zamanıdır.

 

Ä°stikrarsız, düÅŸük kaliteli, sadece diploma ve diplomalı iÅŸsiz üreten, gençlerimize bilimsel bilgi ile birlikte ahlak ve maneviyat aşılamayı göz ardı eden eÄŸitim sistemi yerine, ahlaki, manevi, bilimsel kalitesi yüksek nesiller yetiÅŸtirecek eÄŸitim sistemine geçilmesi elzemdir.

 

BaÅŸta dünyanın baÅŸÅŸehri Ä°stanbul olmak üzere, tüm belediyeleri, milletimizin hak ettiÄŸi hizmeti yeniden alabilmeleri adına tekrar kazanmak ve tekrar Milli GörüÅŸ anlayışı ile yönetmek için bugünden çalışmaya baÅŸlama zamanıdır.

 

Yeniden Refah Partisi olarak kurulduÄŸumuz günden bu yana bu hedefler doÄŸrultusunda var gücümüzle çalışmaktayız.

 

Ruhumuzdaki heyecan 1994’e deÄŸil, 1969’a dayanmaktadır.

 

Azmimiz aynı azim, Ä°dealimiz aynı ideal, samimiyetimiz aynı samimiyet, mücadelemiz de aynı ÅŸekilde milletimiz için, insanlık için hak ve adalet mücadelesidir.

 

Bu ideali canlı tutan, bu samimiyeti tüm Anadolu’yu ve Trakya’yı adım adım gezerek milletimize ulaÅŸtıran, gelecek biziz ve umut bizdedir heyecanı ile çalışan, sadece teÅŸhis yapmak yerine tedaviyi de ortaya koyan, siyasete nezaket ve zerafet kazandıran, tevazusu ve alçakgönüllülüÄŸüyle Genel BaÅŸkanımız Dr. Fatih Erbakan, Türkiye’nin geleceÄŸini saÄŸlam temeller üzerine inÅŸa edecek ve ülkemizi “Yeniden Büyük Türkiye” hedefine ulaÅŸtıracak projelerle her geçen gün milletimizin umudu haline gelmektedir.

 

Yeniden Refah Partisi olarak biz milletimiz, ülkemiz, mazlum Müslümanlar ve bütün insanlık için çalışıyoruz.

 

 “Milletimiz Ä°çin Biz Varız” diyerek çalışıyoruz.

 

Aziz milletimizin kıymetli evlatlarının da desteÄŸiyle, en kısa sürede belediyelerde ve merkezi iktidarda milletimiz tarafından özlenen anlayışı ve hizmetleri yeniden, “Yeniden Refah Partisi” ile getireceÄŸimize, olan inancımız tamdır.

 

YENÄ°DEN REFAH PARTÄ°SÄ°