ÖDÜNÇ VEKİL UYGULAMASI KANUNA KARŞI HİLEDİR
Anayasaya göre, “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir”. Milletimiz yapılan seçimler vasıtasıyla kendisinde olan “Egemenlik” hakkını, seçtiği milletvekillerine devreder. Seçimlerde milletvekilleri, bağımsız veya bir siyasi partinin listesinden aday olarak seçilirler. Seçmenler ise bir siyasi partiye; öncelikli olarak Genel Başkanına, söylemine, geçmişteki icraatına, siyasi yelpazede durduğu yere ve kadrosu gibi unsurlara göre oy verirler. Siyasi tarihimiz, bir partiden seçilip, başka siyasi partilerde siyaset yapan milletvekili örnekleriyle doludur.
Son yapılan genel seçimlerde ise, halkın desteğini almadan, kanunların öngördüğü teşkilatlanmalarını yapmadan, seçime girmek isteyen partiler “Kanuna Karşı Hile” uygulamak suretiyle, başka bir siyasi partinin milletvekillerini istifa ettirip, kendi partisine katarak TBMM’de grup oluşturmuştur. Bu sayede de seçimlere katılma hakkı olmayan partiler, seçimlere katılmıştır.
Uygulama şöyle yapılmaktadır; Milletvekili fazlası olan parti, Siyasi Partiler Kanunu’nun aradığı seçime girme şartlarını taşımayan bir başka partiye, kendi vekillerine talimat vermek suretiyle, istifa ettirilerek diğer partiye geçmeleri sağlanmaktadır. Bu sayede yeni grup kuran parti, seçime girme ve hazine yardımı alma gibi, grup kurmanın avantajlarından faydalanmaktadır. Böylece daha zor olan, ülke genelinde yeterli oranda teşkilatlanma şartını da aşmış olmaktadır. Maksat hâsıl olunca, milletvekilleri seçime girme yeterliliği almasına vesile oldukları partiden tekrar istifa ederek, gerçek partilerine döndüğünde, kendi partilerince “Demokrasi Kahramanı” ilan edilerek, seçimlerde tekrar aday yapılmaktadırlar.
Burada, hukuken şu soruların cevaplarını aramamız gerekmektedir.
-Kendi partilerinden istifa eden milletvekillerinin gerçekten partilerinden ayrılma iradeleri var mıdır?
-Yeni geçtikleri partinin, gerçekten üyesi ve milletvekili olma iradeleri var mıdır?
Bu soruların cevabı herkesçe malumdur.
Kanunların yasakladığı bir eylem ve sonucu, hukuka uygun gibi görünen başka bir eylemle, arzu edilen sonuca ulaşılmasına “Kanuna Karşı Hile “ denilmektedir. Son seçimlerde, seçime girme yeterliliği olmayan bazı siyasi partiler maalesef, “Kanuna Karşı Hile” yoluyla grup kurmuş ve Genel Seçimlere katılmışlardır. Aslında kurulan grup kendilerinin olmadığı gibi, milletvekilleri de asıl partilerine geri dönmüşlerdir. Ödünç milletvekilleri ile seçime girme yeterliliği alınmıştır.
Siyasi etik olarak, asla tasvip etmediğimiz bu ve benzeri olaylar, vicdanları kanatmıştır. Millete ait olan, “Egemenlik Hakkı” ‘nı ihlal etmiştir. Millet iradesi suistimal edilmiştir, ifsat edilmiştir. Şimdi ise, Ana Muhalefet Partisi, yeni kurulan partilere çağrıda bulunarak, seçimlere katılma hakkını kazanabilmeleri için, geçen seçimde uygulanan yöntemi hatırlatarak,“ Ödünç Vekil”, vermeye hazır olduklarını beyan etmişlerdir. Muhtemelen yapılacak bir seçimde aynı yöntemi kullanacakları anlaşılmaktadır.
Bu ve benzer uygulamalar, dünyadaki tüm hukuk sistemleri tarafından kabul edilmediği gibi, ‘Türk Hukuk Sistemi’ tarafından da korunmamaktadır. Bu uygulamanın, Kanuna Karşı Hile sebepleriyle yok hükmünde kabul edilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Daha açık bir ifadeyle, başka siyasi partilerin vekilleri ile grup kuran partiler, Kanuna Karşı Hile sebebiyle seçimlere girme yeterliliğini almamış olduklarını düşünmekteyiz.
Eğer bu tür uygulamalar devam ederse, ülkemiz ve Türk Siyaseti, sürekli olarak iç ve dış destekli kaos planlarıyla karşı karşıya kalacaktır. Millet irademiz sürekli zedelenecektir.
Kim, “Er Meydanı”‘na çıkmak istiyorsa, bu meydana çıkmanın şartlarını Yeniden Refah Partimiz gibi taşıması gerekmektedir.
Başkasından medet ummadan, yiğitliğini ortaya koyarak, aslan gibi milletin karşısına çıkması, alnının teriyle, bileğinin gücüyle yarışma hakkını kazanması gerekmektedir. Aksi halde Milletimizin “Egemenlik Hakkı” ve iradesi ihlal edilmiş olacaktır.
Av. Bayram SAKARTEPE
Genel Başkan Yardımcısı
Siyasi İşler Başkanı