GENEL BAŞKAN YARDIMCIMIZ ERKAN İLYAS HELVACI'NIN AÇIKLAMASI

Osmanlı’nın son dönemlerinden itibaren Türkiye bir batılılaşma sürecine sürüklendi. Fiziki şartlarımızdan düşünce ve yaşayış biçimimize kadar sirayet eden batılılaşma projesi aslında planlı bir uygulamaydı ve tek amacı milletimizi kendi özünden, kültüründen, benliğinden uzaklaştırıp savaşlarla elde edemedikleri emellerini bu yolla gerçekleştirmekti. Osmanlı’nın bakiyesi olan bu milleti, artık kendileri ve bölge için bir tehdit unsuru olmaktan çıkaracaklar, böylece güdülebilir bir Türkiye meydana getireceklerdi.
Maalesef ki buna en çok teşne olanlar ise siyasilerdi. Yozlaşmış çürümüş insanlığa bugüne dek hiçbir şekilde huzur ve refah getirmemiş batı medeniyetini cilalayarak milletin önüne getirip, bu üstün(!) medeniyet seviyesine yükselmek için adeta birbirleriyle yarışıyorlardı. Milli kelimesi yalnızca piyangoya ve müfredatı tamamen batıya yönelik eğitime hapsedilmişti.
Aslında milletimizin DNA’sı ile hiçbir şekilde uyuşmayan bu batılılaşma yolunda; kimi zaman cebir kimi zaman hileli metotlar kullanarak ülkemizi siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel olarak bir çıkmaza sürüklemişler ve koskoca Osmanlı mirasçısı Türkiye'yi batının uşağı haline getirmeye çalışmışlardır.
Tarihler 14 Ekim 1969’u gösterdiğinde Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızın siyasi arenada yerini almasıyla, bu aziz milletin makûs talihi tersine dönmeye başlamış ve Milli Görüş hareketiyle ’milli’ kelimesi asıl anlamını kavramıştır.
Manevi açıdan en hassas kesimlerin dahi ‘batının fennini ve tekniğini alalım, ama ahlakını almayalım’ şeklinde düşünülen bir ortamda elbette ki Erbakan Hocamızın işi hiçte kolay olmayacaktı.
Ülkemiz üzerinde oynanan oyunları ve içerideki batılılaşma sürecinin bizi köle yapmaya yönelik olduğunu ‘’Batı Taklitçiliği’’ başlığı altında uzun yıllar anlatarak, tek kurtuluş reçetesinin Milli Görüş olduğunu hem teorik hem de uygulamalı olarak aziz milletimize göstermiştir.
Batı taklitçiliği diye diye bitirmiş olduğu bu olgunun yerini artık Milli Görüş almış ve özellikle siyasetin ana omurgasını Milli Görüş söylemleri oluşturmuştur.
Irkçı emperyalizm ve batılı güçler tabii olarak emellerinden vazgeçmemişler ve yeni bir taktik geliştirerek ‘’Milli Görüş Taklitçiliğini’’ uygulamaya koymuşlardır.
Yani söylemler Milli Görüş, eylemler ise yine batı taklitçiliği yönünde seyretmiştir. 
Gerek merkezi yönetimde gerekse yerel yönetimlerde milletin önüne çıkarken tamamen milli politikalardan ve halkın hassas olduğu konulardan nutuklar atılmakta fakat uygulamada borç-faiz sistemi, israf düzeni, kültürel ve ahlaki yozlaşma ve ifsat son sürat sürdürülmektedir.
Belediyecilikte devrim yapan, 90’lı yıllarda ‘isterlerse hükümete borç verebiliriz’ diyen Milli Görüşçü Konya Büyükşehir Belediyesi maalesef ki bugün milli görüş taklitçiliği sebebiyle borç-faiz sarmalında hizmet dahi yapamamakta, kendi personelinin ödeneğinden daha fazlasını faize ödemektedir.
Seçimlerden önce milletin milli ve manevi duygularına sahipmiş ve saygılıymış gibi camilerden çıkmayan, Yasin-i şerifler okuyarak medyaya servis eden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, eşcinsel nikâh kıymayı şahsi olarak arzuladığını fakat toplumun buna hazır olmadığını dile getirmektedir.
Ekonomik olaraksa yine batıdan faizli krediler peşine düşerek aslında İstanbul’a hiçbir şekilde beklenilen hizmetleri yapamayacağını çok net bir şekilde ortaya koymaktadır. Kendilerinden önceki yönetimin israflarından yakınmış fakat israfta üstüne koyarak yoluna devam etmiştir.
2019 yılı sonu itibarı ile toplam borcu 640 milyon TL’nin üzerinde olan Ordu Büyükşehir Belediyesinin heykel dikme olayı aslında israfın boyutunu ve toplumdan ne kadar uzak olduklarını gözler önüne sermiştir. Zaten ekonomik sıkıntıda olan ve pandemi sebebiyle de iyice darboğaza giren milletimizin aklıyla oynar gibi, hiç kimsenin hiçbir işine yaramayacak, milletin hiçbir sorununa çözüm sağlamayacak ve zaten bizim kültürümüzde de yeri olmayan bir faaliyete imza atarak yozlaşmanın ve tükenmişliğin fotoğrafını resmetmiştir. 
Borç-faiz ekonomisinde, israfta, adam kayırmacılıkta birbiriyle yarışan AK Partili ve CHP’li belediyelerin, bu milletin derdine derman olamayacakları apaçık ortadadır.
Sadece yerel yönetimlerdeki birkaç uygulama ile örneklendirdiğimiz, söylemde milli görüş taklitçiliği eylemde ise batı taklitçiliği, üzülerek ifade ediyoruz ki merkezi yönetimde çok daha vahim boyutlardadır.
Çeşitli periyotlarla ve vesilelerle Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel tehlikelere dikkat çekmekte, bununla birlikte çözümlerini de net bir biçimde önermektedir.
Dr. Fatih Erbakan liderliğindeki Yeniden Refah Partisi en kısa zamanda hem merkezi hükümette hem de yerel yönetimlerde Millî Görüş  taklitçiliğiyle çözümsüzlüğe sürüklenen gidişata dur diyecek ve söylemde de eylemde de gerçek Milli Görüş zihniyetiyle milletimizi hak ettiği refah düzeyine ulaştıracaktır inşallah.
 
Erkan İlyas HELVACI
Genel Başkan Yardımcısı
Mahalli İdareler Başkanı
 
Yayın Tarihi: 10 Haziran 2020 | Yayın Saati: 15:35:19